Metin Gürcan
Aslında havuz problemlerine alışık bir milletiz. Kendisini dolduran ve boşaltan muslukları olan bir havuzun kaç saatte dolacağına, hatta birbirine bağlı birden fazla havuzdan oluşan bir sistemin ne kadar sürede boşaltılabileceğine ilişkin problem çözmeyenimiz yoktur. Şimdi size 1984’den bu yana binlerce canımızı alan, milyarlarca lira para ve neredeyse 40 yılımızı çalan en önemli havuz problemimizi anlatmak isterim. Amacım bu problemi daha yakından tanıyalım, bir modele oturtalım ve nasıl çözeceğimize dair kafa yoralım. Problemimizi herkes farklı tanımlıyor. Problem;
Şimdi bu tanımlar ışığında problemimizi benim ‘Şelale Modeli’ olarak adlandırdığım bir modele dökmeye çalışalım.
Şimdi Şelale Modelindeki Havuzları size tanıtayım. Bu havuzlar ‘Kürt Etnik Kimliği’ bilinç düzeyine’ göre 6’ya ayrılıyor.
Etnik Uyuyanlar: Modelin en yukarısındaki bu havuzdaki Kürtler için etnik kimlikleri gerek günlük pratiklerinde gerekse sosyo-kültürel ve siyasi anlamda önemli değil. Kısaca bu havuz Kürt olup da ‘Kürt etnik bilinci’ olmadan uyuyanlardan oluşuyor.
Kültürel Uyanmışlar: Bu havuzdakiler için ‘Ben Kürdüm’ bilinci kültürel düzeyde oluşmuş durumdadır. Kürtçe dili, örf ve adetleri, folkloru bu havuzdaki Kürtler için önemli. Kültürel uyanmış bir Kürt için PKK ve uyguladığı silah şiddet olumlu veya olumsuz bir anlam içerebilir. Bu nedenle ‘Kültürel uyanmışlar’ içinde PKK’yı destekleyenler olduğu kadar desteklemeyen de var.
Kültürel ve Siyasal Uyanmışlar: Bu havuzdakilerde hem ‘Kürt etnik bilinci’ kültürel anlamda oluşmuştur hem de bu kimlik kişi için siyasal anlamda (bireysel veya grup hakları açısından) uğruna mücadele edilecek seviyede anlamlı hale gelmiştir.
PKK Sempatizanları: Fikirde radikalleşme süreci yaşayan bu havuzdaki kültürel ve siyasal uyanmış Kürtler için PKK ‘Kolektif Kürt siyasal bilincinin’ bölgesel anlamda lokomotifidir. Henüz ‘silahlı şiddetle tanışmamış’ veya silahlı şiddeti meşru görmeyen bu havuzdakiler için PKK’nın varlığı (ontolojisi) eleştirilemez, ancak uyguladığı silahlı şiddet yöntemleri eleştirilebilir.
PKK milisleri: Fikirde radikalleştikten PKK’nın silahlı şiddetini üreten kadrolarına yakın kent merkezlerinde, kamuda veya özel sektörde çalışan kişilerden oluşan bu havuzdakilerle artık PKK’nın dağ kadroları arasında ‘yardım ve yataklık’ boyutunda somut ve organik bir ilişki vardır.
PKK’lılar: Hem fikirde hem de eylemde radikalleşmiş ve ‘terör eylemleri de dahil her yolu deneyerek bölgesel anlamda PKK’yı ‘Kürt etno-kimliğinin’ lokomotifi haline getirmek için silahlı mücadele edenler havuzu.
Bir de tabi Türkiye içinde olsa da ‘PKK milisleri’ ve ‘PKK’lılar’ havuzlarını besleyen diğer ülkelerden gelen Kürtlerin olduğu bir Irak-Suriye-İran Avrupa vb. yerlerden gelen dış-Kürtlerin oluşturduğu bir havuz da var.
