Değerli sanatçı Özdemir Erdoğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doğumgününü kutladığı için 14 Mart’ta İzmir’de vereceği konser öncesi iki derneğin boykot çağrısına maruz kalmış. Sanatçı “Bir değil, 10 konserim Cumhurbaşkanına feda olsun” dese de, ben de kendisi gibi İzmirli vatandaşların bu faşizan çağrıya kulak vermeyeceklerine inanıyorum.

CHP zihniyetini iyi bildiğimiz için olanlara üzülsek de şaşırmıyoruz. CHP ve ortağı HDP Türkiye’de kutuplaşmanın baş müsebbibidir ve bu bilinçli bir taktiktir. Bunların basiretsizliği, ama özellikle Kılıçdaroğlu dizaynı sonrası seçmenler kasten ajite edildi, depresyona sokuldu. İnsanlar o hale getirildi ki, Erdoğan’ı kim inderecekse ona sempati duyacak hale geldiler.

Özdemir Erdoğan “Erdoğan’ı destekliyorum, çünkü bağımsızlık mücadelesi veriyor, yedi düvelle mücadele ediyor” demiş. Durum aynen budur.

Beka meselesine de işte buradan bağlanıyoruz. Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda emperyalistlere karşı verilen mücadele nasıl bir beka, varoluş kavgasıydı ise, bugün de Türkiye çok ciddi bir varoluş kavgasının içindedir.

Gezi’den beri ülkenin başına gelen hadiselerden sadece bir tanesi, muhtemelen başka bir ülkeyi dağılma, çökme veya içsavaş noktasına getirebilirdi. Ama öyle aziz bir müllete sahibiz ki bunlarınhepsi de boşa çıkartılmıştır.

CHP de, İP de,Saadet de ve “Erdoğan bir teklesin de üzerine çullanalım” diye bekleyen “yeni particiler” de kendilerinden utanmalıdırlar.

Muhalefet ettikleri için değil, bilakis, yerli ve milli bir muhalefet sergilemedikleri, Erdoğan’a her düşman olana ellerinde tuzlukla koşturdukları için. HDP ise artık siyaset dışı bir konudur.

Murat Karayalçın geçen gün “İstanbul’u kaybederlerse iktidarda tutunamazlar” demiş. Neyi öngörüyorlar ki? Cumhurbaşkanı Erdoğan yetkiyi milletten beş yıllığına 24 Haziran’da almadı mı?

Cumhur İttifakı aynı şekilde Meclis’te çoğunluğu kazanmadı mı? Hani 31 Mart sadece bir yerel seçimdi?

Peki Erdoğan ve AK Parti tutunamasa ne olacak? Ülkeyi “Türkiye Akdeniz’de petrol aramasın, uçak gemisine ne gerek var, SİHA’larla kimi vuruyorsunuz?” diyen bir CHP’nin ülkeyi nasıl yöneteceği bariz değil mi?

Ama Özdemir Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı’nın doğumgününü kutlamasına bile tahammül edemeyenlerin bu sorulara sağduyulu cevap vermeleri mümkün değil.

Yanlış anlaşılmasın; kimse muhalefete karşı değil, ben “BU” muhalefete karşıyım. Çünkü bunlar muhaefet etmiyorlar, ettikleri şeyin ismi başka.

CHP’nin de HDP ile ittifak kurmasına neden karşı olalım? Ama “BU” HDP Kürtlere de, Türklere de ihanet etmiştir. Örgütten bağımsız kendi şahsiyeti yoktur.

Örgüt ise emperyallerin siparişilerini yerine getirmektedir. HDP şiddetle arasına mesafe koyamadığı gibi, tam tersi söylem ve pratikler sergilemektedir.

Bunlar olağan, hayatın akışı içinde gerçekleşmiş yakınlaşmalar değil, siyaset mühendisliğidir.

Beka meselesi ile 31 Mart seçimleri de bu noktada kesişmektedir.