Süleyman YAŞAR
Başbakanlık görevini üstlenen Davutoğlu’nun döneminde yani Ağustos 2014’ten bugüne Türk parası Amerikan Doları karşısında yüzde 28 oranında değer kaybetti. Yine aynı dönemde yarım dolar ve yarım eurodan oluşan sepet kura karşı Türk parası yüzde 12 oranında değer kaybetti.
Demek ki yaşananlar, euro/dolar paritesinin değişmesi yani doların değer kazanmasından kaynaklanmıyor. Euro, dolar karşısında değer kaybederken Türk parasının euroya karşı değer kaybetmesi sorunun önemli bir kısmının Türkiye’den kaynaklandığını bize gösteriyor. Ve sepet kur yani yarım dolar, yarım euro toplamından oluşan gösterge kur bu nedenle yükseliyor. Aksi takdirde sepet kurun sabit kalması ya da gerilemesi gerekirdi.
Peki, ne anlama geliyor bu durum?
Şu anlama geliyor; Türkiye’nin döviz ihtiyacının yüksek tutarlı olduğunu bize gösteriyor.
İşte bu nedenle IMF önceki gün yayınladığı Finansal İstikrar Raporu’nda Türkiye gibi dış borçları yüksek olan gelişme yolundaki ülkelerin parasal sıkılaştırma yapmasını ve finansal regülatörlere ilişkin reformlarını hızla tamamlanmasını öneriyor. Yani gelişmekte olan ülkelerde faizlerin artırılmasını ve merkez bankalarının kararlarına karışılmaması gereğini belirtiyor.
Oysa biz ne yapıyoruz?
Biz dünyada döviz bolluğu biterken faizi artıracağımıza indiriyoruz. Üstelik Merkez Bankası’nın işine müdahale ediyoruz. Yani yapılmaması gerekeni yapıyoruz.
Peki, o hâlde ne yapılması gerekiyor?
Bu dönemde politika faizlerinin artırılması ve Merkez Bankası’nın işine karışılmaması gerekiyor.
YENİ RİSKLER NELER
Şimdi gelelim IMF’nin raporunda saydığı yeni risklere…
IMF Avrupa’da düşük faizlerin hayat sigortası şirketlerini zora sokacağını belirtiyor. Şöyle ki; Avrupalı hayat sigortası şirketlerinin 4,4 trilyon euro tutarında portföyleri var. Bu portföyün büyük bölümü sabit getirili araçlardan oluşuyor. Getirisinin düşmesi sigorta şirketlerini önümüzdeki dönemde zora sokabilir. Kısaca sigorta şirketleri batabilir. Yine bizim bölgemizde Rusya-Ukrayna, Orta Doğu, Afrika’nın bir kısmı ve Yunanistan riski türünden beklenmeyen jeopolitik riskler ortaya çıkabilir. Bu aradaIMF yeni bir risk olarak piyasalarda ani likidite azalmasının fiyatlarda şok etkisi yapabileceğini belirtiyor.
Gelelim IMF’nin 7 Nisan 2015’te yayınladığı Dünyanın Görünümü Raporu’na; buna göre dünya ekonomisi 2015 yılında yüzde 3,5 oranında büyüyecek. Türkiye’nin büyümesi ise yüzde 3,1 oranında olacak. Yani IMF’ye göre Türkiye dünya ortalamasının altında büyüyecek. Bu arada Türkiye’de 2015 enflasyonu yüzde 7 oranında olacak. Cari açığın milli gelire oranı ise yüzde 4,2 oranında gerçekleşecek. Tabii bunlar IMF’nin tahminleri.
POLİTİKACI ELİNİ MERKEZ’DEN ÇEKMELİ
Şimdi gelelim Türkiye’nin ne yapması gerektiğine…
Türkiye, dünyada döviz likiditesinin azaldığı bu dönemde acilen politika faizlerini artırmalı. Türk parasının dövize yönelmesini önlemeli. Ve politikacılar Merkez Bankası’nın yakasını bırakmalı. Politikacı Merkez Bankası’yla bu aşamada kesinlikle tartışmaya girmemeli. Zira bu kötü gidişten hepimiz olumsuz etkileniyoruz.
Nasıl mı?
Türk parasındaki hızlı değer kaybı nedeniyle dün akaryakıta yine 11 kuruş zam geldi. Benzinin litresi İstanbul’da 4 lira 39 kuruştan 4 lira 50 kuruşa yükseldi. Tabii önlem alınmadığı takdirde bu zamlara yenileri eklenecek. Vatandaş zaten fiyatlarla baş edemiyor bu defa işi daha da zorlaşacak.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2016
13.07.2016
4.02.2016
2.02.2016
1.02.2016
10.06.2016
31.05.2016
27.05.2016
18.05.2016
17.05.2016