Mümtazer TÜRKÖNE
Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin Ergenekon gerekçesi, hukuk adına tek kelimeyle muhteşem. Özellikle ‘örgüt’, ‘çete’, ‘ terör’ iddialarına ve davalarına bakan yargıçların bu 166 sayfalık gerekçeyi satır satır ezberlemesi ve uygulaması lazım. Örgüt nedir? Terör örgütünün varlığı nasıl anlaşılır? Adil yargılanma hakkına nasıl riayet edilir? Sadece bu kadar değil, ‘terör’, ‘örgüt’, ‘darbe’ lafını ağzından düşürmeyenler ve ‘paralel yapı’ operasyonları adıyla soruşturma açan, gözaltı kararı veren savcılar, tutuklama yapan yargıçlar bu gerekçeyi okuduktan sonra yaptıkları işleri tepeden tırnağa gözden geçirmeliler.
16. Ceza Dairesi’nin bozma gerekçeleri, yargıçlar için ders kitabı olacak evsafta usul tartışmaları içeriyor. 166 sayfalık metnin yaklaşık üçte ikisi, her davada her yargıcın kullanabileceği, özellikle adil yargılanma hakkı üzerine yorumlara dayanıyor. Yorumlar tam AİHM içtihadlarına ve evrensel prensiplere uygun sade ve sağlam bir muhakemenin içine yerleşiyor. Çok açık ve akıcı bir anlatımla hukukun amacı, yargılamanın felsefesi, yargıcın etik ilkeleri tartışılıyor. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu’nun 2003 tarihli ‘Bangalor Yargı Etiği İlkeleri’nden sayfalarca aktarma yapan bir bozma gerekçesi, kulağa çok hoş gelmiyor mu?
23 ayrı iddianamenin birleştirilmesi ile oluşturulmuş ana davada 620 oturumun yapıldığı, 275 sanığın yer aldığı, 157 tanığın dinlendiği, savcılığın 2270 sayfalık mütalaa yazdığı, 16.798 sayfalık gerekçeli karardan; bu kararın ekinde 3.868 klasörün, 11 çuval içinde 208 kitabın, dört adet karton kutunun ve 92 cilt iddianamenin yer aldığı yargılama dökümanlarından, 16 Ceza Dairesi işte bu 166 sayfalık gerekçe ile ağırlıklı olarak usulden bozma gerekçesini çıkartıyor. Bu dökümanların içinde Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz gibi darbe girişimi iddiaları, Danıştay saldırısı, Cumhuriyet gazetesine bomba atma, Zirve Yayınevi katliamı gibi olaylar; Ümraniye bombalarından başlayarak Zir Vadisi ve Poyrazköy kazıları, Gölcük’te bulunan dökümanlar gibi çok sayıda belge ve delil bulunuyor. Bu gerekçeli kararı “Ergenekon diye bir örgüt hiç varolmamış, bahsedilen eylemleri hiç yapmamış.” diye yorumlamak yanlış bir bakış açısı. Doğrusu Yargıtay 16. Dairesi bu iddialarda dair bulunan delilleri ve yargılama prosedürünü gözden geçirerek delillerin toplanmasında ve mahkeme safahatında bilhassa usülen hukuka aykırılıklar tespit ediyor ve kararı bu gerekçelere dayanarak bozuyor.
Dinlemelerin delil değeri, dijital belgelerin sıhhati konusunda gerekçede yer alan eleştiriler, gerekçenin bütünü hakkında fikir verebilir. ‘Yargılama adil yapılırsa, hukuka aykırı elde edilmiş dinleme tutanakları delil sayılabilir’ hükmünden sonra kılı kırk yaran bir muhakeme geliyor. Mesela gerekçede, delil olarak kullanılan “Bir kısım dinleme kararlarının dayanağında soruşturma makamının kuvvetli suç şüphesi sebeplerinin dayanağını oluşturan bilgilere ne surette eriştiği belirlenememektedir.” itirazı yapılıyor. Yani dinlemenin usulüne uygun yapıldığı durumda bile kararı veren yargıcın, ‘suç şüphesinin dayanağını oluşturan bilgisine ne surette eriştiği bilgisine, yargılama evrakı içinde yer vermesi’ isteniyor. Yine sanıkların disiplin gerekçesi ile çıkarıldığı oturumlarda dinlenen tanıkların ifadelerinin ‘karşı beyanda bulunmalarına imkân tanınmadığı’ gerekçesi ile delil vasfı taşımadığına hükmediliyor.
Gerekçenin özellikle ‘örgüt suçu’ başlığı altındaki 8. bölümü, ‘terör yeniden tanımlanmalı’ diyenlerin okuması lazım. 16. Daire, hukukun teknik dilinden arındırarak her vatandaşın anlayabileceği bir sadelik ve muhakeme içinde ‘örgüt nasıl oluşur?’, ‘terör nedir?’, ‘terör örgütü kime denir?’, ‘terör suçları nelerdir?’, ‘terör örgütünün nitelikleri nasıl belirlenir?’ sorularına tek tek cevap veriyor. 16. Ceza Dairesi’nin verdiği hüküm, Ersin Kalaycıoğlu Hoca’nın “Paralel yapı, yürütmenin iddiası. Yargının böyle bir kararı yok.” yorumunu Everest’in tepesine bir bayrak gibi dikiyor: “Durumun suç, terör, ya da silahlı terör örgütü niteliğinde bulunup bulunmadığı yargı kararı kesinleşince tespit edilir.”
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.09.2025
24.09.2025
21.09.2025
18.09.2025
14.09.2025
9.09.2025
6.09.2025
5.09.2025
2.09.2025
1.09.2025