Umut ÖZKIRIMLI
Bu yazı aylar önce, örneğin Etyen Mahçupyan “‘Yeni’ Gençler ‘Diktatöre’ Karşı” başlıklı yazısını kaleme aldığı Temmuz ayında da yazılabilirdi. Bu yazı, Mahçupyan’ın otoriterleşme, kutuplaşma, vs. üzerine yazdığı taraflı, olayları tek bir perspektiften değerlendiren, buna rağmen nesnellik ve demokratlık iddasından vazgeçmeyen, hatta ahlaki üstünlük “taslayan” analizlerinden yola çıkılarak defalarca da yazılabilirdi. Yazılmadı. Yazmadım. Çeşitli nedenlerle. Ancak Mahçupyan’ın Zaman gazetesi’nde bugün (23 Mart 2014) yayımlanan “Twitter Gövde Gösterisi”başlıklı yazısını okuyunca daha fazla dayanamadım.
Yazının genel bir değerlendirmesini yapmak mümkün değil, çünkü her satırı sorunlu, çelişkili, çoğu yazısında olduğu gibi kerameti kendinden menkul varsayımlara, en ufak bir veri kırıntısıyla desteklenmeyen genellemelere ve önyargılara dayanıyor. Bu anlamda yazı en azından üslup açısından bir Mahçupyan klasiği. Muğlak, karşı görüşün en sığ versiyonunu temel alıp yazıda ifade edilenden farklı düşünen herkesi bu dar kategoriye tıkan ve elbette bu kategoriye soktuklarını sarkastik bir dille “aşağılayan”.
Mahçupyan’a göre Twitter’ın kapatılması “hükümetin düşmesini arzu edenler için” bir bayram günü olmuş. TİB’in Twitter’ı “geçici olarak” kapatması Batı’da ve içeride “muhaliflik sözcülüğüne davet edilen ve buna gönüllü talip olan kişilerin” demokrasi ve özgürlük beyanları sıralamasına vesile olmuş.
Sadece giriş paragrafında üç temel problem… Mahçupyan Wikipedia’ya bile baksa şu anda Twitter’ın Türkiye dışında yasaklı olduğu sadece üç ülke, Kuzey Kore, Çin ve kısmen İran olduğunugörürdü. Bildiğim kadarıyla bu üç ülke dünyanın en demokratik ülkeleri değil. Herhangi bir demokratik Batı ülkesinde bırakın Twitter’ı yasaklamaya çalışmayı, bunu önermek dahi “kimse arzu etmeden” o hükümetin düşmesine yol açardı.
Peki TİB Twitter’ı “geçici” olarak mı kapattı? Bildiğimiz kadarıyla Twitter’la hükümet arasındaki görüşmeler sonucu şikayete neden olan içerikler kaldırıldı. Aslında bu da bir detay çünkü Doğan Akın’ın “10 Soruda Twitter Yasağı” başlıklı yazısında belirttiği gibi, söz konusu içerikleri kaldırmama “sitenin tümüyle yayınını durdurmaya” yasal gerekçe oluşturmuyor. Durum böyleyken, “geçici” yasak genişleyerek sürüyor. Bu yazının yazıldığı saatlerde Twitter’a DNS numaralarını değiştirerek girmek de mümkün değildi.
Twitter’ın yasaklanmasını sadece “muhaliflik sözcülüğüne davet edilen ve buna gönüllü olan kişiler” mi protesto ediyor? Yasağı Ortaçağ’da kitap yakmakla eş gören ABD Dışişleri Bakanlığı, AB’nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, Türkiye’nin AB üyeliğini en çok destekleyen ülkelerden İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt, yakın zamana kadar Türkiye “modelini” öve öve bitiremeyen sayısız yabancı yayın organı. Mahçupyanvari bir genellemeyle bu kaynaklara bilgi aktaran herkesin “gönüllü muhalifler” olduğunu varsayalım. Bu kadar ülke, kurum, üç beş “yeminli AKP düşmanının” etkisiyle mi yasağı protesto ettiler?Genellemenin saçmalığına girmiyorum bile.
Devam edelim. Mahçupyan’a göre bu yasaktan sonra “otoriterleşme algısının pekişmesi doğal bir sonuçtu”. Ama daha önemlisi, bu yasağın pratik sonuçlarıydı ve “meydanlarda edilen ‘kökünü kazıyacağız’ sözü orantısızlık içeren, onaylanması olanaksız” bir üslup olsa da AKP’ye seçimlerde 2-3 puan kaybettirirdi. Kendisini demokrat olarak tanımlayan biri, Twitter’ın yasaklanması gibi ifade özgürlüğüne gerek pratik, gerek sembolik anlamda öldürücü bir darbe indiren, (internet yasasını kendisinin onayladığını unutmuş görünen) Cumhurbaşkanı Gül’e bile bu yasak kabul edilemez diye “tweet attıran” bir uygulamayı nasıl seçimlerde AKP’ye kaybettireceği oy oranına indirgeyebilir, bilmiyorum. Sanırım işin sırrı Mahçupyan’ın “demokrasi” ve “otoriterleşme” tanımında.
