Nejat ERDİM
Şurası çok açık bir gerçek ki Türkiye IŞİD tehdidi konusunda gerekli hassasiyeti çok geç gösterdi. Dahası bu tehdidi çok geç algıladı.
Reyhanlı saldırısı bu anlamda ciddi bir uyarı olsa da tüm enerjisini Şam rejiminin devrilmesine harcayan Ankara ne Esad'ın düşürülmesinde muvaffakıyet kazanabildi, ne de bölgesel çıkarlarını koruma noktasında başarılı oldu, aksine giderek bölgedeki etkinlik ve prestijini yitirdi.
Ankara, Suriye iç savaşında El Nusra ile Kürtlerin Rojava'daki silahlı gücü PYD arasında yaşanan çatışmalarda PKK'nin hemen güney sınırında mevzi elde etmesinden korkup açıktan El Nusra'dan yana tavır takındı. Öyle ki El Nusra militanları Türkiye sınırlarını adeta yol geçen hanına çevirip rahatlıkla giriş-çıkış yaptıkları yönünde ortaya ciddi iddialar atıldı. Kısa süre sonra IŞİD, El Nusra'dan ayrılıp farklı bir yapılanma içine girdi. Örgüt Irak Şam İslam Devleti adı ile anılmaya başlarken özellikle Maliki Rejiminin Sünnilere yönelik zalimane politikalarını en ciddi ve etkin propaganda aracı olarak kullanıp Irak'taki Sünni aşiretlerden ciddi desteği arkasına almayı başardı. IŞİD militanları 10 Haziran 2014'te 1000 civarında silahlı militanla Musul'u kuşatıp 50.000 askerin koruduğu iddia edilen ve Kuzeyde Kürtlere karşı kurulan çoğu sözde eğitimli özel Dicle birlikleri adı ile bilinen birlikleri ağır bir hezimete uğratırken askerler neredeyse tek kurşun sıkmadan kaçıp adeta kenti IŞİD'e teslim ettiler.Daha sonra kaçmaya çalışan bir çok ordu mensubu yakalanıp IŞİD militanlarınca kameralar önünde peş peşe kurşuna dizilip görüntüler Dünya televizyonlarına servis edildi. IŞİD'in bu hamlesi tüm Dünyayı şok ederken Musul'da 49 Türk konsolosluk görevlisi rehin alındı, aslında çok sonra anlaşılacak ki bu rehin alma olayı örgüt için sıradan bir olay değildi, aksine tamamen inceden inceye hesaplanmış ve planlı bir rehin alma olayı idi. IŞİD, Türkiye'nin ilerleyişinin önünde durmaması adına rehine olayını ciddi bir koz olarak ellinde tutmak için böyle bir olaya başvurdu ve şu ana kadar da bu noktada başarılı olduğu da çok açık ortada. Bu yüzdendir ki Ankara, hemen dibindeki bu büyük tehdide rehine krizinden dolayı hiçbir şekilde müdahale edemiyor. Örgütün Irak ve Suriye'de ilerleyişi karşısında Amerika ve Batı IŞİD tehdidinin giderek bölgesellikten çıkıp küresel bir tehdit olduğunu fark edip örgüt ile çok daha etkin ve ciddi bir mücadele yöntemi belirlemek için birtakım stratejiler üzerinde duruyorlar, şüphesiz ki bu stratejinin en önemlisi ve kabul göreni örgüte karşı özellikle NATO güçlerinden oluşan bir güç birliği oluşturmak. Bu koalisyonun adı da " Çekirdek Koalisyon" Washington'un uluslararası düzeyde IŞİD terörüne karşı oluşturmaya çalıştığı Çekirdek Koalisyona Ankara fiili olarak katılmak istemiyor, kendine göre çok önemli iki çekincesi var, biri kuşkusuz ki örgütün elindeki rehineler mevzusu; bu konuda yapılacak en küçük bir hatanın çok ciddi sonuçlar doğuracağı gerçeği, bir diğer gerekçe ise son zamanlarda IŞİD'e karşı girdiği savaşta ciddi sayılabilecek kazanımlar elde eden PKK'nin IŞİD ile mücadele için bölgeye gönderilecek silahların örgütün eline geçeceği endişesi. PKK'nin sadece silahlı mücadele de değil, silahlı mücadelenin sonucunda da çok önemli siyasal kazanımlar elde ettiği biliniyor. Örgütün Batının ve ABD'nin terör örgütleri listesinden çıkartılması önümüzdeki günlerde sürpriz olmaz; kaldı ki böylesi bir durum PKK'ye uluslararası alanda bir nevi meşrutiyet de kazandırabilir.
Ankara bu yüzden koalisyonda aktif olarak yer almayacağını, koalisyona dolaylı olarak ve kısmen destek vereceğini Erdoğan'ın Obama ile yaptığı son görüşmede dile getirdi. Türkiye'nin PKK fosbisi bu konuda Ankara'nın hamle yapmasını önlese de çözüm süreci endeksli bir bölgesel Kürt politikası stratejisi ile de çelişiyor. Halihazırda bölgede Türkiye'nin en ciddi müttefiki ve en önemli ticaret merkezi sayılan Kürdistan bölgesel yönetimi IŞİD'in tehdidi altında. Bölgeden gelen haberler son zamanlarda Kürdistan'ın başkenti Erbil'in 40 km yakınına kadar gelen IŞİD tehdidi ile bölgede çok önemli işler yapan Türkiyeli iş adamlarının sektörel bir korku ve panik yaşadıkları yönünde, bu gelişmenin Ankara'yı endişelendirmemesi mümkün değil. Şimdi Ankara'nın önünde iki tercih var, ya koalisyonun içinde etkin rol oynayacak veya halen uygulanan mevcut politikalarda devam edecek. Şurası bir gerçek ki Ankara bölgeden uzak kaldıkça ilerki süreçte muhtemel gelişmelerde söz sahibi olma noktasında da etkinliği kadar pay alacaktır.
http://hurbakis.net/content/pkk-fobisi-isid-tehdinin-onunde
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.06.2015
4.02.2015
19.05.2015
14.05.2015
9.02.2015
8.02.2015
4.04.2015
28.03.2015
24.03.2015
23.03.2015