Ümit KIVANÇ
Bu memlekette herhangi bir politikacı hakkında olumlu fikir beslemek ve söz söylemek direkman yasaklanmalı kardeşim! Bu sayede şimdi de Bülent Arınç’ın hepimizi düşürdüğü durumlardan yırtabiliriz. Bir siyasetçi bir süre doğru dürüst davranmayagörsün, hemen gaipten birtakım yaratıklar sökün ediyor, adamın ruhundan girip kalbinden çıkıyor, vicdanını parça pinçik ediyor, en son, beyin ameliyatıyla işi bitiriyorlar.
Gerçi Bülent Bey’in, zamanında, “Deniz Gezmiş ve arkadaşları”nın “bu işlerden” menfaat temin ettiğine dair ilginç ahkâmları duyulmuştu, ama iki gün üstüste düzgün laf edenin parmakla gösterildiği Türk siyaset hayatında bunu kendisinin kötücüllüğü yerine bilmezliğine verip geçiştirmişti bu sözlerden irkilenler.
Bu defa da Bülent Bey’in tahammül sınırları zorlandı. Tabiî yine de nezaket nedir bilen bir kimse olduğundan, “tahammülüm zorlanıyor” demedi, “toplumunki zorlanıyor” diye dile getirdi şikâyetini. İttihatçılar da Bâbıâlî’yi bastıklarında “millet sizi istemiyor” demişlerdi. “İstemeyen” yüzlerce kişinin mektuplarını onlar da gösterebilirdi sanırım.
Bülent Bey’in tahammül hadisesine sebep, TV dizilerinde ele alınan “marjinal” konular. Zaten bu marjinal olayı bizim bünyemize ters. Bir şey marjinal olacaksa hiç olmasın daha iyi. Bir tarafta koskoca toplum, bir tarafta marjinal birileri. Olmaz! Ne arıyor onlar orada! Demokrasi dediğin, çoğunluğu arkana, memleketin kaderini iki dudağının arasına alman, aykırı kimseye hayat hakkı bırakmaman demektir. Başka türlü düşünüyor sanma hatasını işlediğimiz Bülent Bey’in bu demokrasi tarifine itirazı olmazmış gibi duruyor.
Üstelik bu defa dediklerini anlamak da pek kolay değil. İlk mesele, kendisinin marjinal dediği konuların marjinallikle uzaktan yakından alâkasının olmayışında. Nelere “marjinal konular” demiş muhterem: “karşı cinsler arasındaki ilişkiler”, “aile içi ensest ilişkiler”...
Ya, evet. Bunlar bu memlekette sözünü etmeye bile değmeyecek mevzular zaten. Hele ensest! Son bin yılda Türk aileleri arasında sadece üç ensest vakası saptanmıştır, onlar da Türk milletine kurulduğu tarihte, M.Ö. 15000’de değil, sonradan katılan şuursuzlar arasında görülmüştür. Hattâ ikisinde, baba, kızını başkasının kızı sanmıştır da ondan şey olmuştur.
Azıcık mâkûl ve delikanlı olacaksak, Bülent Bey’e sormamız gereken soru şudur: Binlerce mi, onbinlerce mi, kimsenin bilemediği ensest kurbanlarından utanmıyor musunuz? Ensest bu toplumda çok ama çok yaygın ve çok can acıtan, kan akıtan bir meseledir. Memleketi yönetiyorsunuz fakat bundan haberiniz yok mu? Yoksa erkekliğe mi sığmıyor bunu itiraf etmek; Türklüğe mi sığmıyor? Müslümanlığa mı? Hangisine sığmıyor? Sizin gibi yöneticiler bunları örtbas edip saklamak yerine açıkça üstüne gitse, edebiyatta, sinemada şurada burada bu mevzular daha da çok işlense, acaba ensest artar mı azalır mıydı?
Bülent Bey’in, başbakandan ilhamla açıp, elimde avcumda ne varsa alabileceği tazminat davalarına kurban gitmemek için bu lafı burada kesiyorum. Fakat kendisine çok içerlediğimi söylemeden edemeyeceğim. Bu davranışı, sanırım basbayağı günahtır da.
Gelelim öbür “marjinal” meseleye: “karşı cinsler arasındaki ilişkiler”. İşte bu da Bülent Bey’in memlekette yaşadıklarını bile bazen unuttuğu milyonlarca insanın tahammülünü çok zorluyor. Ne demek istediğini anlamak mümkün değil, bu bir yana, tarifin genişliğine bakar mısınız! “Açık saçıklık”, “cinselliğin fazla abartılarak sergilenmesi” falan da demiyor, kafadan, “karşı cinsler arasındaki...” diyor. İyi o zaman, hapishanelerde, yetimhanelerde ırzına geçilen oğlan çocuklarından bahsedelim. O zaman karşı cins sözkonusu olmuyor. Uyar mı? Oğlancılık da, ensest kadar olmasa da, toplumumuzun kara deliklerinden biridir.
Dikkat ederseniz, ensest, tecavüz gibi konularda esas sorun hep, gerçeğin ortaya çıkmasındaki zorluktur. Çünkü kurbanlar başlarına geleni anlatmakta zorlanırlar. Hem korkarlar, çünkü genellikle onlara saldıran yanıbaşlarındaki biri, kurban çocuksa bir büyükleridir. Hem de böyle bir saldırının yarattığı travma insanları harap eder, öyle rahat rahat, “evime hırsız girdi” der gibi anlatamazlar. Hani belki Bülent Bey’in dizilerdeki ahlâksızlıklarla uğraşmaktan vakti olmamıştır, ilgilenememiştir diye uzun uzun anlatıyorum.
Net’çe itibarıyla, bizim siyaset hayatımızda azıcık değişik görünen şahsiyetlerimiz de böyle işte.
Yine de esas sorun bu kimseler değil. Mâlûm zihniyet: Günahlarımızdan bahsetmezsek işlenmemiş gibi olurlar! Biz unutursak, çocuklarımızdan saklarsak bu günahlar ortadan kalkacaktır. Naziler, Yahudileri toptan imha etmeye girişirken, “Ermenileri kim hatırlıyor ki artık!” demişlerdi. Ne dersmiş yarabbim! Aldık aldık bitiremedik.
Biliyorum, hiç sürpriz olmayacak, hattâ fena halde sıkılacaksınız, ama tekrarlayacağım: biz hastayız. Hastalığımızın konusu, hakikatle ters ilişki. Ya da üstüne abanarak hakikati yok edebileceğini sanma takıntısı. Ama bu ifadeler de şimdi Bülent Bey’in tahammülünü zorlayabilir...
Muhterem bir de tehdit etmiş; “bunlara dikkat etsinler yoksa konu zaman içinde yüksek ihtimalle ciddi bir soruna dönüşebilir” demiş. Bu kadar dolaylı sözlere, insanları bugünkünden de fazla otosansüre zorlamanın âlemi yok, Bülent Bey, yasaklayın gitsin, her şey elinizde. “Toplumun tepkisinden” çekinmiyorsunuzdur herhalde.
Vicdan sahibi bir politikacıya, “ensest gibi bir ölümcül yarayı kaşıyıp kullanarak rating almaya çalışıyorlar” cinsinden bir eleştiri yakışabilirdi. Çünkü böyle şeyler yapanlar elbette var. Fakat Bülent Bey’in derdinin bu olmadığı çok açık. Fazla açık. Müstehcenlik derecesinde.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024