Akif BEKİ
Cumhurbaşkanlığı sistemine geçerken İçişleri'nden alınıp Çevre ve Şehircilik Bakanlığına verilen kadim bir genel müdürlük var: Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü. Yeni adıyla Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü. Bünyesinde bir de belediyeler daire başkanlığı bulunduruyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Devlet içinde devlet olmanın bir anlamı yok, gücü dağıtmak olur" deyince...
İçişleri Bakanı Soylu, muhalefet belediyelerinin yardım kampanyalarındaki niyetin kendisini işkillendirdiğini söyleyince...
Yerel yönetim, mahalli idare gibi lafları ağza bile almanın devletin arkasından iş çevirmek, bölücülük filan olduğu vehmine kapılan zıpçıktılar türedi.
Nereden icap ettiğinden şüphelenenler için hatırlatıyorum, resmi tanımlardır bunlar. Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde dahi geçiyor. Mahalli idareler devletin içinde, parçası zaten, ne zannetmiştiniz?
Hatta AK Parti, başlarda bu yerel yönetimleri güçlendirmek, Ankara'nın kendinde toplayıp tekelleştirdiği yetkileri dağıtarak onlara paylaştırmak için sıkı mücadele verdi. CHP'yse direnen taraftaydı, Türkiye'yi bölme projesi diye...
Kaderin cilvesi işte. Roller, külahlar değişti. AK Parti suçlandığı şeyle suçluyor ve kendini, CHP'nin bile terk ettiği o köhne bölünme fobisiyle savundurtuyor.
Eski Türkiye alışkanlıklarına geri döndük de haberimiz yok sanki. İktidar düzeni; yine bölücü, hain, bozguncu, ayrılıkçı yaftalarıyla korkutarak muhalefeti bastıran zihniyete mi temsil ettiriliyor!
Tanıdık gelmiyor mu?
Vaktiyle CHP'nin kaşıdığı bölünme paranoyası nedeniyle AK Parti, en büyük iki vaadinden biri olan reformu hayata geçirememişti. Devleti yavaşlatan, tıkayan, hantallaştıran aşırı merkezileşmeyi çözecek, gücü bölerek yerinden yönetimlere devredecek bir reformdu.
Prof. Ömer Dinçer, merkeziyetçi güç tekelini kıracak reform çalışmalarının başına getirilmişti.
Ömer Hoca, neden başarılamadığını 4 yıl önce bir kitapla anlattı. Adı “Türkiye’de değişim yapmak neden bu kadar zor”...
Okuyunca anlıyorsunuz. Nedeni, düzeni değiştirme iddiasıyla iktidara gelenlerin her seferinde düzen tarafından değiştirilmesi, dönüştürülmesi, kendine benzetilmesi ya da uydurulması, ne derseniz...
Önce ulaşım koordinasyon kurullarıyla imar kanunundaki yetki ve etkinlikleri tırpanlanmış, muhalefete geçen belediyelerin elinden alınan güçler merkezi yönetime devredilmişti.
Şimdi de kanunla tanınan senelik bağış toplama yetkilerine el kondu...
AK Parti, geçmişte maruz kalmaktan yakındığı bu merkezileştirme politikası ve söylemleriyle kendi iddiasının bile gerisine düşüyor.
Şubattaki KONDA anketinden çıkmıştı; "Bu toplumda güç merkezi mi olsun, yoksa yayılmalı mı" sorusuna 'yayılmalı' diyenlerin oranı yüzde 75’ti. Bugün gücün aşırı tekelleştiğini düşünenlerin oranı da yüzde 75!
Yazmıştım, anlamı açıktı. AK Parti, artık sadece kendi başlangıç hedeflerinin değil, bir zamanlar önünü açtığı toplumun da gerisinde kalıyor.
Soru, şurada tekrar ededursun: Kim derdi ki merkezde toplanan fazla yetkileri yerele dağıtma, yerinden yönetimi güçlendirme vaadiyle iktidara gelen AK Parti, belediyelerin kimi yetkilerini de geri alacak, 'yetki gaspıdır' demeden daha fazlasını merkezde toplayacak?
İktidarın altını oyanlar
AK Parti’nin yerinde olsam tek gözü açık ve tetikte uyurdum.
İktidardan yana suret-i haktan görünerek İstanbul’u, Ankara’yı yeni CHP ve ortaklarının Millet İttifakı’na kaybettiren o uğursuz kafa yine coştu, fink atıyor ortalıkta.
Mızıkçı içerdeyse kapı kilit tutmaz, aman dikkat!
Hatırlarsanız, terörle mücadeleyi siyasete alet ederek dibine kadar istismar etmişlerdi. Mansur Yavaş’la Ekrem İmamoğlu’nu ‘terör ittifakının adayları’ diye karalamaya dahi kalkmışlardı.
Muhalefet kazansa FETÖ’den PKK’ya yeryüzündeki bütün terör örgütleri, dış güçler, din düşmanları, şer odakları, karanlık lobiler kazanacaktı...
Kaos ve kargaşa çıkacak, büyükşehirlerimiz teröre teslim edilecek, bekamız tehlikeye girecek, Mekke’yle Kudüs düşecekti...
Ezanlar susacak camiler kapanacak, toprağımızda gözü olan küffar emellerine yenilerek işgale uğrayacaktık. Buna izin verilemezdi...
Unutmayacaktık ki adaylar arasında geçen bir seçim yarışı değildi bu. Küresel Haçlı ordularıyla kutsal cihat için oy kullanmamız isteniyordu...
Bilmem hatırlatabildim mi, milletin pek de kale almadığı o kavaf işi propaganda setini?
Aynısını şimdi de koronayla savaş üzerinden deniyor seçim kaybettiren cihat ekibi.
Salgınla mücadeleyi iktidar mücadelesine, siyasi çekişmeye, rakibi yıpratma savaşına alet ediyorlar.
Üstelik; birlik ve beraberliği bozan, millet can derdindeyken particilik yapan, insan hayatını partizanlığın üstünde tutmayan, hala siyasi getiri götürü hesaplayan kendileri değil de muhalefetmiş gibi işledikleri suçu karşıya yıkarak...
Bu sirk cambazlıklarına ne inanması, elinin tersiyle itmişti o zaman millet. Şimdi niye gözünü boyatsın!
Onu bunu bahane ederek “Biz bize yeteriz’deki ‘biz’e ‘siz’ dahil değilsiniz zaten” kampanyası açan, ‘biz’ duygusunu daha doğmadan boğan, fırsat bu fırsat kutuplaşmanın ara vermeden gazına basan, nefes aldırmadan nefret ve düşmanlık körükleyen provokatörlere dikkat!
Hiç değilse bulaşıcı hastalıkla boğuştuğumuz şu günlerde, yine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz birlik ve beraberlik çağrıları samimiyse...Sabote eden muhalif görünümlülerin iktidara sızmış içerideki işbirlikçileridir onlar. Ben olsam gözümü bir an üstlerinden ayırmazdım.
El birliğiyle sadece demokrasinin değil AK Parti’nin de altını oyuyorlar.
Zehirli virüs damlacıklarının yayılması gibi, ekmek tuz hakkı bilmezlerden saçılan birlik beraberlik düşmanı baloncukların da kontrol altına alınması şart.
Yazarlar
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
26.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
15.07.2025
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025