Eser KARAKAŞ
Doğrudur, Türkiye’nin bir merkez partiye ihtiyacı vardır.
Kanımca CHP aslında Türkiye’nin merkez partisidir, hele Kılıçdaroğlu’nun çok haklı gerekçelerle CHP’yi çekmeye çalıştığı nokta merkez parti konumuna çok daha uymaktadır ama tarihsel nedenlerle kimse, en başta da geniş CHP kadroları, tuhaf gerekçelerle bir türlü merkez parti konumunu kabullenmek istememektedirler, politikaları merkez parti olmaya yakındır ama söylemleri bu konuma uymaz, oysa merkez parti olmak kötü bir şey hiç değildir, bünyesinde de demokratik, laik, sosyal hukuk devleti temel ilkeleri ile barışık olma koşuluyla çok farklı siyasetler barındırabilir.
Neyse, CHP ısrarla kendine bir sol parti demek istemektedir ama Diyarbakır’dan oy alamayan, HDP ile görüşmekten imtina eden bir partinin nasıl sol parti olacağı sorusu da ortada kalır o zaman.
KRİZİN KAYNAĞI İYİ PARTİ İÇİNDEKİ İKİLİ YAPI
Evet, girişte belirttiğim gibi Türkiye’nin bir merkez partisi açığını Meral Akşener görmektedir, MHP ile yollarını ayırmış ve merkez partisi olma çabası içine girmiştir.
Ancak, bu çaba çık sıkıntılı bir sürece de tekabül etmektedir.
İYİ Parti içinde çok sayıda siyasal gerekçelerle değil, kişisel nedenlerden MHP’den kopan isim vardır ve bunlar, mesela Koray Aydın, partide belirli bir güce, Türk-İslam sentezine yakın bir güçtür bu, tekabül etmektedir.
Ancak, parti içinde daha kentli, Türk-İslam sentezine karşı olmasa da kendini bu sentez içinde tanımlamayan yeni bir kesim daha vardır; bu yeni kesimin de Diyarbakır’dan oy alma gibi kaygısı pek yoktur, Meral Hanımın en büyük sorunu da budur, bu açıdan CHP’nin geleneksel kesimine epey benzemektedir.
Kanımca, Cuma-Pazartesi günleri arasında Altılı Masada yaşanan krizin kökeninde İYİ Parti içinde yaşanan bu ikili yapı arasındaki gerilim yatmaktadır.
Kılıçdaroğlu’nun son iki senedir yakaladığı siyasal/ekonomik çizgi, iddiaları, siyaseten değil ama hukuk suçları için devr-i sabık yaratacağını ısrarla söylemesi, HDP ile köprüleri atmaması, iktidara gelirse ihaleleri rekabetçi bir çerçeveye oturtacağına söz vermesi anlaşılan İYİ Parti’nin geleneksel kesiminde rahatsızlık yaratmıştır.
Cumartesi günü yapılan GİK’de geleneksel MHP kökenlilerin ağırlığının yeni İYİ Partili kentlilere açık ara galebe çaldığı görülmüş ve Akşener de tavrını bu siyasal ağırlık çizgisinde üstelik sert bir üslupla koymuştur.
Ancak, tam da bu aşamada devreye Meral Akşener’in de, MHP kökenli diğer İYİ Partililerin de beklemediği bir şey girmiştir, devreye giren bu konu büyük bir toplumsal tepkidir ve bu tepkinin toplumsal kökeni de Meral Hanımın İYİ Parti’nin bir merkez parti olabilmesi için göz diktiği seçmen kitlesinden gelmiştir ve tepkinin boyutu gerçekten çok şiddetlidir.
Meral Hanım hiç beklemediği bu tepki karşısında şaşırmış ve zorunlu bir tornistan yapmıştır.
Doğrudur, dün (Pazartesi) Meral Hanım Altılı Masa’ya baskı altında gelmiştir ama bu baskı siyasetçilerden değil göz diktiği seçmen kitlesinden gelmiştir ve Meral Hanım bu tepkiye kaçınılmaz olarak teslim olmuştur ve iyi de etmiştir.
Ancak, şunu da görmek, bilmek lazım, Meclisin üçüncü partisi ile nezaket dahilinde bir teması dahi reddeden bir partinin de merkez parti olması mümkün değildir
KRİZ İYİ PARTİ’NİN KENTLİ YÜZÜNE YARADI
Şimdi, İYİ Parti merkez parti olmaya daha yakındır, parti içinde teknokrat grup, MHP kökenli olmayanlar daha güçlüdürler ve bu güç de teknokrasiden değil hedef seçmenden kaynaklanmaktadır.
Meral Hanım bu yeni tepki dalgasına gözlerini kaparsa partisinin gideceği yer ancak MHP-B olmaktır ve bu da ancak ve ancak sönen bir siyasi çizginin son halkası olmak demektir.
Dört günlük kriz kanımca en çok İYİ Partinin kentli yüzüne yaramıştır.
Eski MHP’lilerin gücü artık sanal bir güçtür.
Meral Hanım bu kesimleri yanında tutmayı sürdürdüğü sürece siyaseten daralacaktır.
MHP’nin kendisi seçime tek başına girse baraj tehlikesi yaşayacağına göre MHP-B’nin şansı ne kadar olabilir ki?
MHP-B ile tarih yazmanın mümkün olamayacağını, tarih olmanın kaçınılmaz olduğunu tecrübeli bir siyasetçi nasıl bilmez, ben de bunu bilemiyorum.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2025
30.05.2025
29.05.2025
13.05.2025
29.04.2025
22.04.2025
19.04.2025
15.04.2025
4.04.2025
1.04.2025