Ümit KIVANÇ
Şu ana kadar seçim sonuçlarıyla ilgili okumadığınız tahlil, değerlendirme, öngörü vs. kalmış mıdır? Sanmıyorum. Dolayısıyla söylenmiş her şeyin üzerine bir de bendenizin bu işe kalkışması gayet fuzuli görünecek. Ancak köşeyazarlığı müessesesinde aksi görevden kaçmak sayılacağından, birkaç söz etmek mecburiyetindeyim.
Önceliği, bir siyasî tavır olarak şımarıklık mevzuuna veriyorum. Birileri, arzuları tek fiskede dünyayı değiştirsin istiyor. Minnacık bir demokratik adım için yüzlerce insanın can verdiği bir ülkede, o elini sıcak sudan soğuk suya soktu diye hayat duracak, şekil değiştirecek ve o her nereye istiyorsa o yöne dönecek. Bu şahane insan oy attı, buna rağmen sonuç alınamadı mı? O halde... batsın bu dünya da değil, batarsa bu dostumuz neyi kendi etrafında döndürecek? Nerede kime çemkirecek? Alıp başını nereye gideceğini haykırabilecek?
İnsan azıcık utanır. Çocuklarını kurban vermiş insanlardan utanır. Eşinin, sevgilisinin, arkadaşının üzerine toprak atmış olanlardan utanır. Cumartesi Anneleri'nden utanır. Ne bileyim... kurban o kadar çok ki, bakıp da utanılacak acılı insan o kadar çok ki... Ne uğruna öldü bu insanlar? Ne uğruna çekildi onca acı?
Bu kadar kurban verildiği ve bu kadar acı çekildiği içindir ki, her koşulda doğrulup uğraşmaya devam etmek vicdan borcudur. İnsanlık borcudur.
Bu basitçe, enseyi kararttın karartmadın meselesi değil. Lüzumsuz iyimserlik yaptın yapmadın meselesi değil. Kimsin, ne istiyorsun, sen dahil yakınındaki insanlar nasıl yaşasa daha güzel olur, bir fikrin var mı, varsa bunun için ne yapıyorsun? Öncelikle bu, mesele. Sonra da, işte, insanlık borcu.
Bu bilince sahip insanlar, böyle -ikinci dereceden korkunç- bir seçim sonucu üzerine dahi, “ne yapalım, mücadeleye devam edeceğiz” diyebiliyorlar. Tankıyla topuyla gözaltısıyla tutuklamasıyla üzerlerine gelen devletle uğraşmışlar, parti binalarına, partililere saldıran linççi kalabalıklara direnmişler, günleri kurbanları gömmekle geçmiş, doğru dürüst seçim çalışması yapmalarına meydan verilmemiş, meydanlar onlara kapatılabilsin diye ülke içsavaş öncesi ortama sürüklenmiş, genel merkezleri bile yakılmış, eza cefanın bin türlüsüne göğüs germişler, çağrılarına katılan insanlar bombalarla parçalanmış; kurmaya çalıştıkları siyasetin yoluna bizzat kendi saflarından da mayın döşenmiş... yine de o Meclis'e girmeyi başarmışlar. Seçimden sonra HDP adına konuşan hemen herkes, eksiklerini görmekten, özeleştiri yapmaktan, daha çok çalışmaktan sözetti.
Fakat şu işe bakınız ki, AKP'nin başarısını açıklamak için elinde makarna, kömür ve hileden başka araç bulunmayan modern büyükşehir şahsiyetimiz, isteği elli küsur milyon seçmen tarafından yerine getirilmediği için pek öfkeli. Gidecek bu ülkeden! Keşke gitse.
* * *
Bu seçim sonucunu neden “ikinci dereceden” korkunç diye nitelediğimi şüphesiz izah etmek durumundayım. Ne olsaydı birinci dereceden korkunç olurdu? HDP giremeseydi. AKP anayasayı değiştirebilecek çoğunluğu elde etseydi. MHP güçlü bir şekilde girse, AKP-MHP koalisyonu neredeyse kaçınılmaz ihtimal haline gelseydi. HDP'nin Meclis'teki varlığı, hep beraber göreceğiz ki, pek çok durumda, hayat kurtarıcı olacaktır.
HDP'nin ülke sathındaki varlığı konusu ise belirsiz. Birkaç bakımdan. Öncelikle, AKP'nin tek başına iktidar uğruna yarattığı serbest saldırı ortamı sürecek mi, bilmiyoruz. Sürdürmeyebilirler de. Sürdürürlerse, HDP adına siyasî çalışma yapmak zorlaşacak. Sırf bu da değil. “Örgüt bağlantısı” bahanesiyle HDP'yi sürekli devlet baskısı altında tutabilirler, yıpratabilirler.
