Yıldıray OĞUR
Kuzey Deniz ve Ela. IŞİD’in elindeki 49 ‘konsolosluk görevlisi’nden bahsettikçe onlardan da bahsediliyor. Kuzey Deniz bir yaşına, daha IŞİD’in elinde geçen o 2.5 ayda girdi.
Masum bebekler 2.5 aydır kafa kesen IŞİD’çilerin insafına terk. Daha fazlasını yapmak da maalesef şimdilik zor. Yaz başında Delta komandolarını Suriye’ye indirip IŞİD’in elindeki en az dört Amerikalı rehineyi kurtarmaya çalışan Amerikan ordusunun hezimet hikâyesini düşününce özellikle.
O rehinelerden ikisinin Seven filminin son sahnelerini hatırlatan bir showla vahşice öldürülüşünü izledi bütün dünya. Bu göze alınsa bile IŞİD’in hakimiyetindeki Musul şehrine inip 49 rehineyi bir operasyonla alıp gelecek büyüklükte bir helikopter bile bulunamayabilir.
Karşınızda “bunu yapmazlar artık” diye rasyonel kestirimler yapabileceğiniz bir aktör, hatta hiyerarşik kararlar alan bir muhatap bile yokken üstelik.
Bütün bunlar ortadayken Türkiye’ye IŞİD koalisyonuna katılmak için artırılan “ya bizdensin ya onlardan” tazyikinden anlaşılan Kuzey Deniz bebeğin güvenliğinin Kuzey Atlantik İttifakı’nın pek de umurunda olmadığı.
BM rakamlarına göre İsrail’in bir ay önce Gazze’de, aralarında sahilde futbol oynayanların olduğu 121 çocuğu öldürmesi umurunda olmayanlar için pek de sürpriz sayılmaz bu kayıtsızlık.
Acaba İsrail’in Gazze’yi bombalamasını izleyen kaç Fransız vatandaşı Müslüman önüne geleni elindeki silahlardan biriyle yok edip yoluna devam eden Playstation oyun karakterlerinden biri olmak için hiç bilmediği Suriye’ye ya da Irak’a gitmeye karar vermiştir?
Ya Mısır darbesinden sonra Rabia Meydanı’nda darbeye direnenlerin üzerine yaylım ateşi açılmasını televizyondan izleyen kaç Hollandalı Müslüman genç için internetten cihad için şehit olmaya çağıran ses mantıklı gelmiştir?
Suriye’de şehirlerin bombalanmasını, kimyasal silahların bile kullanılmasını kayıtsızlıkla izleyen hükümetine kızan kaç İngiliz Müslüman gence bütün geleneksel İslami, ahlaki, insani normları geçersiz kılan nihilist bir savaş en ahlaki, en İslami ve en insani görünmeye başlamıştır?
Mısır’da Müslüman Kardeşler iktidarı Batı’nın “hayırlısı neyse o olsun” kayıtsızlığıyla kanla yıkılırken El Kaide liderlerinden “Bak biz size demokrasiyle olmaz dememiş miydik” açıklamaları gelmişti.
O gün o açıklamayı geçersiz kılacak hangi kapıyı açık bıraktı, hangi gelecek ufkunu vadetti dünya Müslümanlara?
En son Müslüman Kardeşler liderlerinin peşine düşen Suudiler-BAE ittifakı onları sığındıkları Katar’dan da çıkarmayı başardı.
100 yıllık bir illegal yeraltı örgütü, demokrasiyi reddetmiş bir hareket seçimlere girmiş, demokratik yollarla iktidara gelmiş, modern demokratik kavramlarla siyaset yapmaya başlamışken onun 9 aylık iktidarına dayanamayıp devirenler, devrilmesini izleyenler dünyanın bütün nimetlerinden haberdar 2014 model gençlere 1960 model, saçını boyayan askerî diktatörleri mi gelecek diye yutturacaklarını sandı?
6 ay boyunca rejimin tanklarıyla tüfekleriyle saldırdığı sivil eylemlerle 40 yıllık bir diktatörlük rejiminin gitmesi için direnen Suriyeli gençleri, silahı olan savaşmayı bilen, intikamlarını en feci almayı vadeden radikal grupların kucağına kim itti?
Irak’ı sahte kimyasal silah ihbarı için işgal eden ABD’nin Suriye’de kimyasal gazla öldürülmüş yüzlerce sivil cesedi karşısında golf oynamaya devam eden başkanı, Maliki’nin şiddet politikalarını Irak’ta istikrar için görmezlikten gelen Irak’tan sorumlu Başkan Yardımcısı IŞİD’e katılmak için gidenlerin bir bilet paralarını ödemedikleri için mi masum?
