Mehmet TIRAŞ
2023 yılının unutulmaz iki olayı.
Birisi: “6 Şubat’ta 7,8 şiddetinde olan Maraş depremi.”
İkincisi: “Mayıs’ta yapılan Milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçimi oldu. “
Siyasal iktidar “Hukuktan uzaklaştıkça”, başta “temel hak ve özgülüklerimiz” gasp edilip, refah düzeyimiz açlık ve yoksulluk sınırına düşerken, temel ihtiyaçlarımızı karşılayamaz olduk.
İşsizlik, hayat pahalılığı,açlık,yoksullluk,yolsuzluk,sefalet,kiralardaki astronomik artışlar, şiddet, kadın ve iş cinayetleri ve gelir dağılımındaki adaletsizliği adeta kaderimiz olarak kabullendik.
Büyük bedeller ödediğimiz ve umursamadığımız can güvenliğimizi tehdit eden, toplu ölümler yaşatan 6 Şubat Maraş depremi yaşamımızı kâbusa çevirdi.
Gerçi bizim hayatımızda deprem bir asırdır var ve ilk yaşadığımız bir olay da değil ama ülkeyi yönetenler ve toplum olarak, depreme karşı vurdumduymaz halimiz hiç değişmiyor.
Hala depremden yaşadıklarımızdan ders çıkartmış ve ciddi bir önlemde almış değiliz.
Her an büyük bir deprem olacak korkusu ile yaşıyoruz.
Uzmanlar olacak depremin tehlikesini “ağlayarak anlatıyor” ama sorumluluğu olanlar liyakati önemsemedikleri için, uyaran insanları felaket tellalı diye suçluyorlar.
6 Şubat Maraş depremi geride bıraktığımız 2023 yılının unutulmayanlar arasında yaşamımızda acılar bırakarak giderken…
Depremden sorumlu değilmiş gibi hareket eden iktidar, yerel yönetimleri de sorumlu görmedi.
Deprem olan hiçbir ilin Belediye Başkanı ve Valisi bu depremden sorumlu sayılmadı ve hiç biri görevden alınmadığı gibi, bir tanesi bile istifa etmedi, ettirilmedi.
Vali ve Belediye Başkanları aleyhinde ciddi bir soruşturma bile açılmadı.
Fatura üç beş müteahhide kesildi.
Peki, deprem olan illerde bu binalara verilen projeyi kim onayladı, ruhsatı kim verdi?
Son 21 yılda “11 defa İmar affını” kim çıkarttı?
Her imar affı bir toplu ölümün habercisiydi ama liyakat sahibi insanlar ve meslek örgütleri bunu anlattı ama kimse dinlemedi.
İktidar imar affını oy hesabı olarak çıkartıp durdu…
İmar affından yararlanan vatandaşta ucuz ev sahibi oldum havasına girdi ama evi kendine ve ailesine mezarı oldu.
Hukuk olmayınca hesapta sorulmuyor, kanunlarda uygulanmıyor.
Ama…
“Doğa affetmiyor ve kundaktaki bebeği bile öldürüyor.”
Olan da canını kaybeden, sakat kalan, evini barkını kaybeden vatandaşa oluyor.
Depremin üzerinden 10 ay geçmesine rağmen depremi hatırlayan var mı?
Yok…
Resmi verilere göre unutulan 6 Şubat Maraş depreminin bilançosu:
-“50 bin insana oturdukları evleri mezar oldu.”
-“107 bin 204 kişi yaralı ve sakat kalırken.”
-“1.5 milyon kişi de evsiz kaldı.”
-“13.5 milyon insanımızı etkilerken…”
-“On binlerce insan yerinden yurdundan oldu.”
-Ne kadar insanımız kayboldu onu bilmiyoruz.
-Depremin ekonomik külfeti ise “100 milyar dolar” olduğu açıklandı.
Depremin üzerinden 10 ay geçmesine rağmen hala insanlar çadırlarda ve konteynerlerde hayatını sefalet içerisinde sürdürüyorlar.
İktidar ise her zaman olduğu gibi toplumsal hiçbir sorunu çözemediği gibi, depremin yarattığı sorunları da çözemedi.
