Kemal ÖZTÜRK
İslam ülkeleri içinde bir başkasının başına gelseydi belki bu kadar üzülmezdik. ABD Başkanı, tüm dünyanın gözü önünde, o ülkenin kralını aşağılarken, hepimizin içinde bir utanç, bir öfke, bir isyan duygusu oluştu.
Öyle olmak zorunda, zira her gün yönümüzü o ülkeye doğru dönerek namaz kılıyoruz. Peygamber Efendimiz o ülkede metfun. Böyle olunca, aşağılanan sadece Suudi Arabistan’ın kralı değil, sanki Müslümanları da temsil eden biri gibi hissettik.
Bu kişi, hepimiz için kutsal olan Mekke ve Medine’nin ‘hizmetçisi’ olarak ilan ediyor kendini (Hadimul Haremeyni Şerif). Mekke ve Medenin çöpçüsünü dahi aşağılayamaz Trump ama ülkenin kralını aşağıladı hepimizin gözü önünde. O da sesini çıkarmadı.
KONSOLOSLUK MU, CİNAYET MAHALLİ Mİ?
Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu önüne geldiğimde, içimde bu aşağılanmaya ses çıkarmamış/çıkaramamış Suud yöneticilerine olan öfke hala diriydi. Şimdi bir başka olay nedeniyle öfkemiz, kızgınlığımız iki katına çıkmış durumda.
Demir parmaklıklarla çevrilmiş bu konsolosluk, bir cinayet mahalli olmakla suçlanıyor şimdi. Gazeteci Cemal Kaşıkçı, nişanlısını bina dışında bırakıp, Levent’teki bu binaya girdikten sonra kayboldu.
Kaybolduğu günden itibaren konuyu takip eden dostum, Türk-Arap Medyası Başkanı Turan Kışlakçı, korkunç bilgiler verdi kamuoyuna. Her gün konuşuyorum Kışlakçı ve yardımcısı Fatih Öke ile. Her seferinde hayretim, şaşkınlığım, öfkem ve nefretim artıyor. Zira söylenenler doğruysa, bu bina mezbahane gibi insanların kesilip paketlendiği bir cinayet mahallidir.
Cemal Kaşıkçı’nın öldürüldüğüne dair güvenlik kuvvetlerinin kesin olan bilgileri var ki, dünya kamuoyunu, yabancı basın aracılığıyla kuvvetli biçimde domine etti. O günden beri, medyanın ilgi odağı şimdi öfkeyle baktığım bu bina. Önünde yüzlerce gazeteci, yazar, aktivist var.
TÜRKİYE’NİN SAYGINLIĞINA YAPILMIŞ KORKUNÇ SALDIRI
Batılı ajansların, televizyonların muhabirleri, kurdukları kameralarının karşısında, hayret ve şaşkınlık ifadelerini yüzlerine yansıtarak anonslar çekiyor, canlı yayınlar yapıyor: “Evet bu binaya giren Cemal Kaşıkçı’nın, Suudi Arabistan’dan gelen 15 kişilik infaz timi tarafından öldürüldüğü ve sonra cesedinin parçalara ayrılarak götürüldüğü iddia ediliyor…”
Olayın anlatımı bile inanılmaz korkunç hisler veriyor insana.
Türkiye devleti, bu cinayeti doğrudan kendi saygınlığına ve itibarına yapılmış bir hamle olarak algıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuyu bizzat takip ediyor. Savcılık soruşturma açtı, tüm güvenlik birimleri titizlikle çalışıyor. Yakında konsoloslukta arama olacak. Bir şey bulamayacaklarını güvenlik kuvvetleri de biliyor. Ancak resmi soruşturma açısından olay mahallinde inceleme yapmak zorundalar.
Türkiye bir yandan da, olayın doğru çıktığını duyurduğunda nasıl bir yol haritası izleyeceğini belirlemeye çalışıyor. Doğru çıkması halinde çok ciddi ve sarsıcı karşılığı olmak zorunda. Çünkü Türkiye devletinin güvenilirliğini, saygınlığını ve ülkesindeki yabancılara karşı sorumluğunu sarsan bir saldırıdır bu.
Yakında Türkiye durumu net olarak açıklayacak. İddiaların asılsız çıkması ve Kaşıkçı’nın sağ selamette olması için dua ediyoruz. Lakin korkarım bu çok zayıf bir ihtimal.
BU NASIL BİR DEVLET?
Bir ülkenin kendi konsolosluğunda cinayet işlemesi kimsenin aklının alacağı bir şey değil. Ancak terörist kafası, mafya kafası böyle bir şeyi yapabilir. Hatırlayınız daha önce kraliyet ailesindeki üyeleri, iş adamlarını, devlet görevlilerini, saygın aile üyelerini bir gecede toplayıp, bir otele kapatmıştı Prens Selman. Orada işkence yaptığı, zorla ‘senet imzalattığı’, servetine çöktüğü iddia edilmişti. O da ayrı bir utançtı Suud devleti için. Onu yapan kafanın bu cinayeti işlemesi gayet mümkün.
Suudi Arabistan’ın gelecekteki kralı ve şimdilerde devletin tek hâkimi Prens Selman’ın bu tür politikalarını eleştiriyordu Cemal Kaşıkçı, Washington Post gazetesindeki köşesinde. Türkiye dostuydu (zaten aile köken olarak Osmanlı’ya dayanıyor). Türkiye’de evi vardı ve burada evlenmek için nişanlısıyla konsolosluğa gelmişti.
Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’ın Türkiye’ye karşı, İsrail-ABD hattında yer aldığını ve hasmâne tutum içinde olduğunu biliyorsunuz. Zaten bu cinayet, Türkiye’yi daha da zor duruma sokmak, iki ülke ilişkilerini bitirmek için yapılmış bir operasyona benziyor.
Kaşıkçı, özellikle Yemen’de uyguladığı abluka ve saldırılarda çocukların, Suriye’deki tutumuyla sivillerin ölümüne neden olan ve kendi ülkesinde mafyavari tutumuyla vatandaşlarına kan kusturan rejimi sert olmasa da eleştiriyordu. Buna bile tahammül edemediler demek.
DİN ADAMLARIMIZ BİR FETVA VEREBİLİR Mİ?
Nerede bakarsanız bakın, utanç verici bir politika izliyor Suudi rejimi. İslam dünyasında ABD tarafından bu kadar aşağılanan, haraca bağlanan ve resmen köle gibi davranılan bir başka ülke olmadı.
Ne hazindir ki, Mekke ve Medine bu ülkededir. Ve bizler umre için, hac için İslam dünyasının yüz karası bu ülkeye gitmek zorundayız. Belki de gitmek zorunda değiliz. Esir alınmış kutsal beldeye hac için gitmenin farz olup olmadığına din adamlarımız bir fetva verebilir mi bilemiyorum?
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.05.2024
20.04.2024
20.04.2024
12.04.2024
25.01.2024
9.05.2022
7.04.2021
26.03.2021
19.03.2021
11.03.2021