İki aydan kısa bir süre içinde kendisi ve ailesi hakkında ortaya atılan yolsuzluk ve rüşvet iddialarının soruşturulmasını engellemek için daha önceden belirlendiği anlaşılan binlerce kamu görevlisini yerinden eden;
HSYK’yı Adalet Bakanlığı’na bağlayarak güçler ayrılığını ortadan kaldıran, bu yasa geçer geçmez ilk iş yolsuzlukla suçlananları tahliye eden;
kendine bağladığı yargıyı bile devreden çıkaran bir internet yasası hazırlayarak iletişim özgürlüğünü iyice kısıtlayan;
devletin vatandaş üzerindeki kontrolünü pekiştirecek bir MİT yasası hazırlamakta olan;
bu arada medyaya, yargı kararlarına müdahale ettiği ortaya çıkan, bu müdahalelerin bir bölümünü açıkça kabullenen ve bunların normal olduğunu iddia eden;
kendisini, çıkardığı yasaları protesto etmek için sokağa çıkan herkesin üzerine polisi saldırtan;
ulusalcılara rahmet okutan komplo teorilerine ve sakil bir milliyetçiliğe sığındığı yetmezmiş gibi toplumu kendisine oy verenler ve vermeyenler olarak ikiye ayıran;
meydanlarda 15 yaşında çocuğunu kaybetmiş bir anneyi kitlelere yuhalatan, o çocuğu – eylemcilerin öldürülmesi meşruymuş gibi – “terörist” olarak niteleyen ve şehit olarak nitelendirdiği başka bir çocuğun ölümüyle kıyaslayarak açıkça kin ve düşmanlık tohumları eken bir Başbakanın otoriterleşmesi bir algıdan ibaret diye yazabiliyorsa, kusura bakmasın ama Mahçupyan farklı bir dünyada yaşıyor demektir, kendine özgü kuralları, ilkeleri, ahlaki normları olan bir dünyada.
Bu hayali Mahçupyan dünyasında yaşıyorsanız o zaman Twitter’ın kapatılmasının sorumluluğunu da bulunduğu ülkenin hukuk kurallarına uymayan ve hak ihlali yapan Twitter’a yüklemekten normal bir şey olmasa gerek. Yalnız burada kafam karışıyor. Bunları Türkiye’de hukuk olmadığına dair sayısız yazı kaleme almış Mahçupyan mı yazıyor? “Yargıya Niye Güvenelim?” (9 Ocak 2014), “Yargı, Siyaset Girdabında Savrulurken” (8 Ocak 2014) diyen Mahçupyan? Kendi hukuku meşru görmeyen, Başbakanın hukuka müdahalesini onaylayan bir Mahçupyan Twitter’ın kişilerin özel bilgilerini hukukla paylaşmasını mı savunuyor? Bu, Mahçupyan’ın kendi hayali dünyasının işleyişine bile aykırı değil mi? Çelişkiler burada da bitmiyor ve bir sonraki paragrafta Mahçupyan Twitter’ın kapatılmasının “hukuki” bir karar olduğunu savunuyor. Yani güvenilmemesi gereken, siyaset girdabında savrulan, yine de – nedense –Twitter’ın uyması beklenen hukukun tasarrufu! Aklı karışmayan kaldı mı?
Kaldıysa devam edelim. Çünkü bir sonraki paragrafta Mahçupyan mahkeme kararına dayalı bir idari tasarruf olduğunu iddia ettiği bu uygulamayı aynı zamanda hükümetin attığı bir siyasi adım olarak niteliyor. Bu riskli adımın nedenlerinden biri seçim güvenliğinin ajitasyon konusu haline getirilmesinden çekinilmesi. Öte yandan Mahçupyan’ın da belirttiği gibi, iktidar internet erişimini toptan durdurmaya kalkmadığı takdirde Twitter’ı yasaklamak mümkün değil (internet erişimini toptan durdurmak da ne kadar uygulanabilir, tartışılır).
