Süleyman Seyfi Öğün

Süleyman Seyfi Öğün
Süleyman Seyfi Öğün
Yeni Şafak Tüm Yazıları
Değişen suretler
27.11.2017
1039

 Trump gerçekten de çok farklı bir figür. Onu belirli bir kategori içinde değerlendirmek gerçekten de zor. Bir suretiyle, başarılı, hırslı bir girişimci olarak gözüküyor. Bu hâliyle , siyâsal saplantılarının ve katılıklarının olamayacağı; ekonominin pragmatik, esnek karar alma  usullerini siyâsete tatbik edeceği; beklentilerini kuvvetlendiriyor. Tam böyleyken, birden yakası açılmadık bir üslupla seksist bir  dargörüşlülüğü veya yabancı düşmanlığını işleyen fikirlerin  “savunuculuğu” değil; basbayağı “meydan okuması” veyâ “saldırganlığı” içinde görebiliyoruz kendisini.

Pekiyi hangi Trump’a inanacağız? Saplantılarına takılmış “Şahin” bir  Trump mı; değilse, çıkar hesapları içinde esneyebilen, değişebilen bir Trump’a mı? Eğer zihnimizi, Trump’lardan  herhangi birisine fazlasıyla kaptırırsak yanılmamız işten bile olmaz. Aslında, Trump’ın da kafasının bu iki zıt kişilik arasında bölündüğünü görüyoruz. Yâni Trump, belli, üstelik hayâtî konularda  zihni berrak olmaktan uzak bir performans sergiliyor.

Savrulan Trump siyâsetlerinde bâzı sâbiteler yok değil. En uçtaki meselelerden başlayalım: Bir kere İran’a fenâ hâlde takmış olduğunu biliyoruz. Bu sûretle, günâhı kadar sevmediği Obama başta olmak üzere Demokratların; İran’ı güzelleyen ve dünyâ sistemine katmaya mâtuf  siyâsetlerine de vuruyor ve bundan ; tahmin ediyorum ki büyük ve husûsî bir zevk alıyor. Düşüncem o ki; yine böyle yapmak sûretiyle; yakınında tuttuğu Yahudî damadına ve  İsrâil’e de bir mavi boncuk gönderiyor. Dahası; yine bu sûretle, bir zamanlar  İsrâil’e Ortadoğu’nun şımarık bir çocuğu muamelesi yapan ve onu tek başına bırakan Demokratlardan intikam almış oluyor.

Uçtaki ikinci odak , mâlum Kuzey Kore ve onun lideri olan Kim il Jung. Trump’ın Kuzey Kore’ye de zaman zaman çok sert çıkışları var. O kadar ki; “Tanrım yoksa nükleer savaşa mı gidiyoruz?” diye endişelenenler oluyor. Ama bu sert çıkış söyleminde bir tuhaflık var. O çok sert ifâdelerin arkası asla gelmiyor. Başkanın lâfları balonlaşıp uçuyor; bir süre sonra da gözden kayboluyor.

Kuzey Kore’ye vurmak, bir bakıma Çin’e vurmak olduğuna göre bu balonlaşmadan ne anlayabiliriz? Çin-ABD geriliminin günümüzdeki en büyük fay hattı olduğunu biliyorum. Ama Trump’ın , Çin ile de çok fazla kafa kafaya gelmek istemediğini; bunun aynı zamanda Pentagon ve Beyaz Saray’daki görece daha az şahin olan bâzı çevrelerin de düşüncesi olduğunu söyleyebiliriz. Kuzey Kore lideri o kadar “akıl dışı” bir çizgideki , dostu Çin bile ona hafif tertip bâzı operasyonlar çekebiliyor. Bu sûretle , ortada bir nevi “günah keçisi” oluyor. Çin ve ABD , bu günah keçisini birlikte kullanıp, kendi ilişkilerinde şimdilik bir  tecrit, bir “kablolama” siyâsetinde sanki işbirliği yapıyor. Bu durumun, Pentagon’ın şahin kanadında da rahatsızlık doğurduğunu görebiliyoruz.

İbre Rusya’ya gelince durum çok karışıyor. Rusya’ya sempati sunan ifâdeler kullanması, Putin ile birlikte çalışmak istediğini beyân etmesi rakiplerini zıvanadan çıkarıyor. Demokratlar, liberâller buna çıldırıyor. ABD’deki “Derin Britanya” da buna çok tepki veriyor. Vietnam’da Putin ve Trump’ın biraraya gelmesi ve dünyâ kamuoyuna uzlaştıkları yolunda bir mesaj vermesi gâliba bardağı taşıran damla oldu. Bu durumu, kabûl etmeyenler kervanına Pentagon’ın şahin kanadı da katıldı. Rusya ile anlaşmak; hele hele bu anlaşmanın Ortadoğu’da, Sûriye’de; İsrâil’in burnunun dibinde  olması pek de hoş değil. Kritik nokta da aslında bu. Çünkü, ABD ile Rusya’nın anlaşması, örtük olarak İran’ı da içeriyor. Çünkü Sûriye’de İran ve Rusya birlikte çalışıyor. İran, Rusya’nın sosyal zemine basmasını sağlıyor. Bu anlaşma İran nüfuzunun Sûriye’de kalmasına Trump’ın rıza göstermesi manâsına mı geliyor? İşte mesele bu. İsrâil ve  Pentagon şahinlerinin, bunu asla kabûl etmeyecekleri âşikâr. Diğer taraftan son gelişmelerde ağır yaralar alan Britanya; bu anlaşmaya şiddetle karşı çıkacaktır.

Gâliba Trump atılan adımları yeterli görüyor. Suudilerin ve diğer körfez devletlerinin hem enerji hem de para kaynaklarını artık büyük ölçüde kontrol eden ABD’nin , bir an evvel Ortadoğu’’da bir siyâsal plânı devreye sokup, îmar işlerine girişmesini istiyor. Yâni, Şahin Trump çekiliyor;   müteahhit Trump devreye giriyor. Zamanlaması uygun mu, göreceğiz. Ama bu zamanlamada ısrar ederse, Trump’ın rakiplerinin de artacağı ve içeride çok daha sıkıntılı günler yaşayacağı âşikâr…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar