Kurtuluş TAYİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Harp Akademileri’nde yaptığı konuşma yeterince ilgi görmese de son derece önemliydi. Cumhurbaşkanı, ilk kez burada “tek ordu” ve “tek komutan” vurgusunu yaptı. “Başkomutanınız benim” dedi. Bu sözler, TSK’nın siyasete müdahale etmesini bekleyen çevrelerin hevesini kursaklarında bırakacak nitelikteydi.
Erdoğan’ın konuşması, hangi uluslararası odak adına at koşturduğu pek bilinmeyen ama bugüne kadar gerçekleşmesi yönünde katılıp taraf olmadığı darbe kalmayan, her cuntayla bir biçimde ilişkisi bulunan Hasan Cemal başta olmak üzere bazı kalemleri çıldırtmaya yetti. Harp Akademileri’ndeki toplantıdan sonra hem Erdoğan’a hem de askere yönelik hakaretler havada uçuştu.
Darbe tartışmalarının gölgesinde Cumhurbaşkanı’nın TSK’ya “Başkomutanınız benim” diye hatırlatması elbette dikkate değer. Bu sözler, Cumhurbaşkanı’nın özgüvenini yansıttığı gibi devlete ne kadar hâkim olduğunu da gösteriyor. Ülke ve milletin hayrına işler yapmadığı türlü vesilelerle ortaya çıkan muhalefetin sindiremediği ve muhalefeti umutsuzluğa sevk eden şey; Cumhurbaşkanı’nın hükümetle, orduyla uyum ve disiplin içinde devleti idare etmesidir.
Aylardır “Cemaat darbesi” laflarıyla ordu içinde bölünme yaratmaya çalışanlar, “tek ordu”, “tek komutan” ve “Başkomutan” çıkışıyla hayal kırıklığına uğradı. Bu kesimlerin beklentisi, TSK’nın tankları Erdoğan’ın üzerine sürmesi! Aylardır tribünlerden “Cemaat darbe!” diye tempo tutmaları bu yüzden.
Ne var ki, gerçeklik duygularını tümden yitirmiş olduklarından, söylediklerinin şuurunda değiller. TSK’yı, uluslararası bir istihbarat-ajan şebekesi olan Cemaat’i ve PKK’yı kurtarmak için darbeye çağırmak, makuliyetin sınırlarını çoktan geçmiş abes bir hevestir. Cemaat, PKK, CHP, HDP, DHKP-C ve bunların uzantısı ‘sivil toplum’ kesimlerinin darbe kışkırtıcıları olduğu, ülke kamuoyu nezdinde bilinen bir vakıa. Bunların ortak özelliği; ülke askerini, polisini ve sivil vatandaşlarını katleden PKK gibi bir örgütün arkasında kâh kalemle, kâh sözle, kâh siyasi kurumlarıyla saf tutuyor olmaları. Çözüm sürecinde PKK’nın Türkiye sınırlarının dışına çekilmesine karşı çıkan, örgütün silah bırakmasına muhalefet eden ve Kandil’i Türk askerinin üzerine saldırtan Hasan Cemal’in, şimdi TSK’yı Erdoğan’a darbe yapmaması üzerinden suçlaması bir kara mizah örneğidir.
Cumhuriyet gazetesinin dağlarda, şehirlerde ülke askerini, polisini ve insanını katleden PKK’lılara nasıl da övgü manşetleri attığını, bu toplumun ortak âkil hafızası unutmayacaktır.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun temmuz ayından beri hendek terörüyle 355 asker ve polisi şehit edenlere “arkadaş” diye seslenişi; sırtını kimlere dayadığını, kimleri kendine arkadaş olarak seçtiğini ifşa etmesi bakımından mühim. Toplumun ortak hafızası bunu da unutmayacaktır. O ifade basit bir dil sürçmesi yahut konjonktürel bir hitap olarak kabul edilmez; çünkü Kılıçdaroğlu’nun teröristlere “arkadaş” olarak hitap edişinin taşıdığı sembolik siyasi anlamı, politik hayatta da fiili olarak göstermeye, teyit etmeye devam etmektedir.
Canlı bomba cenazesine katılan HDP’lilerin Meclis’e taşınmasına öncülük eden, PKK terörünün şehirlere taşınmasından sorumlu olan Demirtaş’ı pop-star olarak cilalayarak topluma sunan Doğan medyası oldu. Millet bunu da kaydetmiştir.
Peki hâl böyle iken TSK ne yapacak? Asker-polis katillerinin arkasında saf tutanlarla birlikte darbeye mi girişecek? Sokağa çıkan tankları Türk bayrağıyla, asker katilleriyle ittifak edenler mi karşılayacak?
‘Ne şanlı bir darbe’ hayali (!)
Ülke topraklarının içeride ve dışarıda güvenliğini, bütünlüğünü sağlamak amacıyla oluşturulmuş bir kurum olan TSK, kimin nerede ve kimlerin arkasında saf tuttuğunu görecek kabiliyet ve tecrübededir. Tüm bu olan bitenlerden sonra TSK’nın, PKK ve Cemaat’in merkezde olduğu bir ittifaka dâhil olabileceğini düşünmek, böyle bir şeyin gerçekleşmesini bekleyenlerin temennilerini yansıtmaktadır.
Devletin kurumları ilk kez bir bütünlük yakaladı. Cumhurbaşkanlığı-Hükümet-TSK ilk kez ortak hareket ediyor. Devletin, bayrağın, milletin birliği aynı zamanda ordunun birliğine ve uyumuna da bağlı. Sınır dışında ve içinde kuşatılan Türkiye’nin en büyük teminatı da yakaladığı bu uyum, birlik ve bütünlüktür. Bütün karşı çabalar bu uyumu parçalamaya, bölmeye yönelmiş durumda. Ama devlet de, millet de, ordu da bunun farkında.
Yazarlar
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019