Asıl neden, hükümetin “mücadele zeminini halka onaylatmak istemesi”. “Eğer bu tedbire rağmen AKP oyları düşmezse, hükümet seçim sonrasında daha ‘rahat’ davranabilir”miş. Twitter yasağını halka onaylatmak isteyen, mücadele zeminini yasaklar üzerine kuran bir iktidar. Neydi, otoriterleşme “algısı” mıydı?
Bir diğer neden ise Başbakanın yeni bir güç gösterisinde bulunmak istemesi. Başbakan Twitter’a diz çöktürecek, bu da “güçlü liderlik hanesine artı olarak yazılacak”. Aksi takdirde Başbakan Twitter’ı “gayrı milli” koalisyonun parçası yapacak ve iktidar değiştirme komplosuna destek vermekle suçlayacak. Böylelikle de oylarını arttıracak. Tartışmanın, kullanılan terimlerin ne kadar “demokratik” olduğunun farkındasınız değil mi? Mahçupyan açıkça ve pervasızca Başbakanın güç gösterisini, komplo teorileri yoluyla oylarını arttırma çabasını – üslubunu kaba saba bulmakla birlikte – “siyasetin” parçası olarak görüyor, meşrulaştırıyor! İyi de o zaman bu yazının başlığı neden “Twitter’ın Güç Gösterisi?” Bu apaçık “Erdoğan’ın Güç Gösterisi” değil mi?
Bir adım daha atalım ve soralım: Yukarıdaki saydığım, iki ay gibi kısa bir sürede gerçekleşen tüm uygulamaları bir kenara bıraksak bile, sadece bu bile (Twitter üzerinden bir güç gösterisine girmek, bu yolla komplo teorilerine malzeme toplamak) o seçimlerin güvenliğinden kuşku duymamıza yetmez mi?Seçimleri geçtik, bu tutum siyasetse, örneğin Mahçupyan’ın aylardır yazı üstüne yazı yazarak eleştirdiği Cemaatin taktikleri neden siyaset değil? (Mahçupyan’ın bu noktada artık bıkkınlık veren Cemaat gayrımeşru, iktidar meşru argümanına sarılacağını tahmin etmek güç değil. O zaman biz de aynı derecede bıkkınlık veren “iyi de AKP yıllarca bu yapıyla, üstelik aynı gayrımeşru yöntemleri kullanarak siyasi rakiplerine karşı mücadele etmedi mi?” karşılığını verir geçeriz).
Oy uğruna kuralları esnetmek, yok saymak, yeniden yazmak sadece AKP’ye tanınmış bir ayrıcalık mı? Mahçupyan dünyasında tek siyasi aktör AKP mi? Tüm bunlara tepki duyan kitlelerin şiddete başvurmadıkları sürece haklarını sokakta aramaları da siyaset değil mi?
Lafı daha fazla uzatmayalım. Mahçupyan yazısını Başbakanın üslubuna fazla takılırsak bizzat siyaseti gözden kaçırabiliriz diye bitiriyor. Bir kere siyaseti gözden kaçıran “biz” değiliz, sizsiniz. Çünkü size göre siyaset yapma hakkına sahip olan sadece AKP; bunun dışında her aktör hükümeti devirmeye çalışan gayrımeşru bir yapının parçası. Dahası, seçmen desteğine sahip olduğu için AKP’nin her yaptığı meşru.
Otoriterleşme dediğimiz ise sadece bir algıdan ibaret. Bu iddianız da başlı başına siyasi. Yani siz aslında analiz yapmıyor, siyaset yapıyorsunuz. Uzunca bir süreden beri AKP’nin politikalarını destekleyen, onları meşrulaştıran, dolayısıyla sözünü ettiğiniz otoriterleşme “algısının” pekişmesini kolaylaştıran, hatta buna katkıda bulunan bir “organik aydın” ya da “ideolog” gibi davranıyorsunuz. Belki siz kendinizi hayalinizdeki özel dünya içinde öyle görmüyorsunuz ama hazır laf algılardan açılmışken hakkınızdaki algı hem AKP’yi eleştiren, hem AKP’yi destekleyen çevreler gözünde böyle. AKP’nin “vitrin demokratı” olarak görülüyorsunuz.
Elbette bu onların sorunu deyip geçebilirsiniz. Kimsenin de buna itiraz etmeye hakkı olmaz. Yine de kişisel tanışıklığımıza da dayanarak bir soru sormak istiyorum (elbette cevap vermekle yükümlü değilsiniz): Bu yazdıklarınıza gerçekten inanıyor musunuz?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.03.2020
25.02.2020
10.02.2020
16.12.2019
5.01.2019
19.10.2019
12.10.2019
6.08.2019
2.07.2019
24.03.2020