İşin bir de “öbür tarafı” var. Bu seçim sonucunda da pay sahibi olan PKK etkeninin ne yönde nasıl işleyeceğini bilmiyoruz. HDP'nin Meclis'teki gücünün ve bütün toplum nezdindeki prestijinin azalmasından hiç şikayetçi olmayan bir kesim var, Kürtler arasında. “Türkiyelileşme” kavramına, derece derece, iğrenerek, şüpheyle, mesafeyle bakanlar var. “Kürt partisi”nin münhasıran Kürtlerin meselelerine dönmesinden memnunluk duyacak olanlar var. Eğer AKP seçim öncesindeki düşmanca tutumunda ısrar eder, bombardımanıyla, siyah Ranger'ıyla Kürtleri ezme-sindirme politikasını sürdürürse, öncelikle “Türkiyelileşme” taraftarları zayıflayacaktır.
Ortadoğu'da yaşanacak gelişmeler de Kürtlerin daha çok kendi kaderleriyle ilgilenmelerine, HDP perspektifinin önemsizleşmesine yolaçabilir. Bu durumda kaybeden Türkler olacak. Çünkü HDP'nin “Türkiyelileşme” önerisi, bütün Türkiye toplumu için demokratik, çoğulcu bir çıkış imkânı. Kürtleri kapsamaksızın Türklerin demokratik, çoğulcu bir geleceğe kavuşması imkânsızdır.
* * *
Birkaç söz de muhalefet üzerine. Bir muhalefet nasıl yapılırsa hiçbir sonuca hiçbir etkisi olmaz, yine gördük ki, bunun güzide örneği CHP. Geçmişi şusu busu, CHP'nin bugününü konuşmayı her zaman engelledi. (“Kaset komplosu” bile hiç soruşturulmadan edilmeden orada öylece kaldı.) Oysa etkili, inandırıcı ve ısrarlı bir kampanya ile geçmişin gölgesini aralaması, hattâ bundan kurtulması imkânsız değil. Fakat sorun bugününde. CHP ne diyor? Hangi konuda ne diyor? Hangi konuda, CHP başta olsa şöyle değil de şöyle olacağına güveniyoruz? Bir-iki şey sayabiliriz, evet. Hiçbir hayatî ihtiyaca cevap vermeyen “medenîlik” kırıntıları, elbette bu partiyi iktidar yapmaya hiçbir zaman yetmeyecek.
Kılıçdaroğlu'nun halim selim davranışları, dürüst insan imajı, Deniz Baykal şirretliğinden sonra parti liderliğine getirdiği saygın hava, çok hayatî bazı soruların sorulmasını önledi, önlüyor. CHP'nin temel, yapısal meselelerini halledilmiş sanma yanılsamasına yolaçıyor. CHP bir sosyal-demokrat parti değil. Hiç olmadı. CHP'nin “sol” sanılması, sayılması, hem CHP'yi hem “sol”u melezleştiriyor. CHP ne?
Hayatî soru her zaman şu: Bir AKP seçmenini CHP'ye oy vermeye yöneltecek şey nedir? Buna bir cevap oluşturmazsa, dörtte birlik oy payını nasıl artıracak bu parti?
Burada konuyu baştaki şımarıklık meselesine de bağlayabiliriz. AKP ya da demokrasiye, çoğulculuğa, özgürlüklere en az onun kadar saygısız başka sağ partilere oy veren toplum çoğunluğundan oy almaksızın iktidar olmak mümkün değil. Bu, basitçe oyu şuna değil buna atmaya ikna etme değil, bir dönüştürme faaliyeti demek. Milyonlarca insanın bu partilere makarna-kömür karşılığı veya cahilliğinden oy verdiğini ya da zaten faşizmin kitle tabanı olduklarını ve öyle kalacaklarını varsayarak varabileceğiniz yer neresidir? Bu ülke içinde böyle bir yer olmadığı için mi vırt zırt “gidecem!” muhabbeti yapıyorlar?
Birileri hayatını ortaya koymuş, insanca yaşayabilelim diye canını dişine takmış uğraşıyor. Seçimde hile yapılmasın diye insanlar seferber oldu, meşakkat çektiler. Her adımını acı çekerek atan iki ayrı insana rastladım oy vermeye giderken; eşlerinin yardımıyla, güçlükle yürüyorlardı, hele çiftlerden birinin üstü başı ne kadar yoksul olduklarını ortaya koyuyordu. Niye çekiyordu bu acıyı bu insanlar? Bir şehirden ötekine on-on beş saatlik yolculuklar yapanlar, yurtdışından gelip oy atıp dönen, dünyanın parasını harcayanlar, bunlara ne için katlandılar?
Bu ülkede zor, hattâ korkunç zamanlar bitmez. Bildiğimiz şeyi yapacak, mücadele edeceğiz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024