Türkiye’de herkes ‘Kürtler’ adına konuşuyor. Hatta aslında etnik bir bilinç düzeyi çağrıştıran ‘Kürt’ kelimesi en çok genellediğimiz kelimeler arasında. Öncelikle yukarıda sunduğum 6 havuz ışığında herhangi birisi Kürtler adına konuştuğunu iddia ediyorsa ‘Hangi havuzdaki Kürtleri kast ediyor?’ sorusunu sormanız gerekiyor. Ne yazık ki Türkiye’de henüz 6 havuzun tamamını temsil eden bir kişi/zümre yok. Diyeceğim o ki mesela nasıl kültürel ve siyasal uyanmış bir Kürt’ün hala Türkiye’de meşru bir ulusal siyasi parti olan HDP’ye üye olma özgürlüğü varsa, her türlü girişime rağmen bir Kürt ‘etnik olarak’ uyumaya devam etmek istiyorsa onun da ‘uyuma özgürlüğü’ vardır. Veya bir Kürdün tercihi sadece ‘kültürel’ olarak uyanık kalmaksa illa onun etnik bilincini siyasal olarak da uyanacaksın diye zorla dürtmek, ona siyasal bir kimlik dayatmak ne kadar doğrudur? Veya niçin illa Kürt siyasetindeki güç hiyerarşisinde bir kültürel ve siyasal uyanmış Kürt, kültürel uyanmış veya etnik olarak uyumak isteyen bir Kürtten daha üstündür? Bir Kürt etnik olarak uyumaktan yana bir tercih içindeyse illa ki bu tercihi ‘ırkına ihanet’ olarak mı algılanmalıdır? Korucu dostlarımdan bilirim. PKK ile savaşan, ancak söz konusu olan ‘Kürt kimliği’ ise bir PKK’lıdan bile daha kültürel milliyetçi pek çok korucu vardır. 2007 yılında arazide bir ortak operasyonda ‘Kürtçe’yi aşağılıyorsun’ diyerek bir astsubayımıza silah çeken, sonra bizim araya girmemizle yatışan, ancak ortak görev yaptığımız iki ay boyunca astsubayımızla tek kelam etmeyen korucumuzun bu sert-kültürel Kürt milliyetçiliğini nereye koyacaksınız? Veya soru şu: Acaba bir kültürel uyanmış Kürt, PKK’nın önerdiği ‘Siyasal Kürt tipi’ için değil de ileride örneğin Kürtçe yasaklanırsa Kürtçe dilinin özgürlüğü için silahlı şiddete başvurur mu? Veya Kürtçe dili için silah bile çekebilecek düzeyde kültürel uyanmış bu korucumuz niçin siyasal anlamda tasvip etmediği için sırf PKK ile savaştığı için ‘HAİN’ damgası yemektedir? Bence bu sorular şayet PKK ‘temizlenebilirse’ PKK sonrası dönem için önemli bir sorular. Üzerine kafa yorun derim.
Şimdi asıl kritik soruya gelelim. Acaba bu havuzların büyüklüğü ne kadar? Yani acaba Türkiye’de ne kadar etnik uyuyan, kültürel uyanmış, kültürel ve siyasal uyanmış, PKK sempatizanı, PKK milisi ve PKK’lı Kürt var? Aslında bu sorunun cevabı ‘Acaba PKK yok edilebilir mi?’ sorusunun da cevabı. Ne yazık ki ‘Şelale modelindeki’ altı havuzun büyüklüğü konusunda bilimsel bir saha çalışması veya akademik bir yayın yok. Yani daha 40 yıllık bu problemin bileşenleri olan bu havuzların her birinin büyüklüğünü bile tam olarak bilmiyoruz. Tam da bu nedenle Türkiye ‘PKK Kürtlerin tamamını temsil eder’ söylemi ile ‘PKK Kürtleri temsil etmez’ söylemi arasına sıkışmış durumda. Ama ne yazık ki bu argümanların her ikisi de bilimsel verilerle desteklenmiyor. Acaba PKK Türkiye’deki Kürtlerin ne kadarını temsil ediyor?
