Hadi ULUENGİN
DEV cüssesiyle kıyaslandığında İstanbul meydan fukarası bir şehirdir.
Bir hadım ağası gibi iğdiştir ve bir kastra hanende gibi kısırdır.
Ama aslına bakarsanız diğer İslam kentleri de bizimkinden pek farklı değildir.
Göçebe- yarı-göçebe eksen üzerinde yükseldiği içindir ki hemen bütün Muhammedî şehirler yerleşik mimarileri belirleyen perspektif, simetri, paralel gibi nosyonlara yabancıdır.
Hâl böyle olunca da onları birbirlerine kavuşturan “açık alan” kavramı gelişmemiştir.
***
ÖTE yandan, sivil bir site hayatının yokluğu önce Batı Antik Çağı’ndaki gibi “agora” ve “forum”, daha sonra ise “kent meydanı” kavramlarının doğmasına imkân tanımamıştır.
Kilise- belediye- lonca üçgenindeki “merkez alan” İslam şehrinde mevcut değildir.
Nitekim cami avluları ve kısmen nadir istisnalar hariç, Müslüman kentlerde var olan “ferah feza” mekânların büyük çoğunluğu ya başka mimarilerden etkilenerek inşa edilmiştir, ya da 19. yüzyıl ortasından itibaren başlayan ilk modernleşme girişimleriyle atbaşı gitmiştir.
Hattâ Fas Marakeş’indeki o çok ünlü Faniler Meydanı bile Endülüs damgasını taşır.
Ve, esas kenti oluşturan yedi tepeli İstanbul için de aynı olgu geçerlidir.
Atmeydanı, Sultanahmet, Beyazıt, Fatih falan, bunların hepsi Bizans’tan mirastır.
***
PEKİ, yeni şehre, yani Haliç’in kuzey yakasına geçersek durum değişiyor mu?
Hayır! İtiraf edelim ki Taksim hariç bu tarafta da öyle “meydan” denebilecek gerçek bir meydan yoktur. Diğer satıhlardan hiçbiri kentin damarlarıyla bütünleşmez.
Dolayısıyla da yukarıdaki itiraf her yıl bilek güreşine dönüşen “1 Mayıs Taksim’de kutlanır, kutlanmaz mı” sorusunu gündeme getiriyor ki, ben ikircikli bir cevap vereceğim.
***
İLK bakışta kutlanmaması gerekir!
Zira madem ulaşımdan turizme ve Cadde-i Kebir’den kentsel sembolizme Taksim İstanbul’un kalbidir, o hâlde diğer bütün metropol şehirlerde olduğu gibi bu meydan da ancak çok kısıtlı ve hemen daima resmî nitelikli toplantılara mekân oluşturabilir.
Nitekim Londra’nın Trafalgar, Paris’in Concorde, Madrid’in Plaza Major yahut Brüksel’in Grand Placegibi “esas alanlar”ında kızıl bayraklı kortejlerin geçtiği vaki değildir.
Buralarda hem meydan sayısı zaten ibadullah olduğu, hem de işçi sınıfı ve sendikalar geleneksel parkurları simge olarak benimsediği için proletarya oralarda yürür ve toplanır.
Üstelik bizim açımızdan şu bir gerçek: Adından başka o proletarya hiç ilgisi olmayan bir dizi mikroskopik grup üzüm yemek için değil bağcıyı dövmek için Taksim diye tutturuyor.
O hâlde sözkonusu meydanın 1 Mayıs’a kapatılması da aslında makul bir durumdur.
***
TAMAM da, Bayram’ın Taksim’de kutlanması da aynı ölçüde makul bir durumdur!
Çünkü madem İstanbul meydan kıtlığına kıran girmiş bir şehirdir ve madem Taksim dışındaki diğer bütün mekânlar da 1 Mayıs’ı nispeten marjinal, en azından ikincil kılacak bir değer taşımaktadır, o hâlde işçi sınıfının ve onun adına konuşan kurumların sözkonusu alanda toplanmak istemesi de son derece meşru, son derece haklı ve son derece doğal bir taleptir.
Üstelik eğer Türkiye proletaryası ve sendikal hareketi için de bir “geleneksellik”ten ve bir “simgesellik”ten söz etmek gerekiyorsa, hiç şüphesiz ki burası ancak Taksim olabilir.
Dolayısıyla, aslında şehir mimarisinden ve onun meydan fukaralığından kaynaklanan şu “Taksim sorunu” (!) yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal bir denklem oluşturuyor.
Ve benim de taraflardan biri illâ haklıdır diye kestirip atacak mutlak fikrim yok…
Eh, ancak kent damarlarını birleştirecek başka meydanlar inşa edilirse o zaman belki olabilir ki, kimbilir hangi 1 Mayıs’a…
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015