Yüksel TAŞKIN
Mısır, Mursi’nin Cumhurbaşkanı seçilmesinin yıldönümüne keskin bir kutuplaşma ve büyük gösterilerle girdi. Tahrir Meydanı’nda toplananlar Mursi’nin istifasını isterken, Nasr semtindeki taraftarları, sandık meşruiyetine dikkat çekerek Mursi’yi “yedirmeyiz” diyorlar. Mısır’a Türkiye penceresinden bakmaya meraklı olanlara küçük bir not: Lütfen süreci Gezi Parkı direnişine paralel yorumlamayınız. AKP yanlıları ve karşıtlarının bu gösterileri kendilerine yontacaklarından endişeliyim. Mısır’daki meseleyi anlamak için “ilk taşı en günahsızınız atsın” özdeyişini anımsamak gerekiyor.
Temel mesele üç ana aktörün hangilerinin yan yana geleceğiyle ilgiliydi: Müslüman Kardeşler (MK), Ordu ve seküler muhalefet. Demokratik geçiş süreçlerinde olması gereken, MK ve seküler muhalefetin yan yana gelerek Ordu’yu köşeye sıkıştırmaları ve demokrasinin temellerini beraberce atmalarıydı. Tunus’ta olan ama Mısır’da olamayan tam da buydu. Bunun kabahati tartışma götürmez biçimde MK liderliğindeydi. MK liderliğini elinde tutan “Hapishane Kuşağı,” Ordu’yla gizli kapılar ardında pazarlık etmeye alışkındı. Sivil dinamikleri okuyamıyor, Ordu’nun ne kadar kırılgan ve zayıf bir konumda olduğunu göremiyorlardı.
MK, seküler muhalefetle beraber yürümeye karar verseydi, Ordu taviz vermek zorunda kalacaktı. Oysa MK, Ordu’ya hayat öpücüğü vererek “Mısır siyasetinin en güvenilir hakemi” konumuna gelmesine yol açtı. Şimdi seküler muhalefet de MK liderliği de Ordu’yla “flörtleşerek” kendi yanına çekmeye çalışıyor. Ordu sürecin en avantajlı aktörü hâline geldi. Bu durumda “ilk taşı” MK attı denebilir. Eğer o taş demokratikleşme ihtimaline atılıp yaraladıysa, seküler muhalefetin ana bileşenlerinin de aynı taşı alıp aynı yere attıklarını bugün itibarıyla iddia etmek yanlış olmaz.
Geçen yıl haziranda yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda seküler muhalefet, MK’nın adayı Mursi ve Eski Rejim’in has adamı Ahmet Şefik arasında tercihte bulunmak zorunda kalmıştı. İki aday da devrim dinamiğini temsil etmiyordu. Seküler demokratların bir bölümü mecburen Mursi’ye oy verdiler. Mursi, bu aşamadan sonra tarihî bir hata daha yaptı. Seküler demokratlarla beraber ilerlemeyi yine göze alamadı. Ordu ve Polis’le arasını hoş tutmak adına militarist güzellemelere yöneldi. Kasım 2012’de kendi kararlarını yargı denetimi dışına taşıyan bir kararname imzaladı ve Ulusal Selamet Cephesi (USC) altında örgütlenen seküler muhalefeti karşısına aldı. Kararnameyi çıkarmadan önce demokrat kesimlere bunu neden yapma ihtiyacı duyduğunu anlatmayı, onları da yanına almayı deneyebilirdi.
Eski rejim kalıntısı Yargı, hukuki olmayı bir yana bırakın ahlakiliği de tartışılır hamleler yaparak, serbest seçimlerle gelen Meclis’i feshetti. Ardından aynı Meclis’in seçtiği Anayasa Komisyonu’nu da geçersiz saydı. Ortada seçilmiş bir cumhurbaşkanı vardı ama beraber çalışacağı bir parlamento ve anayasa yoktu! Durumun trajikliğini anlamak için yine Tunus örneğini anımsayalım. Burada çok sayıda parti ve gurup, eski rejim kalıntılarını tasfiye ederek önce Kurucu Meclis seçimlerini yaptılar. Şimdilerde bu meclis yeni anayasayı şekillendiriyor...
Mursi’nin Mübarek kalıntısı yargı kurumlarıyla mücadele etmesi meşrudu ama stratejisi geri tepti ve kendisinin de otoriter olarak algılanmasına yol açtı. İktidarını sallantıda hissettiği için yeni anayasayı hızla referanduma götürme kararı aldı. USC, Anayasa Komisyonu’nda seküler kesimlerin yeterince temsil edilmediğini iddia ederek referandumu boykot etti.
Yeni anayasa, toplumun sadece yüzde 30’unun katıldığı Aralık 2012 referandumunda yüzde 65 evet oyuyla kabul edildi. Mursi düşük katılım nedeniyle, “örgütlü bir azınlığın anayasasını aceleyle geçiren” cumhurbaşkanı durumuna düştü. Anayasa, Ordu’nun ayrıcalıklı konumunu daha da ileri götürmekle eleştiriliyordu.
İzleyen süreçte USC’nin en büyük hatası, Mursi’ye muhalefet eden İslamcı çevreleri dışlaması oldu. Daha da kötüsü USC, Eski Rejim’le özdeşleşmiş isimlerle beraber hareket etmeye yöneldi. USC, Mursi’nin “beceriksizliği ve otoriterliği nedeniyle istifa etmesi gerektiğini” savunmaya başladı. Son gösteri dalgası da bu koşullar altında ortaya çıktı. Hem MK hem de USC, Ordu’yu yanlarına çekmeye çalışarak “sürekli darbe” rejiminin değirmenine su taşımaya devam ettiler. Ordu’ya sürekli tavizler veren Mursi’nin bugünlerde Derin Devlet’ten yakınması ne kadar inandırıcı?
Oysa Mursi ve USC’nin biraraya gelerek seçim yasasını tadil etmeleri, derhal parlamento seçimlerine gitmeleri ve Anayasa’da toplumun geniş kesimlerini tatmin edecek düzenlemelere gitmeleri en doğrusu olurdu.
Umarız bunu başarırlar...
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.04.2024
15.12.2019
26.07.2019
18.12.2017
27.09.2017
19.09.2017
10.08.2017
27.07.2017
10.07.2017
26.06.2017