Hasan Bülent KAHRAMAN
Listeler açıklanınca isimlerden çok sistem ve yöntem üstünde düşünmek gerekirdi ama bakıyorum kimsenin o sulara yelken açtığı yok. Oysa o açıdan ele alınca söylenecek neler var neler.
Birincisi, istendiği kadar önseçim yapılsın (o da çok kısmi), istendiği kadar 'temayül yoklamasına' gidilsin, istendiği kadar partilerin yetkili kurullarında konuşulsun Türkiye'de MV aday listeleri ne yazık ki katılımcı ve demokratik bir biçimde hazırlanmıyor. Oysa öyle bir yöntemi uygulamak zor değil. Batı demokrasilerinde hiç mi hiç görülmeyen bizdeki model yerine uygulanan yöntem odur, bir partiye üye olan herkes gelip bir bölgede oy kullanır ve kendi temsilcilerini seçer. Parlamenter demokrasinin temeli olan temsil mekanizmasını işletmenin ve temsili yaygınlaştırmanın başka bir yolu olamaz.
Bu metodun bir başka erdemi siyasal katılımı en geniş paydada sağlamasıdır. Kendi oyuyla kendi temsilcisini seçmiş insan bir seçim döneminde 'mobilize' olmayıp da ne yapacak? Halbuki bizde daha şimdiden 'liste kırgınlıkları' başladı, istifalar, küskünlükler başını almış gidiyor. Daha beteri birçok adayın başvurusundan anlaşılıyor ki, siyaset Türkiye'de hâlâ bir 'çıkar kapısı' olarak görülmektedir. Temsille ilgisi olmayan yaklaşımların bunca benimsenmesinin altında yatan başlıca neden budur. Başka düzeylerdeki demokrasi arayışımızı partilerin içinde uygulamayışımızdan daha fazla hiçbir şey siyasal kültürümüzün dar, içe kapalı yapısını gösteremez.
Gelelim şimdi partilere. Bu yazıda CHP'yi ele alalım.
CHP bir bakıma doğru olanı yaptı. Türk siyasetinin 1993'ten beri çeşitli bataklıklara saplanmasının önde gelen amili olan Baykal ekibi tasfiye edildi. Bu sevindiricidir. Baykal da parlamento dışında kalsaydı siyaset hiçbir şey kaybetmeyecekti. Yalnız burada önemli bir sorun var. Yaşanan tasfiye CHP'nin bir siyasetten kopup değiştiğini mi gösteriyor yoksa bu sadece parti içi bir klik/hizip çatışmasının sonucu mudur? Öyle sanıyorum ki, cevap daha çok ikinci soruya dönüktür. Yani bir hizip temizliği yapılmıştır. Eskiden Baykal'la Sav liste yapıyordu, şimdi Kılıçdaroğlu'yla Tekin yapıyor. Ama Baykal'ın düşürülmesi başlı başına bir 'olay'dı. Henüz tamamlandığını sanmıyorum, perde arkası da henüz aydınlanmamıştır. O nedenle bu gidişin ne olduğunu hep birlikte göreceğiz.
Ikincisi ve daha vahimi mevcut listeleşmenin haydi 'Ergenekon sanıklarını' demeyeyim de çok tartışmalı insanları bünyesine katmıştır. Kamuoyunun tüylerini ürperten bu isimler değil onların CHP ile özdeşleştirilmesidir. O isimlerin ne sosyal demokrasiyle ne solla ne de demokrasiyle ilgisi, ilişkisi olmuştur bugüne dek. Dolayısıyla işin bu yanı vahim bir oluşumdur. CHP böylece yerini sadece belli etmekle kalmamış, rengini de alabildiğine koyultmuştur.
Üçüncüsü, CHP, bu stratejiyle merkez sağın da oylarını alan AK Parti karşısında 'geniş cephe' yapan bir parti kimliği kazanıyor. Fakat bunu yaparken tırpanı sola vuruyor, sosyal demokrasiye vuruyor. Her şeyi düşünürdüm ama mesela sosyal demokratlığı CHP'nin çok ötesine geçen, geçmiş bir Ercan Karakaş'ın liste dışı bırakılacağına aklım ermezdi. Haberal var o yok... Aynı şekilde neden CHP, şimdi BDP listelerinden güle oynaya aday olan sol isimleri kendi bünyesine çekmek istemedi? Bu sorunun yanıtı CHP'nin merkez sağla bütünleşme, fincancı katırlarını ürkütmeme çabasındadır. CHP sosyal demokrasiyle değil Türkiye'deki hakim merkez sağ siyasetle meşguldür. Bunu, belki daha pastelleşen tonlarda ama gene de 28 Şubat sonrasının tezleri üstünden yapmayı benimsemiştir.
Oysa bu eski ve denenmiş bir yöntemdir ve çoğu zaman yarardan çok zarar getirdiği kanıtlanmıştır. Birleşik cepheler dünyanın gelişmiş demokrasilerinde de Türkiye'de de kabul görmeyen oluşumlardır. Zorlamalardır. Özel dönemlere tekabül ederler ve verimleri çok farklı koşullara bağlıdır. Oysa Türkiye şimdi o noktada bulunmuyor. Kaldı ki, bu yöntem işlerse Türkiye çok keskin bir bölünmeye gidecektir. CHP'nin asıl arayışı odur. Daha önce üstünde çok konuşulan sahiller-iç bölgeler ayrımı bu politikayla çok keskinleşecektir. Şimdilik...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- ‘Radikal şıklar’, Kürtler ve Sırrı Süreyya ‘gerçeği’
13.05.2025 - Şark kültürü ve Sırrı Süreyya Önder: Küçük bir değini
5.05.2025 - ‘Demokrasi sosyal’ ve ‘ilk insan’
6.03.2025 - Avrupa, Avrupa’ya düşman
26.02.2025 - Muhalefetsiz toplum üstüne düşünceler ya da muhalefetin boğduğu muhalefet*
13.02.2025 - CHP’de sosyal demokratik bir dönüşümün zorunlulukları ve olanakları
6.01.2025 - Trump’a bakıp Türkiye’yi görmek
18.11.2024 - Türkiye’nin 100 yıllık Cumhuriyeti: ikili yapının esrarı...
31.10.2024 - Açık Radyo’nun kesilen sözü
23.10.2024 - Hayal ufkunun beyaz yelkenlisi: Yeni merkez sağ parti
8.10.2024
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Des Tek
Kürt milleti PKK ye destek veriyorsa TC nin kürtlere olan baskısı sebebiyle... Serbest özgür kürt hiçbir zaman kemalist pkk ye destek vermeyecek...