Şimdi ‘PKK’lı’ havuzundan başlayalım. Bu havuzdakiler ‘PKK üyesi olmak’ suçundan hüküm giyenler ile şu anda örgütün dağ kadrosu mevcudunun toplamı. Ne yazık ki araştırmama rağmen açık kaynaklarda 1984’den bu yana geçen 36 yıl içinde PKK üyeliğinden hüküm giymiş kişilerin toplam sayısına ulaşamadım. Ancak 2000’lerin başlarına kadar 20-30 binli rakamlar, 2000’lerden sonra ise 10 binli rakamlar, 2005’lere kadar 7-8 binli rakamlar, 2010’lardan sonra ise 5-6 binli rakamlar cezaevlerinde hükümlü olarak bulunan PKK’lıların mevcutları. Hal böyle olunca son 36 yılda ‘PKK terör örgütü üyeliği’ suçu ile hüküm giymiş kişilerin sayısının 50-70 bin arasında olduğunu söylemek mümkün. Yine açık kaynaklara yansıyan raporlara göre halen yurt içinde ve yurt dışında yaklaşık silahlı ve eğitimli PKK’lı sayısı 30 bini buluyor (Çoğunluğu Suriye kuzeyine ait olan bu rakamın üçte birinin Türkiye vatandaşı olduğunu düşünsek 10 bin yapar). O halde PKK’lı olduğu hukuken tescillenmiş hükümlülerle PKK’nın mevcut kadrolarındaki Türkiye vatandaşlarının toplam mevcudunu toplasak karşımıza 80 binli rakamlar çıkacak.
‘PKK milisi’ havuzunun büyüklüğünü de ne yazık ki bu konuda veri olmadığını için bilemiyoruz. Ama PKK ile bağlantıları nedeniyle tutuklananları ve yine PKK’lı havuzundakilerin aile yakınlarını ve arkadaşlarını hesaba katarsak kabaca 100-120 binli rakamlara ulaşıyoruz (Bu sayıların bir veriye dayanmadığını sadece benim açık kaynak bilgilerinden yola çıkarak sunduğum tahminlerim olduğunu bir kez daha hatırlatırım).
‘PKK sempatizanı’ havuzunun büyüklüğü hakkında da elimizde veri-tabanlı bir bilgi, akademik bir yayın yok ne yazık ki. Ama‘Fikirde Radikalleşme’ sürecinde olan bu havuz grubunun Türkiye genelinde yaklaşık mevcudunun 200 binli rakamlar boyutunda olduğunu söylemek mümkün.
‘Kültürel ve Siyasal Uyanmış’ havuzundaki Kürtlerin mevcutları dar yorumla sadece PKK’lı (80 bin)+Milis (100 bin)+Sempatizan (200 bin) rakamlarının toplamı olan 380 binin dörtle çarpımı olsa karşımıza 1.5 milyonluk bir kitle çıkıyor. Ama geniş yorumlamak isterseniz 1 Kasım seçimlerinde Türkiye genelinde HDP’ye oy veren yaklaşık 4.9 milyon Kürdü de ‘kültürel ve siyasal uyanmış’ havuzu olarak düşünebilirsiniz.
‘Kültürel uyanmış’ havuzu hakkında da ne yazık ki veri-tabanlı bilimsel bir çalışma hala yok. Ama bu havuzun da 3-5 milyon civarında olduğunu tahmin etmek zor değil. Ama bir de unutmayın yukarıdaki örnekteki korucumuz gibi PKK’yı desteklemeyen, ama söz konusu olan şey ‘Kürtçe’ olunca arazide silah arkadaşına silah çekebilecek kadar gözü kara ‘kültürel uyanmış’ Kürtlerimiz de bu havuzun içinde.
‘Etnik uyuyanlar’ havuzu yukarıdaki 5 havuzun mevcudunun Türkiye’deki toplam 15 milyon civarı olan Kürt nüfusundan çıkarılması ile elde edilecek. Gene bu konuda elde veri-tabanlı bilimsel bir çalışma yok ama siz bu havuza 5-8 milyon kişiyi ayırın.
Şimdi size önemli bir tespit. Bilkent Üniversitesinden akademisyenler tarafından 2011 (Çözüm Süreci öncesi) ve 2013’de (Çözüm Süreci esnasında) Türkiye genelindeki temsili bir örneklem üzerinde yapılan bir anket Kürt kökenli vatandaşlarımızın özerklik, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi vb. konulardaki siyasi taleplerinin 2011 yılına nazaran neredeyse yarı yarıya artarak 2013 yılında %40’lara çıktığını gösteriyor. Bu şu demek: Çözüm Süreci kızsak da kızmasak da, beğensek de beğenmesek de ‘etnik uyuyan’ ve ‘kültürel uyanmış’ havuzlarından aşağıdaki diğer havuzlara büyük bir akışa neden olmuş. Yani Çözüm Süreci etnik uyuyan ve kültürel uyanmış binlerce Kürdü siyasal fikirlerle ve PKK ideolojisi ile tanıştırmış, yine sadece PKK’nın tek muhatap alınması ‘PKK’nın önerdiği Kürt tipini’ alternatifsiz şekilde ‘etnik ve siyasal uyanmış Kürt’ tipine eşitlemiş. Su biliyorsunuz tabiatı gereği aşağıya akar. Kısaca Çözüm Süreci ile etnik uyuyan ve Kültürel uyanmış havuzu boşalırken, aşağıdaki kültürel ve siyasal uyanmış havuzu başta olmak üzere diğer havuzları doldurmuş.
