Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Boş bir seçim dönemi yaşadık çünkü hiçbir parti yeni hiçbir şey söylemedi. Seçim meydanlarına kurulan kürsülerden kürsülere koşan, kent kent, mahalle mahalle dolaşan siyasilere de, onları dinlemek zorunda kalan bizlere de yazık oldu. Türkiye’ye yazık oldu. Kürt siyaseti de içinde olmak üzere hiç kimse yeni hiçbir şey söylemedi. Ben işitmedim, sizleri bilmem. Düzeyi son derece düşük polemiklere dayalı bir ortaoyunu izledik. Seçim kampanyasının ortalarına geldiğimizde bu durum ve bu durumun seçim sonuna dek değişmeyeceği anlaşılmıştı. Benim gibi pek çok insan kötü şeyler olmadan bu seçim bir bitse dedi. Bitse de bu azaptan kurtulsak. Yarın kurtulmuş olacağız.
Kurtulacağımız şey düşünce dünyamızın bu seçimler boyunca kirlenmesidir, alanları dolduran bayrak, flama, el ilanlarıdır. Çöpçüler süpürecek bütün bunları. Keşke siyasetin kirlenmişliğini de süpürebilselerdi, keşke 13 haziran sabahı temiz siyasete uyanmış olabilsek. Ama balkon konuşmasında gülücükler dağıtılsa da olmayacak.
Zaten bu balkon muhabbeti de ilginç doğrusu. Aslında ortada siyaset adına gayrı ahlaki bir şey söyleniyor ama farkında değiliz. “Siz Başbakan’ın seçim meydanlarında söylediklerine bakmayın, balkondan iyi şeyler söyleyecek” demek, umudu balkon konuşmasına bağlamak halk adına, kişiliğimiz adına, temiz siyaset adına aşağılayıcı bir şey. Böyle bir beklenti seçimlerin halkı tavlamak, kandırmak için yapıldığını ve seçim meydanlarında her şeyin mubah olduğu ve bu durumu kabullenmemiz gerektiğini söylemek anlamına gelir. Başbakan’ın Abdullah Öcalan’la ilgili “Biz olsaydık idam ederdik” lafından sonra Balkon’dan iyi şeyler nasıl beklenilebilir ki?
Biliyorum, AKP’nin bu gerilemesine bakıp zil takıp oynayan şaşkınlar var. Hızla yakınlaşan tehlikeyi görmüyor, AKP gitsin de ne gelirse gelsin anlayışındalar. Fakat öteki yüz de sorunlu. “AKP giderse kötü şeyler olur” diye düşünenler de haklı bile olsalar, AKP ezici çoğunlukla bile gelse kötünün yine geleceğini görmeleri gerek.
Geçen yazımda da yazdım ama önemli gördüğüm için bir kez daha altını çizmek gereğini görüyorum, değişimin hızlı olduğu bir ülkede değiştirici düğüm noktaları veya momentler hızla değişir. Dünkü seçimlerden farklı olarak bu seçim AK Parti - askerî vesayet gerilimi üstüne oturmuyor, Kürt siyaseti - devlet siyaseti gerilimi üstüne oturuyordu. Bu gerilim çözülmeden sivil ve demokratik yeni anayasa da yapılamaz, askerî vesayetin dayanakları ortadan kaldırılamazdı.
Düğümü çözmeye muktedir iki güç AKP ile Kürt hareketi yakınlaşmalıydı. Tersi oldu.
Bu noktaya gelişte Kürt özgürlük hareketinin de hiç kuşkusuz çok ciddi yanlışları var, buna Öcalan da işaret ediyor ama asıl sorumluluk hükümetindir. Milliyetçi bile değil devletçi bir çizgiye oturma yoluna giren AKP çözüm şansını çok zayıflattı.
Eğer yeniden sıcak çatışma ortamına girilirse AKP ne kadar çok oy almış olursa olsun askere, güvenlik güçlerine bütünüyle teslim olur. Çünkü sözünü ettiğimiz şey savaş ve büyük kentlerde şiddet olaylarıdır. Hangi iktidar olursa olsun böyle bir durumda güvenlik siyasetini öne almak zorunda kalır. Her iki taraf da silaha teslim olur. Bu durum ise, 2002’den buyana adım adım, tırnakla kazanılan sivil demokrasi mevzilerinin bir çırpıda kaybedilmesi, çökmesi sonucunu doğurur. Yani korkunun ecele faydası olmaz. Askerî vesayet misliyle geri gelir.
Klişe laftır ama doğrudur, siyaset boşluk tanımaz. Seçimlerle ilgili sözünü ettiğim “boşluk” aslında geri planda hiç de boş değil, adı konmamış, henüz konamamış siyasetleri gizliyor. Kopuş siyasetidir bu. “Bu evlilik yürümeyecek, ayrılalım bari” meselesidir. Fakat taraflar bu sözü ilk söyleyen olmak istemiyor. Suskunluk ya da boşluk bu nedenle doğdu. Yani çözümsüzlükten.
Böyle bir gidiş karşısında BDP’nin etkili bir grup ile Meclis’te olması kopuşu önleyecek bir şans olabilir. Hiç değilse fiziki yakınlık korunmuş olur. Elbette bu yetmez. Aydınların yakınlaştırıcı ve barışçı taleplerle etkili biçimde ortaya çıkması gerek. Demokratik, sol bir muhalefet seçeneği doğmak zorunda.
Bu düşüncelerim muhtemel bir senaryo üstüne oturuyor kuşkusuz ve onun ışığında bakıyorum. Bu nedenle “hangi partiye oy vermek” değil “hangi süreci desteklemek için oy vermek “ sorusu beni asıl ilgilendiren soru oluyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012