Yalçın AKDOĞAN
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kendisinin ve partisinin FETÖ ile ilişkilendirilmesini mizah unsuru olarak görüyormuş. Doğrusu Sayın Kılıçdaroğlu çok kripto bir ilişkiye sahip değilse doğrudan FETÖ’cü olduğunu söyleyen yok zaten. Ama sorun Kılıçdaroğlu’nun FETÖ’cü olup olmaması değil, FETÖ’nün saldırıları karşısında ve FETÖ ile mücadelede nerede durduğudur.
FETÖ 7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarı’nı tutuklamaya çalışarak bir hamle yaptı, arkasından Gezi olaylarını karıştıran ve kalkışmaya dönüştürmeye çalışan eylemleri, 17/25 Aralık yargı darbesi girişimleri, Ocak 2014’teki MİT TIR’ları operasyonları, Dışişleri Bakanlığındaki güvenlik toplantısını sızdırması, Sayın Erdoğan’a yönelik montaj ses kayıtları yayınlaması gibi birçok hamle geldi. FETÖ’nün tüm bu hamlelerinde CHP ne yaptı, Kılıçdaroğlu nerede durdu?
FETÖ, kendi ülkesini “yabancı terörist savaşçılara destek veren ülke” gibi göstermeye çalışırken bu kampanyanın siyasi sözcülüğünü CHP yapmadı mı?
FETÖ hükümeti yargı darbesiyle devirmeye çalışırken Kılıçdaroğlu kimin değirmenine su taşıdı?
Başbakan’a yönelik uydurma ses kayıtları yayınlanırken “yarın, öbür gün yeni şeyler de çıkacak. Benim sana tavsiyem, helikopteri al, ya yurtdışına kaç ya Başbakanlık’tan istifa et” diyerek bu kirli oyuna destek veren kimdi?
FETÖ’cüler 2004 MGK’sında cemaatleri bitirme planı yapıldığı haberleriyle hükümete yüklendiğinde bunun siyasi sözcülüğünü kim yaptı?
17 Aralık yargı darbesinden iki hafta önce Washington’da FETÖ’cü derneklerle özel görüşme yapan kimdi?
AK Parti hükümeti gerçek yüzü ortaya çıkan FETÖ ile mücadele ederken CHP hangi desteği verdi?
Bu ihanet çetesi ses kayıtları, tapeler, gayrımeşru dinlemeler gibi kirli yöntemleri kullanırken bunun siyasi alanda sözcülüğünü kim yaptı? Meclis kürsüsünden, meydanlardan tapeleri sallayanlar kimlerdi?
17-25 Aralık yargı darbesi hükümetin aldığı tedbirlerle başarıya ulaşamadı ama bunun kara kampanyayla siyaseten netice alabilmesi için CHP devreye girdi. 2014’teki yerel seçimlerde ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP FETÖ’nün kurguladığı kara kampanya ile AK Parti’ye ve Erdoğan’a yüklendi.
FETÖ ile mücadelede atılan birçok adım oldu; MİT’in yetkilerinin genişletilmesi, internet düzenlemesi, Adli Kolluk Yönetmeliğinin değiştirilmesi, Milli Güvenlik Siyaset Belgesine PDY’nin girmesi, güvenlik ve yargı birimlerindeki tasfiyeler gibi. Bunların hangisinde CHP olumlu tavır takındı? Hükümet 17 Aralık’tan sonra bu hain yapıya savaş açtığında hükümeti ‘savcının polisin peşine düşüyor’ diye eleştiren Sayın Kılıçdaroğlu değil miydi?
Ortada çok açık casusluk ve ihanet faaliyeti var. Bu faaliyetin dinleyeni, kaydedeni, yayınlayanı var. FETÖ bütün bu hamleleri yaparken siyasi alanda bunları savunan veya kullanarak onların sözcülüğünü yapanlar bu işten hiç sorumlu değil midir?
FETÖ, 1970’lerden itibaren kendisine cemaat süsü vererek farklı alanlarda faaliyet göstermiş ve zaman içinde devlet kademelerinde veya özel alanda etkili bir konuma ulaşmıştır. AK Parti bu örgütün kirli yüzü deşifre olmadan nasıl bunlara cemaat diyorsa, Kılıçdaroğlu da cemaat diyordu. Sorun bunların gerçek yüzü ortaya çıktıktan sonra Kılıçdaroğlu’nun nasıl tavır takındığıdır.
CHP şunu söyleyebilir: Bizim bu yapıyla bir ilişkimiz yok ama siyasette kullanacağımız malzemeler verdiler biz de kullandık. Bu “örgüt bizi kullandı” demektir. Yani cuntacı bir örgütün demokratik bir hükümeti farklı yollarla devirme girişimlerinde bir kullanılma olayı olmuştur. Hem de bu ilişki bu yapının bir cemaat değil siyaset mühendisliğine soyunan bir örgüt olduğu ortalığa döküldükten sonra gelişen bir ilişkidir.
Meseleye bu yönüyle bakıldığında ortada elbette eleştirilmeyi hak eden bir durum vardır. Bunun mizahi bir yönü de yoktur.
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019