Murat AKSOY
Dolar -döviz- kuru uzunca bir süredir yukarı trendde seyrediyor.
Doların önceki gün 4.92’yi görüp 4.80’lere düşmesinden sonra, Merkez Bankası (MB) olağanüstü toplanarak faizi 300 baz puan arttırarak, dolar kuruna müdahale etti. Elbette bu geç kalınmış ve geç kalındığı için de yetersiz bir müdahale oldu.
MB’nın bu hamlesinden sonra doların fiyatı önce 4.50’lere gerilese de, dün sabah itibariyle yeniden yükselişe geçip, 4.70’lere yaklaştı.
Bu yazının yazıldığı saatte, dolar 4.70’ler civarındaydı.
***
Dolar ve dövizin bu noktaya gelişi Gabriel Garcia Marquez’in Kırmızı Pazartesi adlı romanını anımsattı.
İşleneceğini herkesin bildiği ama buna engel olmak için kimsenin hiçbir şey yapmadığı namus cinayetini anlatır Marquez. Sonuçta, Santiago Nasar ölür.
Özel olarak doların ve genel olarak da dövizin, faizin, enflasyonun, işsizliğin bugün geldiği nokta tam da Marquez’in romanında işlenen cinayet gibidir.
Yükseleceğini herkesin bildiği ama buna engel olmak için siyasi ve bürokratik sorumluların hiçbir şey yapmadığı bir süreci birlikte yaşadık. Sonuçta dolar ve döviz fiyatları yükseldi.
***
Bugün ekonominin genel anlamda tüm verilerinde yaşanan bu olumsuz tablo bir “neden” değil bir “sonuç”tur.
Bu sonuca yol açan nedenler anlaşılmadan da, bu sonucun düzeltilmesi mümkün değildir.
Ancak siyasi iktidar yetkilileri de, siyasi iktidara destek veren akademisyenler de, köşe yazarları da bütün bu sonuçları, “dış güçlere”, “manipülasyonlara”, -her ne demekle- “dolar terörü”ne vs. bağlıyorlar.
Bunların her biri birer savunma aracı.
Bunların hiçbiri yaşananı, olanı anlamaya katkı sunacak bir fikir ileri sürmüyor.
Bunların her biri, olanı, yaşananı açıklamaya yönelik, sonucu tanımlama içeren tespitler.
Oysa burada sorun, olanı, yaşananı “açıklamak” değil, “anlamak”.
Olanı anlamadan da, nedeni ortadan kaldırma imkanımız yok.
***
Doların, dövizin artışından yani ekonomik bir konudan bahsetsek de, özünde siyasal olandan bahsediyoruz. Çünkü, Türkiye’de ekonomik alanda yaşadığı sorunların temeli ekonomik değil siyasi.
Siyasi iklim, tüm ekonomik kurum ve kararları vesayet altına aldığı için; bu kurumlar, alması gereken kararları alma cesareti göstermiyor ve olanı sadece izliyorlar.
Türkiye, 20 Temmuz 2016’dan bu yana OHAL Rejimi ile yönetiliyor.
OHAL, 15 Temmuz kanlı darbe girişimin arkasında olan terörist yapılanmayı ortaya çıkarmak kadar, muhaliflerin de bu vesile ile sindirilmesinin aracı olarak kullanıldı.
OHAL pek çok hak ve özgürlüğün güvenlik gerekçesiyle ortadan kaldırılması halini ifade etti.
Hukukun üstünlüğü, mal ve can güvenliği, düşünce ve ifade özgürlüğü, medya özgürlüğü gibi alanlarda yaşanan sorunlar OHAL ile birlikte daha da arttı.
Ancak bu sorunlar OHAL ile başlamadı öncesinde de vardı.
***
2011 sonrası yaşanan siyasal savrulma, içeride ve dışarda birbirini besleyen sorunlara yol açtı.
Bu politik tercih, içerde kutuplaşma, dışarıda ise içe kapanmaya ve yalnızlaşmaya yol açtı.
Küresel ekonominin bir parçası olan Türkiye, adım adım sistemin dışına çıkmaya ve bunu iradi bir tercih olarak ortaya koymaya başladı.
Başta hukukun üstünlüğü ve temel hak ve özgürlükler konusunda olmak üzere yaşanan ihlaller, sadece siyasi değil ekonomik olarak da sorunlar üretmeye başladı.
Türkiye’ye dışardan üretim amaçlı yatırım gelmediği gibi var olanlar da yavaşça ülkeyi terk ettiler.
Bu sadece yabancılar için değil, yerli yatırımcılar için de böyle oldu.
Dahası bütün bunlar, 4-5 yıldır hepimizin gözü önünde oluyor.
Tıpkı, Marquez’in romanındaki gibi.
***
Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu ekonomik durum pek çok açıdan “ertelenmiş krizin” yansımalarıdır ama “kriz”in kendisi değildir.
Çünkü ekonomik veriler, bugün yaşanan durumun birkaç yıl önce yaşanabileceğini de işaret ediyordu.
Bu kriz halini erteleyen ise MB verilerine yansıyan “kaynağı belli olmayan” yüklü miktarlardaki dövizdir.
Ancak, şu çok açık ki, taşıma suyuyla değirmen sürekli dönmez. Hazıra dağ dayanmaz. (Kızımın Türkçe dersi gibi oldu ama.:)
***
Dahası herşey bu kadar açıkken, siyasi iktidar, tedbir almak yerine popülist politikalar ile ekonomiyi daha kötü sulara sürüklüyor.
Örneğin benzin fiyatlarına gelen zamlar, fiyata yansıtmayarak, ÖTV’den indirim yaparak fiyatı sabit tutuyor. Bu tedbirin en basit sonucu bütçe açığıdır. Bu açık ise sadece benzin kullananlara değil hepimize yansıyacaktır.
Aynı şekilde, kaçıncı kez ilan edilen vergi affı, gecekondu affı, vergi indirimleri, çeşitli ikramiyeler, ek kadrolar vs. vs.
Bunların hiçbiri yaşadığımız ekonomik sorunları aşmanın çaresi değil. Tersine krizi öteleyen ve derinleştiren adımlar.
***
Nitekim MB’nın doların kurunu düşürmek için attığı adımlar ilk anda başarı sağlayabilir ama bu kalıcı olmaz.
Çünkü, Türkiye’nin içinde olduğu siyasi iklim uluslararası alanda ülke riskini de arttırmaktadır.
Bunun içindir ki, Türkiye’de yaşanan ekonomik krizin aşılması ekonomik adımlardan önce siyasi adımlardan geçiyor.
Hukukun üstünlüğü, temel hak ve özgürlükler bunlardan birisi. OHAL’in kaldırılması ve yeniden demokrasi rayına girmek atılması gereken ilk adımıdır.
Bu büyük adım atıldıktan sonra toplumsal barış, eğitim, ekonomi gibi pek çok alanda Türkiye yeni bir başarı hikayesi yazabilir.
Yazarlar
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018