2023 yılının ikinci olayı; “Demokrasi ve Hukuktan yana olanların siyasette yaşadıkları düş kırıklığı oldu.”
Mayıs ayından yapılan “Genel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonucu” muhalefete hayal kırıklığı yaşattı.
Yukarıda altını çizdiğimiz toplumsal sorunlarımızın getirdiği taşınamaz sıkıntının ve iktidardaki metal yorgunluğu, muhalefet için bir fırsattı; “demokrasi ve hukuktan yana olanlar” iktidarın kesin değişeceğine inanmıştı.
Gerçi ne kadar seçim yapılsa da eşit şartlarda yarışılmadı.
Muhalefete ülkenin değişik il ve ilçelerinde fiziki saldırlar oldu.
“YSK’nın partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üçüncü defa aday olmasını engelleyen anayasa maddesini uygulamayarak, anayasayı ihlal etti.”
Kamu araçları ve devlet imkânları iktidardan yana tek taraflı olarak kullanıldı.
TRT’nin yayınlarından sadece iktidarın yararlanması bunların başında geliyor.
Yargıyı iktidar muhalefete karşı sınırsız sopa olarak kullanırken, yargı kararlarını da uygulamadı.
Bu soruları çoğaltabiliriz, mazerette üretebiliriz ama muhalefetin de çok başarısız bir seçim yürüttüğünü de kabul edelim.
Muhalefet kendi seçmen kitlesine büyük farkla iktidara geliyoruz diye inandırmış, hem de fark atıyoruz diye.
Her iki seçimi de iktidarın kazanması muhalefeti değişime zorladı ve 13 yıldır CHP’de Genel Başkanlık yapan Kemal Kılıçdaroğlu’nu koltuktan ederken…
Muhalefeti de birbirine düşürdü ve parçaladı.
Şimdi önümüzde, 2024 yılında yapılacak yerel seçimler var.
Demokrasi ve hukuktan yana olanlar için bir umut olabilir mi?
Olabilmesi için şartları var…
Muhalefet eğer 30 Büyük şehirden başta İstanbul,Ankara,İzmir,Bursa ve Antalya olmak üzere bu Belediyelerin yarısını alırsa, erken seçimin gündeme gelmesi kaçınılmaz olur.
“Yerel seçimlerde başarısızlık erken seçimi getirir diyen yalnız muhalefet söylemiyor,iktidar partisinden Belediye Başkanlığına aday adayı olan kişilerde söylüyor.”
Neden erken seçim gündeme gelebilir?
Çünkü iktidar toplumsal sorunların hiç birisini çözemediği gibi neredeyse hiçbir vaadini de yerine getiremedi.
2023 yılının Mayıs ayında yapılan seçimlerde:
- “Bir dolar 19 lira idi,şimdi 30 liraya merdiven dayamış durumda.”
- “1 litre motorinin fiyatı 19 liraydı şimdi 38-39 lira seviyelerinde seyrediyor.”
-“1 Çeyrek altın 2068 TL’iken ,şimdi 3 bin 150 Liradan müşteri buluyor.”
-“Altın ve döviz tüm zamanların rekorunu kırıyor.”
-“TL sadece dolar ve Avro karşısında değil tüm para birimleri karşısında kan kaybediyor.”
İktidar toplumsal ortak sorunlarımızın hiç birinin çözümü konusunda ne bir arpa boyu yol almış, ne de umut veriyor.
2024 yılı geçen yılı aratacak gibi görünüyor bunu bilmek için de “kâin olmaya gerek yok.”
En basitinden Pazar ve marketlerdeki temel gıda fiyatları bunu fazlasıyla gösteriyor.
Böyle olunca da, “eğer siyasal iktidar yerel seçimi açık ara kaybederse erken seçimde kaçınılmaz olur.”
Not: ”Tüm okurlarımın yeni yılını kutlar yeni yılın tüm insanlığa barış ve huzur getirmesini dilerim.” M.T.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.09.2025
15.09.2025
1.09.2025
25.08.2025
22.08.2025
18.08.2025
11.08.2025
4.08.2025
28.07.2025
21.07.2025