Markar ESAYAN
Başbakan Binali Yıldırım’ın dün Fikirtepe Temel Atma Töreni’nde bir kez daha altını çizdiği gibi “Türkiye rejimini 1923 tarihinde seçmiştir ve bu konuda herhangi bir tartışma da yoktur.”
Esasen CHP’nin hükümet sisteminde “güçler ayrılığını tesis etme ve çift başlılığı önleme” konusundaki anayasa değişiklik teklifini bir rejim tartışmasına çevirmeye dönük stratejisi, bilakis onu siyasi bir tartışmada kullanılacak bir enstrüman olarak gördüğünü gösteriyor.
Asıl bu tür tartışmaları yersiz yere açmak ülkeye zarar veren bir tutumdur.
CHP, bunu böyle yapma yerine, kulağını PKK’dan gelen açıklamalara verse, neden PKK ve FETÖ gibi örgütlerin bu değişikliğe şiddetle karşı çıktığını, onları ipini tutanların bunu neden engellemeye çalıştığını görmeye çalışsa daha iyi etmez mi?
“Hayır” kampanyası düzenleyen, “hayır” vermeyi düşünen, “hayır” oyu verecek olan vatandaşlar veya kesimlerin asla bu örgütlerle aynı kefeye konması doğru değildir. Bu ayırımın dikkatli yapılması gerekir. Ama bu hassas ayırım, madalyonun diğer yüzünü görmemizi engellememeli.
Çünkü bu çok önemli bir veri… Türkiye’ye savaş açmış bir ittifak bu kadar kararlı bir şekilde bu reforma karşı ise, bunların Türkiye’nin rejimini, sıhhatini, demokrasisini mi önemsediğini düşüneceğiz? Böyle saçmalık olur mu? Bu ülke daha yedi ay önce hain bir işgal/darbe girişimine sahne olmuş. Bunun arkasındaki yapıların tekmili birden bu değişikliğe karşı.
Çünkü onlar pekâlâ biliyor ki, bu reform sayesinde Türkiye gerçekten güçlenecek ve önü açılacak. Nasıl ki bir bilgisayar işletim sistemine sahipse ve o işletim sistemine virüs bulaştığında işlevini kaybediyorsa, devletlerin işletim sistemi de siyasi/idari ve yönetsel yapısıdır. Maalesef sadece vesayet virüsüne değil, verimsizlik illetine de sahip, iyi çalışmayan hükümet sistemini yenilemek Türkiye’nin silkelenmesini sağlayacaktır.
Yasama ve Yürütme’nin gerçekten birbirinden ayrılması, bu iki önemli kurumun doğrudan halk tarafından seçilmesi, Türkiye’nin demokratikleşmesini hızlandıracak, istikrarı ve verimi artıracaktır. Çift başlılık gibi ciddi bir sorun giderilmiş olacaktır. Bu durum ekonomide sıçrama hamlelerinin önünü açacaktır.
Her açıdan güçlenecek bir Türkiye’nin dünya yeniden yanıbaşımızda şekillenirken muarızlar tarafından arzulanması mümkün müdür?
O zaman, “Tek adam rejimi geliyor”, “Rejim değişiyor”, “Meclis kapanıyor” gibi bu paketin içinde asla bulunmayan savları terk etmek, daha rasyonel bir zeminde pozisyon almak doğru olmaz mı?
Bu tasarı CHP’nin tüm iddialarına karşı bir teminattır. Yürütmeyi halka teslim etmenin, onu iki dönemle, Meclis ve yargı ile denetleme yollarını açmanın nasıl bir tek adamlık doğuracağı düşünülüyor?
Fiili durumda Cumhurbaşkanlığı makamı Kenan Evren ve benzerleri için bir darbe anayasası ile yaratılmış, geniş yetkilere haiz ve sorumsuz bir makamdır. Parlamenter sistemde sembolik olması gereken bir kurum, darbe anayasası ile demokratik işlevinden uzaklaştırılmıştır.
2007 bunalımı sürecinde bu makamı halkın seçmesi kuralı getirilerek çok önemli bir demokratikleşme adımı atılmıştır. Ancak yetki ve sorumlulukları bakımından bu reform eksik kalmıştır. Şimdi yapılan kalan yarım işin tamamlanmasıdır.
Konuyu kendi sınır ve çerçevesinde tartışmak meşrudur ve sadece fayda getirir. Ancak bu tasarıyı akla gelen her abartı ve iftirayla karalamak, kampanya yürütmek değildir. Rejime de hiçbir faydası dokunmaz, ancak Türkiye’nin muarızlarının ekmeğine yağ sürer.
Millet iradesinin sistem üzerinde etkisinin arttığı her düzenleme demokratiktir. Cumhuriyet rejimi “halkın kendi kendisini yönetmesi” ise, yürütmeyi doğrudan millete seçtirmek rejimi zayıflatmak bir yana onu daha da güçlendirir.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları


































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019