Şimdi Ankara ne yapmaya çalışıyor? Tekrar modelin yukarıdaki şemasına bir bakın. Orada bir pompa göreceksiniz. Ankara şimdi bu pompa ile aşağıdaki havuzlara inen suyu yukarıdaki havuzlara pompalamak istiyor. Bu çabada suyun bir kısmı ‘hapishane’ ve ‘mezarlık’ gibi iki havuza da gidiyor. İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’nun kayyum atamalarından sonra belediye binalarındaki Kürtçe tabelaların indirilmemesi konusundaki ikazından sonra biz Ankara’nın alt havuzlardaki suyu ‘Etnik Uyuyan’ havuzuna değil ‘Kültürel Uyanmış’ havuzuna çekmeye çalıştığını anlıyoruz. Bu sayede pompa çok zorlanmamış olacak. Zaten literatür bir defa etnik kimliği bilinci açısından kültürel ve siyasal uyanmış bir bireyi kafasına zorla vurup bayıltmadıktan sonra ne kadar ninni söylerseniz söyleyin uyutabilmenin çok zor olduğunun altını çiziyor. O zaman Ankara’nın amacı aşağıdaki havuzlardaki suyu ‘kültürel uyanmış’ havuzuna tahliye etmek. Peki Ankara bunu nasıl yapmayı düşünüyor?
Öncelikle Ankara FETÖ’ye yönelik mücadelesinin başarılı olduğu düşüncesi ile bu mücadelede uyguladığı yöntemlerin aynısını PKK’ya da uygulamak istiyor. ‘PKK’yı sadece askeri anlamda değil tüm bileşenleri ise siyasi, sosyo-kültürel ve ekonomik alandan tasfiye etme ve toptan çökertme’ olarak tanımlanacak bu yeni stratejinin detayları aşağıda.
Yeni stratejide pompanın askeri mücadele ve sivil mücadele olarak iki bölümünün olduğu görülüyor.
Askeri mücadeleyi kırsalda ve şehirlerde olarak ikiye ayırmak gerekiyor.
Kırsaldaki askeri mücadelenin temelini Başbakan Sayın Binali Yıldırım’ın da vurguladığı gibi “Bundan böyle güvenlik güçleri savunmada olmayacak, taarruza geçecekler” ifadesi oluşturuyor Kırsalda askeri mücadele artık statik ve sabit üs bölgelerini/karakolları tutarak değil taaruzi bir mantıkla ve hareketli yapılacak. Ankara bu konuda en çok hedef tespiti ve hassas vuruş alanlarında edindiği askeri teknolojiye güveniyor. En son sınır hattındaki Çukurca ilçesi kırsalında Eylül başından beri devam eden operasyonlarda kullanılan ve 5 PKK militanını etkisiz hale getiren, daha sonra 9 Eylül’de Hakkari de 4 PKK militanını etkisiz hale getiren TB2 Bayraktar silahlı İHA ‘nın ‘çok başarılı sonuçlar’ aldığı Ankara’da sık sık dile getiriliyor. Yine Ankara’da Özel Kuvvet unsurları-İHA- F16 üçlemesi olarak tanımlanabilecek ‘ara-bul-yok et’ şeklindeki teknoloji yoğun konsepte geçildiği ve bu konseptin her hava şartında ve 24/7 şeklinde yüksek tempolu olarak uygulanmaya devam edileceği konusunda yüksek kararlılık olduğu vurgulanıyor. Ankara’nın yeni dönemde kırsaldaki teknoloji-yoğun askeri mücadelesinin bir önemli ayağı da eskiden tugay düzeyinde koordine edilen yakın hava desteğinin koordinesini arazide tim düzeyine kadar indirme çabası. Son olarak Ankara 14’ncüsü geçen hafta Türk ordusuna teslim edilen T129 ATAK taaruz helikopterlerinin de PKK ile kırsalda askeri mücadelede önemli fark yaratacağına emin. Bu helikopterlerin halihazırda 8’e yakını Güneydoğu’da göreve başladı. Kırsaldaki mücadelenin bir diğer boyutu da araziyi bilen devlet yanlısı silahlı sivil Kürtlerden oluşan Köy Korucuları. 2 Eylül’de çıkartılan bir KHK ile artık şu an sayıları 90 bine yaklaşan köy korucuları görev yaptıkları iller dışındaki illerde de operasyonel amaçla kullanılabilecek. Bu düzenleme köy korucularının yeni dönemde taaruzi operasyonlarda mobil olarak sorumlu oldukları bölgeler dışında da kullanılabilmelerinin önünü açıyor.