AKP’ye bile tahammül edemeyip, laik Türklerin şımarık propagandalarına şartsız inanıp İslam dünyasındaki 60 yıllık bir demokratik tecrübeyi bile hiçleştirmeye çalışanlar, Müslüman Kardeşler’e laiklik tavsiye etmiş Erdoğan’a İslamcı faşist damgası vurmak için çırpınanlar, Sisi’yle demokrasiye gidileceğine inanıp, Erdoğan’la diktatörlüğe gidildiği fasaryaları uğruna 60 yıllık müttefikliği bile harcama sinyali verenler peki?
Selefiliğin bile tutmadığı ender İslam ülkelerinden biri olan Türkiye’de, Suriye meselesinde radikal gruplara yakın duran İslamcı çevrelerin bile açıkça defalarca kınadığı, “onlardan beriyiz” diye açıklamalar yaptığı, El Kaidecileri bile tekfir edecek marjinallikteki IŞİD’i sırf ikisi de Sünni Müslüman diye AKP’nin silahlı kolu gibi göstermek için aylardır ciğercilerde çekilmiş fotolardan, sahte genelgelere, kamyoncu görüşlerinden, “bir IŞİD komutanı bize böyle dedi”lere kadar sürdürülen kara propagandanın merkez üsleri de bu suça ortak değil mi?
Sahayı en iyi bilen gazetecilerden Anadolu Ajansı muhabiri Samet Doğan’ın Türkiye’de tedavi olması imkânsız yaralı komutanlarını kurtarmak için bölgede bulunan iki Alman doktor uğruna 500 kişinin öldüğü bir savaş çıkaran IŞİD’çilerle ilgili hikâyesi için:
http://m.yenisafak.com/yorum/isid-komutani-turkiyede-tedavi-edilseydi-684288
Bir zamanlar Kürt meselesinde en ikna edici argüman “Dağları bombalayarak PKK’yı bitiremezsiniz”di. TSK, PKK’yı 5 kez bitirdiğini açıkladı ama PKK hâlâ var.
Evet IŞİD bambaşka bir örnek. Yaptığı katliamların, işgallerin acilen durdurulması gerek. Bu yüzden operasyon şart. Rehineler olmasaydı muhtemelen Erdoğan da bu koalisyonun en önemli figürlerinden biri olacaktı.
Ama bu konularda epey tecrübe kazanmış Türkiye bir şey daha diyor ve bu kez haklı: IŞİD’i ve benzeri örgütleri dağları bombalayarak bitiremezsiniz.
Fransız ‘Aydınlanması’nın topraklarından çıkıp, IŞİD’in ‘karanlığı’na katılanları durduracak olan bombalar değil.
Batı, 'Arap Baharı’ndan sıkılıp, İslam ülkelerinde diktatörler, Suudi şeyhleriyle iş tutma siyasetine geri dönerek, İsrail’e çıt çıkarmayarak, İslam dünyasındaki laiklerin hamisi gibi davranıp ılımlı Müslüman Kardeşler'i, AKP’yi sahnenin dışına çıkarmaya çalışarak bu gençlerin eline Suriye’ye, Irak’a tek yönlü biletleri tutuşturdu.
Bundan da gayet de memnun oldular. Bir de suçu, Suriye’yle 877 km sınırı olan İslamcı iktidar tarafından yönetilen Türkiye'ye atabilirlerse…
İşin en kolay kısmı o. “IŞİD’çiler burdan girer” diyen kamyoncuyu manşet yapan New York Times’la, ciğerciyi sakalından dolayı IŞİD’çi yapan Sözcü arasında bu meselede pek az fark var artık.
“Hiroşima'ya atom bombasını da mühendis Erbakan tasarlamıştı” diye bir belge ellerine tutuşturulsa manşete koşacak kadar ön yargı ve nefretle dolu gazetecilerle, elinde içinde bebeklerin de olduğu 49 vatandaşımız olan irrasyonel bir örgütü neden bombalamıyoruz, Batı’dan mı koptuk diye yaygara koparacak kadar insafsız bir muhaliflikle hepsi mümkün. IŞİD’i oluşturan karanlığı sorgulayanlara da 90’larda PKK’yı anlamaya çalışanlara yapıldığı gibi “kınasana, terörist desene, sen de onlardansın, pis IŞİD’çi” diye yüklenenlerin epey büyük bir kısmı zamanında bu baskılara maruz kalmışlar üstelik…
Yine de Fransa’nın ortasında doğan bebeklerden, Suriye’de kafa kesen IŞİD’çiler oluşturan karanlığın sorgulanması için 30 yıl beklenmez diye umalım.
Kuzey Deniz ve Ela bebekler için de bu eziyet bir öğle uykusu gibi geçer gider…
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları









































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025