Murat BELGE
Seçim yaklaşıyor; iki cephe oylarını artırmak, seçmen tabanlarını genişletmek için harıl harıl çalışıyor. Bu süreçte Cumhur İttifakı’nın çok kişiyi şaşırtan hamlesi Erbakan’ın oğluyla Yeniden Refah ve ayrıca Hüda Par ile görüşmesi oldu. Bunlar ikisi de ilginç ama herhalde Hüda Par daha çarpıcı bir yakınlaşma örneği sayılmalı. Çünkü bu grubun sabıka defteri bir hayli kabarık olan Hizbullah’la ilişkisi herkesin bildiği bir olgu.
Siyasi İslam konuşmaları çerçevesinde bu grupların adı sıkça geçiyor; ama geniş bir oy potansiyelleri olduğunu söyleyen (ya da düşünen) yok gibi. Hüda Par’ın Batman’da güçlü olduğu sözü genel kabul görüyor ama Batman’dan başka yerin adı bu anlamda anılmıyor. Durum böyleyse, Cumhur İttifakı böyle bir yakınlaşmaya niçin gerek duydu? “Gerek duyan”ın AKP olup olmadığı da bir tartışma konusu olabilir. Alışık olduğumuz şekilde Düşünen ve karar verenin Tayyip Erdoğan olduğunu tahmin edebiliriz herhalde. Böyle bir kararın o çevrede de tepki uyandırması beklenen bir şey. AKP’nin ve Tayyip Erdoğan’ın müttefiki MHP Hüda Par gibi bir “arkadaş”la birlikte iş görmekten ne kadar mutlu olabilir? (Onun için bu kararı vermek cesaret gerektirir ve o cesareti de ancak Tayyip Erdoğan kendisi gösterebilir.) Şimdilik MHP’den veya Devlet Bahçeli’den bu konuda bir şey duymuş değiliz. Bahçeli bunu yalayıp yutacak ve sindirecek mi? Mümkün. Seçim demokrasi ile onun karşıtı ne varsa o “karşıt” üstüne geçeceğine göre Bahçeli’nin “karşıt” tarafında olması o kadar da şaşırtıcı değil. “Tutarlılık” ise bu cephede yer alan seçmen için bir değer taşımıyor zaten.
Ama herkes de böyle değil. MHP ses çıkardı çıkarmadı bir yana, AKP’den ses çıkaran var. Özlem Zengin’i düşünerek söylüyorum bunu. Bakan Derya Yanık’ın da bu yakınlaşmadan hoşlanmadığını ve bu hoşnutsuzluğunu seslendirdiğini okudum. O cepheden kişilerin bu gibi anlaşmazlıkları nasıl çözdüğünü bilmiyorum ve uzaktan gözlediklerimi aklım pek almıyor; ama özellikle Özlem Zengin’in bu konuda kararlı davranacağını sanıyorum. O ve başkaları Reis tarafından ikna edilebilir durumu sessizce kabul etmeye (çünkü kaybetmenin getireceği riskler büyük). Ama “mutlu” olacaklarını sanmıyorum.
Hüda Par Cumhur İttifakı’na gelecekse, peşinden “Vay be!” dedirtecek bir oy potansiyeliyle gelmeyecek. Bu aşağı yukarı kesin. O halde niye? Ne kazandıracak böyle bir yakınlaşma AKP’ye?
AKP’nin Hüda Par’da cisimleşen İslam anlayışından uzun boylu tedirgin olmadığını gösterecek. Tayyip Erdoğan’ın öteden beri bu gibi düşüncelere yakın olduğunu tahmin ediyorum. Ama Hüda Par’ın yukarıda değindiğim kabarık dosyası legal alanda siyaset yapan AKP gibi bir partiye uygun düşmüyordu.