Şehirlerdeki mücadelenin güvenlik ayağında ise Polis Özel Harekat ve Jandarma Özel Harekat Timlerine güveniliyor. Şehirlerde askeri birliklerin yaratmış olduğu yıkımın Türkiye’nin uluslararası imajını zedelediğini düşünen Ankara çatışmaların yaşandığı mahallelerde giriş çıkışı kontrol eden kritik yerlere karakol inşa ederek ve şehirlerdeki polis ve jandarma özel harekat sayısını arttırarak tam kontrol sağlamak istiyor. Bakan Süleyman Soylu, özel harekat timlerinde görevlendirilmek üzere 10 bin polis alınacağını duyurdu.
17 Ağustosta çıkartılan KHK ile polis özel harekat personelinin KPSS olarak tanımlanan merkezi devlet memurluğu sınavına girmeden sadece sözlü mülakat ile işe alınmalarının önü açıldı. Ankara’nın şehirlerde uygulamaya çalıştığı bir başka yöntem ise kırsaldaki köy korucuları benzeri ‘mahalle bekçiliği’ sistemi. Kritik illerdeki mahallelerdeki devlet yanlısı Kürt gençlerinin silahlandırılması ile tesis edilecek bu sistemle Ankara şehirlerde de bir çeşit koruculuk sistemi kurmuş olacak. Ancak şimdiden kritik illerde mahalle bekçileri ile PKK’nın şehir yapılanması arasında silahlı çatışmalar başlamış durumda. En son bu ay başında Mardin’de görevlendirilen 624 mahalle bekçisinden biri olan Ercan Gültekin PKK’lılar tarafından infaz edildi.
Anlaşıldığı kadarıyla güvenlik güçleri yeni dönemde hem kırsalda hem de şehirlerle daha hareketli olacaklar ve PKK’yı 24/7 baskılayarak, onu hareket edemez hale getirmeye çalışacaklar.
Bu yeni mücadele anlayışının ‘sivil’ boyutunda pek çok yenilik göze çarpıyor.
Öncelikle Ankara’da PKK’nın silahlı eylemlerine başladığı 1984’den bu güne kadar askeri mücadele ile sivil alandaki mücadelenin hiç bir zaman eş zamanlı ve geniş kapsamlı yapılmadığı, bunun da PKK’yı yok edememedeki asıl neden olduğu kanaati hakim. İşte şimdi yukarıda anlatılan askeri yöntemlere ek olarak PKK’yı siyasi alandan, sosyo-kültürel alandan ve ekonomik alandan tasfiye olarak tanımlanabilecek üç boyutlu bir mücadele stratejisi öngörülüyor.
Siyasi alandan tasfiyede ise ilk boyut ulusal düzeyde. PKK’lı militanların cenaze törenlerine katılım, ailelerini taziye ziyareti gibi somut olaylarla PKK ile doğrudan bağı kanıtlanmış HDP’li milletvekilleri ve HDP yöneticileri hakkında hukuki soruşturma süreçlerinin başlaması bunun bir göstergesi. Ayrıca yerel düzeyde OHAL kapsamında belediyelere kayyum atamanın önünü açan kararnamenin onaylanmasının ardından Güneydoğu’da 28 HDP’li belediyeye kayyum atandı bile.
