Ömer F. Gergerlioğlu
Boğaziçi üniversitesi'nde Afrin operasyonunu kutlamak isteyenlere muhalefet edip, eleştirenler cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözleriyle başlayan suçlama sonrası ilk önce gözaltına alındı sonra tutuklandı. Kamuoyu Erdoğan'ın açıklamasından sonra bu öğrencilere yönelik oldukça sert bir müdahalenin geleceğini düşünüyordu ve öyle oldu. Gözaltına alınan öğrencilerin 10'u tutuklandı, başlarına gelenleri ve hocalarının tepkilerini Artı Gerçek'te "İşkence gören Boğaziçili: O annelerin çığlıkları gitmiyor kulağımdan" başlıklı söyleşiden okuyabilirsiniz.
Söyleşide anlatılanlar dehşet verici, tüyler ürpertici. Ülkenin en özgürlükçü üniversitesinde yaşananlar Türkiye'nin vurduğu dibi tekrar gösteriyor.
Boğaziçi üniversitesi bu ülkenin yıllardır en özgürlükçü üniversitesidir. Başörtüsü yasağının en şedit zamanlarında hep Boğaziçi üniversitesi özgürlükçüydü. Öğrertim üyelerinin, öğrencilerinin ve toplumun verdiği değerle Boğaziçi üniversitesi hep farklı bir yerde olmuştu. Ancak gelinen noktada baskı ve yasaklamanın adı oldu.
Boğaziçi üniversitesinden tutuklanan bir annenin feryatları yapılan bu muamelenin ne kadar vicdan dışı olduğunu ve zulüm olduğunu vurguluyor. Annenin feryadı öylesine içten, öylesine derinden gelen bir ses ki gerçekten son bir haftanın en önemli feryadı olarak görüyorum bu hitabı. Bu öğrencilerin düşüncelerine katılmayabilirsiniz ama öğrenim hayatlarını bile bitirmeye yönelik bu muameleler, hiçbir vicdanın kabul edeceği girişimler değildir. 28 Şubat döneminde de tanıdığım birçok dindar öğrenci başörtüsü eylemlerinden dolayı tutuklandı, okuldan uzaklaştırıldı. Rektörün arabasına tekme atma ithamıyla uzun süre okuldan ilişkisi kesilen öğrenciler oldu. Bugün yine iktidar sahiplerinin istemediği kelimeleri söyleyenler cezalandırılıyor. Tek bir fark var, dün rektörler ve hakimler tarafından verilen ağır cezaları eleştirenler, bugünkü kararlara alkış tutuyor. Bu tavır, ülkemiz hakkındaki olumlu duygu ve düşüncelerimizi mahveden uygulamalar, ancak esasa baktığımız zaman daha farklısını istemenin absürdlük olduğunu görüyoruz. Çünkü demokrasi talep eden bir toplumda değiliz. Herkesin kendisine demokrat olduğu bir ülkedeyiz maalesef. Acı tecrübeler bu toplumda hepimize herkes için demokrat olma yönünde çok önemli dersler veriyor ama bu dersleri alanımız çok fazla değil maalesef.
Boğaziçi üniversitesindeki öğrenciler kurbanlık koyunlar gibi götürüldü. Sanki bu uygulamalar normalmiş gibi önemli bir ses çıkmadı, feryat eden anne babaların seslerini bu toplum duymadı. Duymaması çok vahim bir durumu gösteriyor, bu vehamet toplumun çok daha büyük fenalıkları yaşayacağını netleştiriyor.
Bütün bunların cari sorumlusu OHAL. Çünkü OHAL devam ettiği müddetçe anayasa hakim olmayacak gittikçe artan keyfilikler hakim olacaktır.
OHAL bitmeli..! Belki beylik laflar olacak ama bu sözleri en azından tekrar ve tekrar söylemek gerekiyor, hukuk isteklerini normalleştirmek, OHAL'i anormalleştirmek gerekiyor. Çocuklar boş yere tutuklanmamalı, anneler ağlamamalıdır..Bu feryadı her sorun için diyoruz, diyeceğiz. Adalet istiyoruz, hak istiyoruz, barış istiyoruz. Bu toprakların değerlerinin eritilmediği, annelerinin mutlu olduğu bir yer istiyoruz, çok mu?
Bu Çarşamba günü belki yine OHAL uzatılacak. Ama bu, artık iyice keyfiliği belirginleşmiş bir uygulama olacak. Tüm sorunların, kötülüklerin anası olduğunu belli eden OHAL'in her eleştirene yönelik zulümleri devam edecek. Ama bu hal, onun meşruiyetini değil, hukuksuzluğunu ispat edecek. Bunu gösterecek olan ise belki adına risk denen özgür düşünce ortamının gereğini yerine getirip, kimliğe değil adalete odaklanmış her kesimden insan olacak. Bunu günde 5 vakit kılınan namaz gibi tekrar ederek söylemek en azından bir Müslüman bir insan olarak benim vazifem, her kesimden bunu beklemekte hakkımdır.
Yazarlar
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2020
26.08.2020
9.02.2018
5.02.2018
3.02.2018
25.06.2018
23.06.2018
18.06.2018
12.06.2018
11.06.2018