Hepimiz biliyoruz, Reis’in ve partisinin HDP konusuna yaklaşımını. Bu yaklaşım, AKP’de her şeyin olduğu gibi, neyin gerçekte ne olduğunu anlama çabası değil; AKP için neyin daha yararlı olacağına dair bir senaryo. Şu sıralar—aslında epeydir—geçerli olan senaryoya göre Türkiye bir “beka” mücadelesinde. Dünya düşmanlarımızla dolu. “Dolu” ama bunların öne çıkan bir tanesi PKK (Kürt siyaseti!) ve HDP de onun sivil görünümlü kolu. Dolayısıyla, Türkiye’nin bekası için HDP’nin ezilmesi gerekiyor. HDP ile birlikte Tayip Erdoğan’a ve partisine muhalefet etme cesareti gösteren herkesin de ezilmesi gerekiyor. Türkiye’nin, Tayyip Erdoğan’ın istediği “İslam Cumhuriyeti” olmasının önüne çıkan, bunu geciktiren herkes ezilmeli.
Bunlar iyi hoş; ama düşmanlar da etkili olabiliyor. Bu arada “kader”in yaptıkları da devreye giriyor. Tamam, “kader” bu, yapacak bir şey yok. Ama tam da şu sırada yurdumuza böyle bir deprem yollayan “kader” de sanki bekamıza kasteden düşmanlarla anlaşmış gibi. Nedir başımıza gelenler? Bir yandan enflasyon, bir yandan deprem; bir yandan orman yangını, bir yandan sel. Bunca felaket üst üste gelince, AKP’nin oyları da inişe geçtiği izlenimini veriyor. O halde Hüda Par’ın, Hizbullah’ın sabıkalarını bir yana bırakıp “sancak-ı şerif” altında toplanmakta yarar var. Bu bir “bildiri”, aynı zamanda; neler yapılabileceği hakkında bir “manifesto”.
İktidarı ele geçirdiği günden bugüne Tayyip Erdoğan’ın ve dolayısıyla partisinin Türkiye’nin yasal çerçeveleri içinde hareket etmek gibi bir kaygısı olmadı. En ölümcül darbelerini zaten hukuk alanında vurdu. Daha da neler yapabileceğine dair yeterince sinyal verdi. Aklında, bambaşka bir Türkiye yaratmak vardı ve bunun için hukukla ilgili her şeyi kendi denetimi altına alması gerekiyordu. Gene de, bu Hüda Par ilişkisi önemli bir gösterge bence. Gerçi Tayyip Erdoğan “Bizimle Taliban arasında itikat bakımından fark yok” demişti. Ama Taliban ile bir “teşrik-i mesai” içinde olmadığından dolayı herhalde, bu önemli açıklaması fazla gürültüye yol açmamıştı. Şimdiki durumda bu koşul da gerçekleşmiş oluyor, muhtemelen Hüda Par, AKP listesinden milletvekili çıkarıyor, omuz omuza seçime giriyorlar. Hayırlısı...
Türkiye, nüfusunun çoğunluğunun Müslüman olduğu toplumlara benzemiyor. Müslüman olmayan nüfusun çoğunluk olduğu Osmanlı devletinden buraya doğru evrildik. Yani nereye evrildik? Müslüman nüfusun önemli bir kısmının “Batılı” bir toplum haline gelmek için ciddi çaba harcadığı bir toplum olduk. Tayyip Erdoğan’ınki gibi bir rejim ilk kez “kurulabilir” bir durum olarak görünüyor; ama toplum, iki binlerin başında Erdoğan’a verdiklerini bu tarihte yeniden vermeye istekli görünmüyor. Tut ki bizlerin şimdi gördüğümüz ve gördüğümüz için sevindiğimiz işaretlerin hepsi fos çıkar ve Tayyip Erdoğan 2023 seçimlerini de kazanır. Bu çok kötü bir olay olacaktır ama kalıcı bir durum yaratmayacaktır. Sarayıyla, propaganda tekeliyle, uçak filosuyla, koruyucu ordusuyla Tayyip Erdoğan “dikensiz gül bahçesine” kavuşmayacaktır. En başta kendi yarattığı ekonomik durumla başa çıkması gerekecektir.
Ama o ve partisi sımsıkı sarıldıkları iktidarı elden bırakmamak için ellerinden gelen her şeyi yapacaklar. Bundan bir şüphemiz yok. Onun için de “Memleket şu tarihte şurada olacaktır” dememiz çok zor. Berbat bir rejim içindeyiz ve bu rejimi kurmuş olanların ne gibi avantajlara sahip oldukları görünüyor. Ama buradan çıkacağız ve şimdiye kadar gördüğümüz, bildiğimizden çok daha iyi bir yere çıkacağız.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025