Kısaca Ankara hem ulusal HDP’ye hem de yerel yönetim düzeyinde HDP tarafından yönetilen belediyelere baskı uygulayarak sivi Kürt siyasetini PKK ile arasına mesafe koymaya zorluyor. Ankara’nın bu çabaları siyasetle sınır değil aynen FETÖ’de yaptığı gibi Türkiye genelinde PKK ile bağlantılı olduğu değerlendirdiği Özgür Gündem gazetesi gibi medya organlarını, sivil toplum örgütlerini baskı altına almayı, ve PKK’ya haraç ödediğini tespit ettiği ticari firmaları tespit ederek örgütün finansal bağlarını kesmeyi amaçlıyor. Ankara’nın sivil ayakta yürüttüğü bir diğer uygulama ise başta öğretmenler ve akademisyenler PKK sempatizanı olduğunu değerlendirdiği devlet memurlarını açığa almak. Bu kapsamda, 10 Eylül günü Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bir senelik bir araştırma ile tespit edildiği ifade edilen PKK ile bağlantılı 11.400 öğretmen açığa alındı.
Ankara’daki kaynaklar bu sayının artabileceğine ve açığa almaların diğer kamu kurumlarına da sıçrayabileceğinin altını çiziyor.
Ankara bölgesel anlamda da Irak Kuzeyinde Bölgesel Kürdistan yönetimi ile ilişkilerini güçlendirerek, İran’la sınır güvenliği konusunda daha sıkı işbirliği kurarak ve PYD’nin Suriye kuzeyindeki kontrolünü kırarak PKK’yı izole etmeyi de amaçlıyor.
Terörizm çalışmalarında kritik sorudur: Terörü yöntem olarak kullanan silahlı devlet dışı aktör caydırılabilir mi, yoksa yok mu edilmelidir? Görünen o ki 15 Temmuz sonrasında OHAL ile aldığı yasal yetki ve FETÖ ile mücadele konusundaki tecrübeleri ışığında Ankara PKK’yı caydırıp marjinalize etmek ve onu muhatap alarak yeni bir müzakere süreci başlatmak yerine onu tüm bileşenleri ile tasfiye etmeyi amaç edinen bir toptan imha sratejisini yürürlüğe koydu. Yani bizim Şelale Modelinde ‘Kültürel Uyanmış’ havuzu altındaki tüm havuzlar boşaltılacak. Hatta belki de yeni bir havuz tesisatı döşenecek. Ancak neredeyse 40 yıldır devam eden mücadelede PKK gibi sınır aşan, IŞID’la mücadele nedeniyle artan uluslararası meşruiyeti ve görünürlüğü olan, hibrit taktikler kullanan, güçlü bir toplumsal desteği olan, tecrübeli, çabuk öğrenen ve iyi adapte olan bir terör örgütüyle mücadele ediyorsanız oyunun kurallarını değiştirmek zor olabilir.
Şimdi bu uzun yazıyı şu hayati soruları sorarak bitirelim.
Bakalım önümüzdeki günler hepimizin bu havuz probleminde ne tür gelişmelere gebe? Ama unutmayın havuzlar büyük ve Suriye başta olmak üzere bölgesel gelişmeler dikkate alındığında zaman dar. Bu da pompanın emiş ve itiş gücünün yüksek olması gerektiği anlamına geliyor. Yazının başında dedim ya: Bu Türkiye’nin en zor havuz problemi.
- Kürt Sorunu (Ben bu tanımı milletin geri kalanının sanki bir Kürt sorunu varmış gibi algısı yarattığından sakıncalı bulanlardanım.)
- Kürt kökenli vatandaşlarımızın sosyo-ekonomik geri kalmışlık sorunu: Bu tanıma göre Kürt kökenli vatandaşlarımızı cebi para görünce, yolu, okulu, hava limanı vb. alt yapılar yapılınca sorun da otomatikman kendiliğinden çözülecektir.
- Kürt kökenli vatandaşlarımızın temel bireysel hak ve özgürlükler sorunu: Bu tanım bireysel düzeyde tüm kültürel uyanmış Kürtlere, hatta bir dereceye kadar siyasal uyanmış Kürtlere hayat hakkı tanıyor. Örneğin Kürtçeyi bu tanım içinde hazmedebilmemiz bile mümkün.
