Hakan AKSAY
Türkiye'nin 24 Kasım 2015'te bir Rus uçağını düşürmesinden sonra bir türlü yapılamayan Türk-Rus Üst Düzey İşbirliği Konseyi, nihayet 10 Mart 2017'de Moskova'da toplandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan zirve sonrasında Başkan Putin'le birlikte düzenlediği basın toplantısında, “ilişkilerin normalleştirilmesi aşamasının geride kaldığını” ve ikili işbirliğinin eski güzel günlere döndüğünü memnuniyetle vurguladı.
Putin aynı derecede iyimser cümleler kurmasa da, yine de pozitif bir tarzda “Rus-Türk ilişkilerinin oldukça hızlı bir şekilde yeniden kurulduğunu” ifade etti.
Acaba gerçekten öyle mi?
Bence hiç de değil.
Erdoğan’a da Putin’e de katılmıyorum.
Elbette ikili ilişkilerde ilerlemeler var. Ama az. Ve oldukça ağır.
Ne Rusya Başkanı’nın dediği gibi “hızlı”, ne de Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi “ilişkiler tümüyle normalleşti ve eski haline döndü”.

* * *
Zirveden geriye ne kaldı?
Dünkü Kommersant Gazetesi’nde Andrey Kolesnikov isimli Rus meslektaşımız tarafından yazılan ironik haber analizde, bazı heyecanlı Türk gazetecilere atıfta bulunularak “Türk şirketlerinde çalışan işçilere yönelik iş vizesinin kaldırılması” yolunda Putin’in yaptığı açıklamanın “tarihî” olarak nitelenmesiyle dalga geçildi.
Kolesnikov haksız sayılmaz.
Vize ve çalışma izni konusundaki “kısmi iyileştirme” mi zirvenin en büyük sonucu?
Birçoğu daha önceden telaffuz edilen ve/veya geleceğe yönelik iyi niyet belirtisi sayılan kararlar mı?
(Zirvede, 2017-2020 orta vadeli ticari-ekonomik, bilimsel-teknik ve kültürel işbirliğine dair hükümetlerarası sözleşmeden, 2019’un Türk-Rus karşılıklı kültür ve turizm yılı ilan edilmesine, iki ülke arasında ortak yatırım fonu kurulmasından, Anadolu Ajansı ile TASS arasında işbirliği anlaşması imzalanmasına kadar bir dizi karar alındı).
Peki, ikili ticaretin önündeki engeller aşıldı mı?
Moskova, yaptırımları tümüyle kaldırma niyetini ortaya koydu mu?
Hayır!
* * *
Yıllar içinde temcit pilavına dönmüş olan “100 milyar dolarlık ikili ticaret hacmi” hedefi nasıl hâlâ bu kadar rahat telaffuz edilebiliyor?
2008’de 38 milyar dolara ulaşan ticaret hacmi, daha sonra hiç o düzeye ulaşamadı. Son yıllarda ise durmadan düşüyor (burada tek faktör “uçak düşürme” olayı değil). Geçen yıl, bir önceki yıla göre yüzde 32 azalarak 17 milyar dolara kadar geriledi. Bu ortamda hâlâ “100 milyara ulaşacağız” demek biraz garip kaçmıyor mu?
Moskova, bazı tarım ürünlerinin ithalatına izin verdi. Ama en önemlilerine değil. “Domates sorunu”, bir kez daha ticari ilişkilerin tıkanma noktalarından biri olarak ortada duruyor.
Turizmde nispeten iyimser bir hava var. Bu yıl Rus turistlerin sayısında rekor artış bekleyenler az değil.
Ama bu da, diğer alanlar da aslında bir tek meselenin esiri durumunda: Suriye’deki Türk-Rus işbirliği.

* * *
Evet, Ankara’nın Moskova’dan özür dilemesinden sonra şaşırtıcı bir hızla başlayan askerî-siyasi işbirliği ile Suriye’de önemli yol kat edildi. Fiilen savaşın farklı cephelerindeki güçleri destekleyen iki ülke arasında başarılı bir koordinasyon sağlandı. Türkiye, Rusya’dan aldığı izinle girdiği Suriye’de ileri mevzilere ulaştı. Astana Süreci’nin en önemli aktörlerinden biri oldu.
Ama tehlikeli bir oyun bu. Savaş kıvılcımları bazen iki tarafı veya iki tarafın desteklediği güçleri (Özgür Suriye Ordusu ile resmî Suriye silahlı kuvvetlerini) karşı karşıya getiriyor.
Türkiye, sanki Suriye’den hiç çıkmayacakmış gibi davranıyor.
Rusya, eninde sonunda Suriye’deki iç savaşın bitirilmesini, Esadyönetiminin ülkeye tümüyle hâkim olmasını, kendisinin de oradaki siyasi-askerî varlığının güvence altına alınmasını istiyor.
Bu, Ankara’nın bölgeye yerleşme planlarıyla ve Kürt karşıtı politikalarıyla çakışmıyor.
* * *
Erdoğan “Moskova’daki PYD ofisinin kapatılmasını” talep etti bir kez daha.
Ama olumlu cevap alamadı.
Zirveden kısa süre önce Menbiç’teki Rus askerlerinin kollarında PYD armasının ortaya çıkması acaba bir mesaj mıydı?
Sahi, Ankara, Moskova’nın mesajlarını okumakta zorlanıyor mu?
Dahası ABD de Türkiye’nin bölgeye ilişkin tasarılarından ve Kürtlerle savaşma arzusundan rahatsız.
Bu ortamda tehlikeli gelişmeler yaşanabilir.
Bu gelişmeler, Ankara’yı Moskova ve Washington’la karşı karşıya getirebilir.
Rusya ile tamir edilmeye çalışılan ilişkiler yeniden bozulabilir.
TSK’nın bir an önce Suriye’den çıkarılması her açıdan en hayırlı karar olacaktır.
Aksi taktirde önümüzde kanlı, riskli, tehlikeli bir yol var.
![]()
* * *
Kremlin, belki de bu durumun farkında olduğu için, Türkiye ile ilişkilerin eski haline gelmesine karşı “bilinçli bir yavaşlatma çabası” içinde. Her bir adımında Ankara’dan taviz koparmaya, onu yönlendirmeye çalışıyor.
Sadece kendi işine gelen konularda hızlı davranıyor: Türk Akımı Doğalgaz Hattı gibi, Akkuyu Nükleer Santrali gibi, S-400 füze savunma sistemi görüşmeleri gibi...
Çok mu kötümserim?
Pek sanmıyorum.
Türk-Rus ilişkileri 24 Kasım sonrasında yaşanan ve askerî çatışma tehlikesi de içeren tehlikeli gerginliği çoktan aştı. Yavaş da olsa gelişmeye devam ediyor.
Ama bu durum - Moskova Zirvesi’nin de gösterdiği gibi - ikili ilişkilerin hemen hemen tümüyle Suriye'deki askerî işbirliğinin gölgesi altında bulunduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkiler Suriye odaklı olmaktan bir an önce çıkarılmalıdır.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025