Sezin ÖNEY

Sezin ÖNEY
Sezin ÖNEY
Tüm Yazıları
Ayrı dünyaların insanları
21.11.2013
2333

 Washington merkezli bir düşünce kuruluşu olan Hollings Center’ın, “Next

Generation Dialogue” (Gelecek Nesil Diyalogu) toplantıları, ABD-Türkiye ilişkilerinde algıların ve işbirliği imkânlarının tartışıldığı buluşmalar.

14-16 Kasım’da İstanbul’da gerçekleşen bu seneki toplantıda, Türkiye’den ve ABD’den akademisyenler, düşünce kuruluşlarından uzmanlar, gazeteciler biraraya gelerek, iki ülke ilişkilerinin bugünü ve geleceğini tartıştı.

Konuşulan da, aslında ABD ve Türkiye’nin kendisinden çok, başta Suriye olmak üzere Ortadoğu oldu.

Amerika ile ilgili ne zaman bir toplantı olsa, son yıllarda konu, giderek de artan biçimde, laf aralarında, hatta ciddi siyasi analizlerde bile, dönüp dolaşıp komplo teorilerine geliyor.

Türkiye tarafından bakılınca, Amerika’ya yönelik kamuoyu algısına (bana kalırsa, çok açığa vurulamasa da, ABD’nin Ankara siyasetine) damgasını vuran başlıca “gerçeklik”, komplo teorileri.

ABD-Türkiye siyasi temaslarına yönelik benim son dönemdeki izlenimim, iki ülkenin üst düzey ilişkilerde birbirleriyle iletişiminde, birbirlerine neredeyse tamamen teğet geçmekte oldukları.

Bu durumu ben, iki ülkenin “politik ruh hâllerinin” apayrı havalarda olmasına bağlıyorum.

ABD, Afganistan ve Irak’taki savaşların getirdiği maddi ve manevi ağırlıkla, kendi gücünün niteliği ve sınırlarını gözden geçiren; bu anlamda, beklenti ve hedeflerini küçülten bir ülke.

Türkiye ise, küresel ekonomik krizden (henüz) fazla etkilenmedi, askerî vesayeti aşmanın zafer sarhoşluğunu yaşayan, merkeziyetçi hâkimiyet refleksi çok güçlü bir hükümeti var; bu hükümet de hem kendisinin, hem de toplumun beklenti ve hedeflerini sürekli büyütüyor.

Toplumsal dönüşümleri ve psikolojilerinin farklı evrelerinde olan bu iki ülke, ikili ilişkilerinde de bir devri tamamlıyor.

ABD-Türkiye ilişkilerinde, “yardım” kilit rol oynayan, hatta günümüze kadar gelen ilişki döngüsünün başlangıcını oluşturan öğeydi.

Bu döngü, geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin Amerika’nın, “Kızılderililerine” 200 bin dolarlık yardımıyla çemberini tamamladı.

Tabii, Türkiye’nin “yardım ettiği” kişilere gerçekte verilen adın, artık tıpkı “zenci” sözcüğü gibi aşağılayıcı bir sözcük olarak kabul edilen “Kızılderili” olmaması, kendilerine “Amerikan Yerlisi” denmesi başlı başına ironik bir durum.

Yardım meselesinde, “üstten uzanan bir el” algısının ne denli sorunlu olduğu, gerek Amerika gerekse de Batı dünyasının genelinde yıllardır çok konuşulmuş, çok eleştirilmiş konu.

Şimdi, Türkiye de, “dünya gücü” olmaya oynarken, Batı’nın kendi içinde çoktan geçtiği yollara yeni adım atıyor.

Türkiye kamuoyunda, “Yardım eden büyük devlet” yaklaşımı paketinin içinde gizli “iyilikle büyümenin” getirdiği kibir, büyüklenme, yardım edilene üstten bakma, neo-emperyalizm tutkusunu da tartışmamız gerek.

Sivil toplumun insani yardım ve desteğiyle, devletinkinin politik eksenli yardımının ne denli ayrı kaygılarla yapıldığını da...

Yüzyıllarca Batı ile güç çekişmesi ve güçlerinin Batı ile mukayesesi içinde olan bir ülkenin, “güçlü olma” algısı da, doğal olarak Batı’ya bağımlı.

Ama, AKP’nin “güçlülük” hedefi daha ziyade, Batı’nın eleştirilen yönlerinin, yani emperyalist çizginin olduğu gibi alınıp, “alaturka” kültürle yoğrulmasından oluşmuşa benziyor.

Başbakan Erdoğan başta olmak üzere; tüm devlet büyüklerinin sürekli olarak askerî yatırım, buluş ve üretimle övünmeleri ve Türkiye’nin bölge ülkelerinin iç ve dış ilişkilerinde “müdahil” ülke hâline dönüşen bir söylem benimsemesi gibi “yeni Türkiye gerçekleri”, bir “bölgesel Amerika” doğduğunu düşündürüyor.

Ama hangi Amerika?

Bireysel hak ve özgürlükler açısından güçlü bir anayasası, bir diğer bireyin özgürlüğünü kısıtlamadığı sürece çoğulculuğun açıkça yaşandığı bir toplumu, dünya çapında üniversite ve kütüphaneleri olan, siyasi güç dengelerinin ince ince hesaplanarak oluşturulduğu, sivil toplumu son derece güçlü Amerika değil...


[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar