Murat BELGE
Namık Kemal Zeybek, bir süredir Demokrat Parti Genel Başkanı. Bugünkü (pazartesi) Hürriyet onun İzmir’de, partisinin düzenlediği iftar yemeğinde konuşurken söylediği bazı sözleri haber yapmış. Başlık, “Türk’üm demeye çekinir olduk”. Zeybek’in böyle bir derdi olduğunu hiç sanmıyorum. Zaten bu özet haberde vurgulanan, onun ve başka Türkler’in “Türk’üm” dememesi değil. Başbakan’ın dememesi: “... Zeybek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bir kez bile ‘Türk’üm’ demediğini iddia ederek...” Zeybek, bu “endişe verici” gidişin sonunda “Türkiye Cumhuriyeti” yerine “Anadolu Cumhuriyeti” deme aşamasına geleceğini de söylüyor.
Ona varmadan, “çekinir olduk” aşamasına geldiğimizden de emin değilim, çünkü bunun kavgası ülkede bütün şiddetiyle sürüyor. Ancak böyle bir durum yalnızca bize özgü bir durum değildir. Ben de bunu hatırlatmak için bu yazıyı yazıyorum.
Avusturya’nın Habsburg hanedanının Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nu düşünüyorum. Bunun adında yalnız iki etnik topluluk (hattâ o da tartışmalı) adı geçiyor, ama kendisinde, ikiden çok daha fazla topluluk yaşıyordu: Çek, Slovak, Leh, Ukraynalı, Rutenyalı, Sloven, Sırp, Boşnak, Hırvat, Romen, İtalyan, vardı, Macarlar’dan başka. Ama hanedandan bakınca bu bir Alman İmparatorluğu idi. Ancak “Avusturya” bir etnik topluluk adı değildir, “Doğu Devleti” anlamına gelir (Österreich). Yani bu Almanlar’ın “Doğu Devleti”ydi ama Almanlar ülkenin resmî adına kendi etnisitelerinin adını koyma gereği duymamıştı.
Robert Musil (1880-1942) Avusturya’nın çok değişik, çok da parlak bir romancısıdır. Namık Kemal Zeybek’i rahatsız eden durumun kendi ülkesinde aldığı şekli, başyapıtı olan Niteliksiz Adam’da, her zamanki ince nüktedanlığıyla anlatır. Kitap elimin altında olmadığı için alıntı veremeyeceğim. Ama sonuç olarak, bu “imparatorluk”ta herkesin göğsünü gere gere “Ben Macar’ım”, “Ben Slovak’ım” dediğini, sadece Almanlar’ın “Ben Alman’ım” demediğini söyler.
Niye? E, hayatın basit bir kuralı var: aynı anda her şeye birden sahip olamazsınız. Bir tercihte bulunacaksınız. Habsburg İmparatorluğu’nun asıl sahibi Almanlar. Bunun böyle olduğunu da hiç unutmamışlar (Osmanlı’yı kurduğunu unutan Türkler’den farklı olarak). İyi de, Herder’le, Arndt’la Almanlar’ın Almanlık’larını göklere çıkardığı bir çağda herkes de bunu yapacak. Dünyada en kolay öğrenilen şey milliyetçiliktir. 1848’de Macar başkaldırmasının kahramanı Kossuth bir Hırvat’tı, ama “Haritada Hırvatistan’ı göremiyorum” diyordu. 20. yüzyıl başındaysa böyle bir durum artık mümkün değildi: Hırvat Hırvatlığını, Macar Macarlığını, Alman da Almanlığını biliyordu (bizim buralarda bu işler hâlâ çok karışıktı).
Alman, “Ben anlı şanlı Alman’ım” diye ortalarda atılırsa, aynı imparatorluk içinde yaşayan öteki toplulukları sinirlendireceğini çok iyi bildiği, oyun devam etsin istediği için , “Alman’ım” demekten kendi kararıyla imtina ediyordu. “Tercih”, dedim ya...
Varolan bütün topluluklar arasında en kalabalığı ve en dik başlısı Macarlar olduğu için, Franz Josef de ülkenin adının Avusturya- Macaristan olarak değiştirilmesine (eskiden yalnız “Österreich” denirdi) razı olmuş, ayrıca, gene resmen, “İki-Krallık” adı benimsenmişti. Bunlar Slav milliyetçiliği yükselişe geçmeden önce olmuştu. Ama imparatorluk devam etse, o milliyetçilikle uzlaşmak için de böyle simgesel uzlaşma zeminleri aranırdı. Zaman kalmadı, zemin de kalmadı, çünkü milliyetçilik çağına girilmişti.
Türkiye’de yaşananlar yalnız Türkiye’de yaşanmamıştır. Bunu her durumda hatırlatma gereğini duyuyorum. İkincisi, bu ortak sorunlar karşısında Türkiye’den daha medenî çözümler üretenler de olmuştur.
Ancak herhangi bir “medenî çözüm”ü bulmak bir yana, tartışmak da bir yana, düşünmeyi ve hattâ bilmeyi reddedersen, “çözüm” de olmaz. Biz şimdiye kadar çok “Türk’üm” dedik. Bugün yaşananlar bunun sonucu.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025