- Kürtlerin kolektif (grup) siyasal hak mücadelesi sorunu: Bu tanım grup düzeyinde kültürel ve siyasal uyanmış Kürtlerin bir araya gelerek grup kimlikleri ve hakları için meşru siyaset içinde ve şiddet içermeyen demokratik mekanizmalarla mücadelesine imkan tanıyor. Yani sorunu böyle tanımlarsak etnik ve siyasal uyanmış Kürtler bir araya gelerek dernek, STK hatta siyasi parti kurabilir ve demokratik mekanizmalarla fikirlerini savunabilir.)
-
Kürtlerin PKK sorunu: Son dönemde yükselişte olan bir tanımda; terör de içeren silahlı şiddet yöntemleri ile Kürtlerin kolektif siyasi hakları için mücadele ettiğini iddia eden PKK sorunun kaynağıdır. Kürtler PKK’dan kurtulduğu anda bu problem de kendiliğinden çözülecektir. Ancak şu ana kadar bu tanımı kullanan yazarlardan PKK ‘yok edildikten’ sonra meşru siyaset içinde Kürtlerin siyasi haklarını bireysel hatta grup düzeyinde savunan bir siyasal partinin olup olamayacağı konusunda bir yorum yapmıyorlar. Bir de bu tanımda PKK nedeniyle fikirleri ‘zehirlenmiş’ (veya Kürt etno-milliyetçiliği ile fikirde radikalleşmiş) hatta fikirleri ‘zehirlendikten’ sonra bil fiil eline silah almış veya eli silahlılara yardım ve yataklık yapmış (eylemde de radikalleşmiş) kişilerin tamamı yani PKK ve tüm arka bahçesi çözümün değil sorunun bir parçası. O halde PKK siyasi, ekonomik, sosyo-kültürel alandaki tüm bileşenleri ile toptan tasfiye edilmelidir.
- Acaba bu strateji ile sadece ’PKK’lı’ havuzundan değil, ‘Milis’ ve ‘sempatizan’ havuzlarından, hatta gerekirse ‘kültürel ve siyasal uyanmış’ havuzundan da su çekmeye kararlı görülen Ankara ‘hapishane’ ve ‘mezarlık’ havuzlarına gönderdikleri dışında olan tüm kitleyi ‘kültürel uyanmış’ havuzuna mı göndermeyi düşünüyor?
- Acaba Ankara bu iddialı stratejiye geçmeden önce ‘etnik uyuyan’ ve ‘kültürel uyanmış’ havuzundan diğer havuzlara akan muslukları ‘kör tapa’ ile kapatmayı akıl etti mi?
- Acaba Ankara ‘kültürel ve siyasal uyanmış’, ‘sempatizan’, ‘milis’ ve ‘PKK’lı’ havuzlarından gelen farklı suların pompanın içinde birbirine karışacağını, bunun da ileride ‘kültürel ve siyasal uyanmış’ ve ‘sempatizan’ havuzlarının ‘milis’ ve ‘PKK’lı havuzlarını daha da doldurabileceğini, daha da önemlisi ‘kültürel uyanmış’ havuzuna çekilen suyun tüm bu havuzdaki suyu bozabileceğinin farkında mı?
- Ankara PKK’yı tüm bileşenleri ile toptan tasfiye etmeyi planlıyorsa bu ‘kültürel uyanmış’ havuzunun altındaki havuzların külliyen değişmesi demek? Acaba Ankara’nın bu tesisat değişikliği için parası, zamanı ve uygun sosyal mühendislik birikimi var mı?
- Son sorum ise: Sosyal konular aşağıya inme konusunda su gibi olsa da, yani aka aka yolunu bulsa da yukarıya çıkma konusunda su gibi değildir. Acaba Ankara’nın pompaya giren suya önerdiği ‘Ya dosdoğru ‘kültürel uyanmış’ havuzuna dönersin ya da ‘mezarlık’ havuzu veya ‘hapishane’ havuzunu boylarsın!’ yaklaşımı suyu yukarıya akıtmak için kullanılabilecek en iyi yöntem mi?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.09.2021
9.09.2021
11.08.2021
5.04.2021
2.01.2021
16.03.2020
23.11.2019
31.08.2017
12.08.2017