Mehmet TIRAŞ
Ülkede “açlık ve derin yoksulluk alarm veriyor” bundan da en çok okula giden yoksul ailelerin çocukları etkileniyor.
Düzenli olarak ülkede devletten yardım alan yoksul aile sayısı 4 milyonu bulmuş durumda.
Bu da ortalama 14-15 milyon insana tekabül ediyor.
Türkiye’de derin yoksulluğun ne boyutta olduğu Dünya Gıda Örgütü (FAO) 2022 yılı verilerine yansımış; ”Türkiye’nin 82.3 milyonluk nüfusunun yüzde 18’ne denk gelen, 14.8 milyon kişi yetersiz besleniyor.”
Vurguladığım gibi bu iç yakıcı vicdansız ve adaletsiz sürecin en büyük mağdurları da çocuklar…
Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ) yetersiz ve düzensiz beslenmenin çocuklar üzerindeki etkilerini şöyle sıralıyor:
“Yetersiz ve düzensiz beslenme “Bodurlukla” kalmıyor, çocuklarda düşük kilo ve zayıf bağışıklık sistemi oluşturuyor.
Devam ediyor:
“Öğrenme güçlükleri,konsantrasyon eksikliği,demir eksikliği, enerji eksikliği, davranışsal sorunlar, huzursuzluk ve gelecek kaygısının yanında.Cilt kuruluğu,saç dökülmesi,saçın matlaşması ve renk değişiklikleri, gece körlüğü, ilerleyen yaşlarda kalp hastalığı, diyabet ve diğer kronik hastalıkları da tetikliyor.”
Hem de ne tetikleme…
Derin yoksulluk çeken ailelerin çocuklarında öyle bir boyuta ulaşmış durumda ki; yetersiz ve dengesiz beslenme sonucu yoksul ailelerin çocuklarında “yüzde 6 gibi inanılmaz bir oranda bodurluk yaratmış durumda.”
Tabipler Odası ve Hacettepe üniversitesinin yoksulluk içinde yaşayan ailelerin çocukları üzerinde yaptığı araştırma raporları da, DSÖ’nün verilerini doğruluyor.
Ailesinin yanında kalan ve hiçbir ihtiyaçları karşılanamayan “171 bin 895 öğrenci” yaşıyor…
Bu sayının 2025 yılında 200 bini bulacağı öngörülüyor.
İktidar, okula giden 19 milyon öğrenciden sadece;1 milyon 800 bin öğrenciye, “Bir Öğün Ücretsiz Okul Yemeği” veriyor.
Çünkü,siyasal iktidar tasarruf tedbirleri altında, “ücretsiz okul yemeğini “ deprem bölgesinde okula giden çocuklarla sınırlamış” durumda.
Ülkedeki bu derin yoksulluğun ve gelir dağılımındaki uçurumun çocuklara nasıl yansıdığı;
OECD’ye bağlı Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı(PISA) Türkiye’nin de 2003 yılından beri içinde yer aldığı ve 83 ülke de yaptığı araştırmaları ile belgelemiş.
PISA 2022 yılında Türkiye’de yaptığı araştırmada;
Öğrencilere, “geçen 30 günde yiyecek-içecek alacağınız paranız olmadığı için kaç kere yemek yiyemediniz” sorusunu yöneltmiş?
“Öğrencilerin yüzde 19.2’si en az bir gün , yüzde 1.9’u her gün ya da neredeyse hiç paralarının olmadığı için yemek yiyemediklerini belirtiyor.”
Okula giden 19 milyon öğrencinin 3’te biri yani 6.3 milyonu kahvaltı yapmıyor.
Öğrencilerin yüzde 2’si okuldan sonra hiç,yüzde 9’u ise haftada bir gün akşam yemeği yediklerini ifade ediyorlar.
Türkiye’de derin yoksulluk çocuklara okul bıraktırıyor.
Okul Yemeği Koalisyonu üyesi Hacer Foggo’nun 2 Eylül 2024 Tarihinde Cumhuriyet Gazetesine verdiği geniş kapsamlı söyleşisinden öğreniyoruz ki,2022-23 yılı eğitim izleme raporuna da giren;
Eğitim çağındaki yaklaşık “442 bin 643 çocuk zorunlu eğitimin dışında kalmış.”
TÜİK rakamları okulu bırakan çocukların çalışmak zorunda olduklarını gösteriyor.
TÜİK, çocuk işçi sayısının yüzde 22.1 olduğunu açıkladı.
Ortaya çıkan ve dehşet veren bu tabloda görüldüğü gibi…
“Ücretsiz Okul Yemeği” bugünden yarına ertelenmeyecek kadar hayati önem taşıyor.
Muhalefet belediyeleri ucuz Kent Lokantalarının sayılarını artırırken; muhalefet bu konuyu siyasetin gündemine niye taşımıyor, neden gündemde tutmuyor?
Bütün okullarda “ücretsiz öğle yemeği verilmesi”, “çocukların okuldan kopmasını da” engelleyecektir.
İvedi olarak Türkiye genelinde bütün okullarda ücretsiz öğle yemeği verilmeli…
Derin yoksulluktan, yetersiz beslenmeden dolayı çocuklarımızın okuldan kopmasının önüne geçelim.
Yeri gelmişken belirteyim; ”Eğer bir ülkede toplumun en varlık yüzde bir kesimi milli gelirin yüzde 40’nı alıyorsa” gelir dağılımındaki bu adaletsizliği çözmeden de derin yoksulluğu bitiremezsiniz?
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları






























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
15.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025