Mehmet Acet
CHP’nin İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Cumhuriyet gazetesine verdiği mülakatta, “Kemal Kılıçdaroğlu ve sizin ön plana çıkmamanız özel bir tercih miydi?” sorusuna şöyle cevap veriyor:
“Özel bir tercih olmasından ziyade bu kampanyanın başarıya ulaşması için bir stratejiydi.”
Bu sözler, ‘Alnında CHP’li yazan’ partililerin kampanya döneminde bilinçli bir şekilde geri planda tutulduğu tezini güçlendiriyor.
Kaftancıoğlu, seçimlerden sonra verdiği bir başka röportajda ise, kendisine eski twitleri hatırlatıldığında aynı noktada olduğunu teyit ediyor, daha önemlisi bunların ‘parti görüşü’ olduğunu söylüyordu.
Bu ifadeler, dünden beri üzerinde durduğumuz konuyla ilgili bir referans olabilir.
CHP, ‘Radikal Sevgi’ kitabının sunduğu tavsiyeler üzerinden kendisine yeni bir strateji/taktik belirlemiş durumda ve bu yeni yönelim bundan sonra da devam edecek gibi görünüyor.
ESKİ MEVZİLERE DÖNMENİN GEÇİŞ STRATEJİSİ
CHP’nin iktidar açlığını gidermek için sokak yerine seçimlere yönelmesi, normal şartlarda ülkenin selameti açısından da kıymet arz ediyor.
Ama burada da dönüp dolaşıp aynı soruya geliyoruz:
Acaba köprüyü geçene kadar ‘maskeyle dolaşma’ taktiğiyle mi karşı karşıyayız?
Yoksa artık eski CHP’ye dönmenin şartları kalmadı. Dolayısıyla daha kimliğe dönük, daha halkın değerleriyle bütünleşmeye dönük kalıcı bir yeni yönelim ile mi?
CHP, eskiden, eskiden dediğim 2010 referandumuna kadar seçimleri o kadar da önemsemezdi.
Çünkü devlet kurumları olarak sıralayabileceğimiz Ordu, Yüksek Yargı gibi mekanizmalarda, medya ve üniversiteler gibi müzahir alanlarda kurulu düzen asıl iktidar alanı olarak CHP’ye hizmet ediyordu.
Bugün için de buraları ‘Elegeçirilmiş mevzi’ olarak gören anlayış, bir CHP mirasından daha başka bir şey değildir.
2010 referandumundan sonra CHP işte bu ‘mevzilerini’ kaybetti.
Gerçi araya bir FETÖ parantezi girdi ama bu durumda önceki dönemlere dönük böyle bir tespiti geçersiz kılmıyor.
Bu kurumlarda gücü elinde tutarak seçimlerle iş başına gelme zahmetine ihtiyaç duymayan CHP için 2010’dan sonraki dönem yaslandığı duvarın yıkılmasıyla eşdeğerdi.
Geride bıraktığımız yıllar içerisinde Tayyip Erdoğan’ı, Ak Parti’yi seçim dışı yöntemlerle devirme girişimleri de sonuç vermeyince geriye seçimlere bel bağlamak dışında bir seçenek kalmadı.
‘Radikal Sevgi’ politikasına yönelimi, işte bu saydıklarımız dışında değerlendirme konusu yapmak pek mümkün görünmüyor.
Elde kala kala, ancak ve sadece seçimlerle iktidarı elde etme umudu kalmışsa eğer, bu aceleciliği de ancak radikal bir kozmetik çalışmasıyla izah edebilirsiniz.
AK PARTİ CHP’NİN YENİ STRATEJİSİNE CEVAP VEREBİLİYOR MU?
Büyük soru şu:
Diyelim ki CHP, bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimini kazandı, bu yeni yönelimini ondan sonra da sürdürecek mi?
Yoksa ilk günden başlamak üzere bilinen kimliğine dönüp eski, en eski Türkiye’yi geri getirmenin yollarına mı başvuracak?
Bu sorular, tabiatıyla bu ülkede yaşayan herkesi yakından ilgilendiriyor.
Ancak, en fazla da CHP’nin birinci derecede rakibi olan iktidar partisinin iyi bir analiz yapıp cevap geliştirmesini zorunlu kılıyor.
Dünkü yazıda görüşlerinden söz ettiğim, Ak Parti’nin strateji ekibinde de görevi bulunan Genel Başkan Yardımcısı, CHP’nin bu seçim taktiğini başarılı bulduğunu söylüyor.
Belli ki, CHP’nin ne yapmaya çalıştığı anlaşılmış durumda.
Ama buna nasıl mukabelede bulunulacağı şimdilik bir muamma gibi duruyor.
Ak Parti 31 Mart’ın muhasebesini yaparken öncelikler sıralamasına bu konuyu da eklerse iyi eder.
Biraz da şundan dolayı:
31 Mart’ı klasik anlamda ‘sağ/sol’ dağılımının çöpe gittiğini gösteren bir seçim olarak değerlendireceksek eğer, bundan sonra yapılacak seçimler de oy alma kapasitesini yükseltenlerin seçimi olacaktır diye düşünebiliriz.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.07.2021
28.06.2021
15.05.2021
17.04.2021
20.07.2020
15.07.2020
24.06.2020
20.06.2020
13.06.2020
8.06.2020