Kurtuluş TAYİZ
ODTÜ krizi devam ederken, kendimi bir an haber sitelerinin akışına bıraktım.
Ankara olağanüstü bir gün geçiriyor.
Amerikalı gazeteci John Reed’in Dünyayı Sarsan On Gün’de anlattığı 1917 Sovyet Devrimi günlerini hatırlatıyor.
Bütün Türkiye’nin kalbi, devrimin lokomotifliğini üstlenen ODTÜ’de atıyor.
» Saat 13:00 “ODTÜ ayakta AKP’ye direniyor” pankartı açarak hazırlık sınıfının önünde toplanan beş bin öğrenci devrim stadyumuna yürüdü.
Öğrenciler, “Faşizme karşı omuz omuza, ODTÜ yürüyor gelenek sürüyor, AKP defol üniversiteler bizimdir, YÖK kalkacak polis gidecek üniversitelerimiz gülecek” sloganları attı.
ODTÜ’nün öğrencileri şehir dışında ve Ankara’daki diğer üniversitelerden çok sayıda öğrenci destek için geldi.
CHP’li Muharrem İnce de destek için yürüyüşe katıldı.
» Saat 13:05 Başta Hacettepe olmak üzere Ege, Kocaeli ve Kırıkkale Üniversitelerinden gelen öğrencileri güvenlik görevlileri engellemeye çalıştı.
Öğrenciler “Her ODTÜ, her yer direniş” sloganlarıyla güvenlik görevlilerini geçerek ODTÜ yerleşkesine girdiler.
» Saat 13:10 İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Eyüp Özveren öğrencilerden “Demokratik haklarınıza saygılıyız ama ODTÜ önemli bir dönemeçte, siz de bu özveriyi gösterin ve lütfen içeri girmeyin” dedi.
Öğrenciler ise “Bütün üniversitelere saldırı var üniversitelerin piyasalaştırılması sürecinden geçiyoruz meşalenin yakıldığı yer ODTÜ olabilir ama bu bütün üniversitelerin sorunudur” diyerek ODTÜ’ye girdiler.
» Saat 13:40 Bütün üniversiteler adeta olimpiyat törenlerindeki yürüyüşlerde olduğu gibi ellerinde üniversitelerin isimlerinin yer aldığı pankartlarıyla geçit töreni yaptılar.
Öğrencilerin taşıdığı pankartlarda Kırıkkale, Selçuk, Düzce, Bülent Ecevit, Sakarya, Akdeniz, Gazi M. Akif Ersoy, Trakya, Abant İzzet Baysal, Ege, Çukurova, Mersin, Kocaeli, Hatay Mustafa Kemal Üniversitelerinin isimleri yer aldı.
» Saat 13:50 Öğrenciler Devrim Stadı’nda biraraya gelerek “ODTÜ ayakta” yazısını oluşturdular. Sonrasında stadın tribünlerine koşan öğrenciler yapılacak konuşmaları beklemeye başladı.
» Saat 14:30 Öğrenciler stadın tribünlerini tamamen doldurdular. Konuşmaların ardından çalınan şarkıları hep bir ağızdan söylediler. (Kaynak: Hürriyet)
Kendimi bu akışa daha fazla bırakamadım; zira bu gelen sesleri pek de devrimin ayak seslerine benzetemedim. Olsa olsa öğrencilerin “heyecanlı direnişi” diyelim.
Gürültünün çoğunu ODTÜ’ye üşüşen siyaset ve kalem erbabı çıkarıyor.
İktidar “tek sesli üniversite” dayatırken, CHP de “eski günler”de olduğu gibi üniversitelerden siyasi kaos çıkarma peşinde.
Üniversiteler siyasal olayların dışında tutulmak isteniyorsa yapılması gereken belli; Başbakan Erdoğan, öğrencileri ve öğretim görevlilerini kamplaştıracak bu suçlayıcı ve dışlayıcı üslubundan vazgeçmelidir.
MİT’in yanıtlamadığı Uludere sorusu
Uludere faciasının yıldönümü vesilesiyle bu soruyu tekrar sorma zorunluluğu doğdu. Uludere istihbaratının nereden ve kimden geldiği hâlâ tartışma konusu. Olayın hemen ertesi günü istihbaratın MİT’ten geldiği bilgileri basına yansıdı. MİT iddiayı doğrulamadı. Ancak olaydan sekiz gün önce aralarında Bahoz Erdal’ın da bulunduğu 50 kişilik bir PKK’lı grubun Ortasu Köyü (Roboski) üzerinden sızarak saldırı gerçekleştireceği istihbaratını geçtiğini kabul etti. Erdoğan da bir gün sonra 21 Aralık 2011 tarihli MİT istihbaratını doğrulayarak bombardıman öncesi Heronların bu istihbarata dayanarak uçuş yaptığını açıkladı. Genelkurmay Başkanlığı da istihbaratla ilgili olarak “Milli kaynaklar” diyerek, MİT adresini verdi. 21 Aralık 2011 tarihli MİT’e ait bilgi notunda istihbaratın kaynağı “çoğunlukla güvenilir nitelikte ve haber elemanı” olarak yer aldı.
03.02.2012 tarihli Taraf’ta sözkonusu MİT’in kaynak olarak gösterdiği “haber elemanı”nın PKK tarafından, örgütün Kuzey Irak’taki Metina Dağı’ndaki bir kampta, olayın üzerinden yaklaşık 20 gün geçtikten sonra “Türk istihbaratıyla ilişkisi” ve “Uludere istihbaratını verdiği” gerekçesiyle sorgulanıp öldürüldüğünü haberleştirdim. (http://www.taraf.com.tr/kurtulus-tayiz/makale-istihbarati-veren-muhbire-infaz.htm)
Bu iddianın kaynağı, Musa Yusuf ile birlikte PKK’nın kaçırıp sorguladığı iki kişinin Irak Kürdistan Bölgesi’nde güvenlik güçlerine gözaltında verdikleri ifadeye dayanıyor. Ayrıca bu kişiler, Musa Yusuf’un ailesine de aynı bilgileri aktarmış.
MİT bu konuda sessizliğini hâlâ koruyor. Fakat bir kez daha soralım: 21 Aralık 2011 tarihli MİT’in geçtiği bilgi notundaki “güvenilir haber elemanı”nı PKK mı infaz etti?
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları




































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019