Murat BELGE
Yetmişlerde “Albaylar Cuntası”ndan kendini kurtaran Yunanistan parlamenter demokrasinin bir hayli “popülist” bir biçimini uygulamaya başladı; bir süre sonra da Avrupa Birliği’ne katıldı (Ecevit’in Türkiye’yi bu “akıbet”ten koruduğu zamanda). Avrupa Birliği’nin getirdiği yeni imkânları kendi gelenek ve alışkanlıkları içinde kullandı. Derken bugünlere, bu krize geldik.
Yunanistan’ın bu alışkanlıkları herkesin bildiği bir “sır”dı. Bu “herkes”in içinde Avrupa Birliği de var. İşler iyi giderken, yani görünürde bir kriz yokken, kimse Yunanistan’ı uyarmadı, “Bu iş böyle yapılmamalı” demedi. “Euro”ya geçmeden önce alınması gerekli tedbirleri tartışmadı. Avrupa bunları, bizim gibi, orada olmak isteyip de olamayan –ya da “oldurulmayan”– ülkelere yapar (gerçi son büyük “genişleme” ile gelenlere de ne ölçüde yaptığı pek belli değil). Bir kere duvarın öbür yanına kapağı attın mı, pek karışan kalmaz.
Bu durum, Avrupa Birliği gibi bir “birliğin” tarihî süreç içindeki yerini gösteriyor. Başlangıç noktamız, malûm, “ulus-devlet”. AB içinde, teorik olarak, “ulus-aşırı” bir yapı içindeyiz; ama pratikte “ulus-devlet” alışkanlıkları ağır basıyor. Hani bu “ulus-devlet”lerin “egemenlik”leri, “iç işleri” falan var ya, Türkiye’deki milliyetçilerin retoriğinde olduğu kadar olmasa dahi, Avrupa’nın bilinçaltında da bunların hâlâ yeri var. “Ulus-devlet”ten kalma bu “terbiye”, birçok konuda birbirlerine karışmalarını önlüyor. Avusturya’da ırkçıların seçim kazanması gibi “aşırı” sayılacak bir durumda müdahale ediyor, etmek zorunluğunu duyuyorlar. Ama ekonomisini La Fontaine’in cırcırı gibi götüren bir üyeye “ayağını denk al” demek nezaket sınırını aşmak oluyor. Oysa Avrupa Birliği aslında bunun için kurulmuş: sorunlar ortak yöntemle göğüslenecek, ortak çözüm üretilecek vb.
Bu “nezaket”in sonunda, ağustosböceğinin erzak deposu boş kaldığında ne oluyor peki? “Vah vah” diyorlar. “Ayağını denk almalıydın.” Tamam, almalıydı da, şimdi ne olacak? “Hiç,” diyorlar; “başının çaresine bakacak...” “Euro’dan çıksın” türünden “çözüm” önerileri. Ne biçim “birlik” bu?
Yunanistan’ın bu krize bu şekilde girmiş olması son analizde bir kolektif sorumluluk, pardon, bir kolektif sorumsuzluk zincirinin son halkasıdır. İsterseniz, bir trenin son vagonuna benzetelim bunu. Avrupalı dostlarımızın krize, olaya karşı bulduğu, formüllediği çözüm, o son vagonu trene bağlayan bağları “çözmek”, o vagonu dağ başında kendi kendine bırakmaktan öteye geçmiyor.
Avrupa Birliği içinde yer alan ülkelerin hepsi eşit derecede etkili olamıyor. Yunanistan’daki –veya herhangi bir yerdeki– kriz konusunda Estonya Başbakanı’nın görüşleri, Fransa Cumhurbaşkanı’nın görüşleriyle aynı ağırlığa sahip değil. Çeşitli olaylar karşısında Avrupa Birliği’nin nasıl davranacağına başkalarından daha etkin bir şekilde karar verebilen “siyasî önderler” de, yukarıda değindiğim gibi, “ulus-devlet”le “ulus-aşırı birlik” arasında, yolun bir aşamasında duruyorlar. Birlik sorumluları, örneğin Barroso, bu gibi konularda olması gereken tavrı gösteriyor ve AB’ye bir birlik bütünlüğü içinde bakabiliyorlar. Ama Sarkozy veya Merkel gibi politikacılar Birlik sorunları, Birlik’in geleceği, uzun vadeli çıkarı vb. konuların yanısıra kendi seçmenlerini de düşünmek gereğini duyuyorlar. “Seçmen” denince de “Avrupalı’nın refah şovenizmi” (Tanıl Bora’nın deyimidir) devreye giriyor.
Böyle bir durumda, bu “şovenist” Avrupalı’ya kızmalı mıyız? Bir yere kadar, evet, kızmalıyız bence. Ama Birlik kendisi bir birlik olduğunu insanlarına ne kadar anlatabildi? Böyle bir şeyi anlatacak Avrupalı politikacılar kimler?
Sonuç olarak, Yunanistan’da Yorgo Papandreu’nun karşısına dikilen protesto hareketlerine “hak vermem” mümkün değil, ama en kritik dönemeçte Avrupa’nın ihanetine uğradıklarını hissediyorsa Yunan halkı, buna da sebepsiz diyemem.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025