Ümit KIVANÇ
Diyarbakır Emniyeti’ni hedef alan, dokuzu sivil on bir kişinin can vermesine yolaçan bombalı saldırıyı kimin yaptığı konusu hem bir Türkiye klasiği hem de yeni bir Türkiye rezaleti olmaya doğru gidiyor. İki gün önce Duvar’a yazdığım, “DAİŞ yaptı ama biz PKK diyelim!?” başlıklı yazıda eylemi “İslâm Devleti” örgütünün (DAİŞ-IŞİD) üstlenmiş olmasını -ve yetkililerin bunu görmezden gelmesini- veri almış, buna göre konuşmuştum. Dolayısıyla hem kısmî özeleştiri hem okurlara izahat borcum var hem de geçen yazıda şöyle bir değinip geçtiğim hususta birkaç söz söylemeye niyetim. (“Kısmî”, çünkü eylemi kimin yaptığı hâlâ belli değil; yetkililerin bize yalan söylediğiyse belli.)
'Jiyan'ın yazısı
Öncelikle sizi bir başka yazıyı okumaya davet edeceğim. Böylelikle bir başkasının pek güzel şekilde toparladığı noktaları ille de kendi sözlerimle yeniden toparlayacağım diye uğraşmayacak, sözkonusu toparlamayı benden önce yapmış insanın da hakkını teslim edeceğim.
“Jiyan” adıyla yazan Twitter kullanıcısı (@nishtimann), “Diyarbakır bombalı saldırısı ve üstlenme muamması” başlıklı bir yazı kaleme alarak, verileri, ihtimalleri değerlendirdi ve “belki milyonda bir rastlanacak bir durum, belki çoğunuza saçma gelebilir” kaydıyla, ortaya “uçuk” bir teori, daha doğrusu bir soru koydu: Eylem iki örgütün birbirinden habersiz kalkıştığı işlerin birbirine karışmasının sonucu mu; üstlenme muamması da bu yüzden mi ortaya çıktı?
Bu teoriyi tartışabilir veya baştan kaldırıp atabilirsiniz, orasına karışamam, lâkin “Jiyan”ın yazısında ortaya konan veri ve sorulardan haberdar olmanızı tavsiye ederim.
Bunu özellikle beni PKK propagandacılığıyla, yalancılıkla suçlayanların yapmasını isterdim, ama böylelerinin derdi genellikle hakikat olmuyor. Bendeniz insan öldürerek iyi bir amaca ulaşılabileceğine inanan biri değilim. Bunu kamuya açık şekilde ilk ifade edişimden bu yana yaklaşık çeyrek asır geçti. Fakat maksat damgalamak, itibarsızlaştırmak. Türkiye’de şiddetsiz, cinayetsiz siyasî mücadelenin önünü devletin tıkadığını, Diyarbakır’daki gibi eylemlere bu yüzden herkesin gerekli tepkiyi gösteremediğini düşünüyorum. Sakalet üreticileriyle daha fazla uğraşarak vakit kaybetmeyelim. Nasılsa ayıp mayıp bilmezler.
Ortadaki ciddi sorunlar
Verilerimiz ve şimdilik ulaştığımız bazı sonuçlar şunlar:
İlkin: Olaydan iki saat sonra “PKK’nin işi” diyen valilik ve resmî mercilere inanmak için en ufak bir sebebimiz yok, çünkü Türkiye’de resmî merciler ve onların hizmetkârı olan medyacılar mütemadiyen yalan söylerler, manipülasyon yaparlar, hakikat diye bir dertleri yoktur, topluma/“millete” doğru söylemek diye bir kaygıları, sorumlulukları yoktur. Nitekim, resmî merciler ve hizmetkârları önce “PKK üstlendi” iddiasını ortaya attılar, neden sonra valilik, ellerinde eylemi PKK’nin yaptığına dair kanıtlar olduğunu ileri sürdü. Yani buna göre, üstlenme yok, devlet faili bulmuş. Yani yetkililerin cibilliyetine dair abartı veya iftira kabahati işlemiş değiliz: Failin bulunduğu gerçekse bile önceki açıklama, “üstlendiler” açıklaması yalan.
İkincisi: DAİŞ bugüne kadar yapmadığı eylemi üstlenmedi. Buna karşılık Türkiye’de yaptığı eylemleri de üstlenmedi. Fakat bu son saldırıyı üstlendi. DAİŞ’in eylem üstlenme kanalı belli: Duyurularını Telegram üzerinden yapan Amak Ajansı. Diyarbakır saldırısından sonra örgüt Amak aracılığıyla üstlenme duyurusunu yaptı. Buna inanmamak için de hiçbir sebep yok. Üstelik DAİŞ, TAK’ın üstlenme iddiasından sonra da tutumunu değiştirmedi.
Üçüncüsü: TAK’ın eylemi üstlendiği de vakıa. Üstlenme açıklamasını kamuoyuna duyuran ANF’nin sitesinin hack’lendiği, TAK’ın aslında üstlenmediği haberleri doğru çıkmadı. Buna inanmamamız için de sebep yok. Birileri yapmadığı eylemi TAK’a yamıyor, onlar da durumu aydınlatamıyor değiller.
Bütün bunların aynı anda nasıl olabildiğini şahsen izah edemiyorum. “Jiyan”ın yukarıda değindiğim yazısına bir de burada link vererek sizi o yazıda ileri sürülen izahat önerisini okumaya davet ediyorum.
Amaçlar farklıysa eylem nasıl aynı?
Fakat nâçizâne söz söylemek istediğim başka bir konu var.
“İslâm Devleti” örgütü, DAİŞ-IŞİD, mâlûm, İslâm’ın bozulmamış, katışıksız kökü saydığı Selefî dünya görüşü uyarınca bir zorbalık düzeni kurmaya çalışan İslâmcı örgüt. TAK ise PKK’nin, bizzat üstlenmek istemediği terör eylemlerini yapan sözde bağımsız yan kuruluşu. PKK’nin amaçlarıyla DAİŞ-IŞİD’in amaçları arasında herhangi bir ortaklık, hattâ kesişme var mı? Olabilir mi? Bu akla uzak ihtimali herhalde ikisi de kökten ve şiddetle reddeder. O halde iki örgüt nasıl bu kadar birbirine karıştırılabilir eylemler yapabiliyor? Örgütlerin amaçlarıyla yöntemleri, eylemleri arasında bağ olması, uyum olması, örtüşme olması gerekmez mi? Nasıl aynı eylemi amaçları birbirine bu kadar zıt örgütler üstlenebiliyor? Daha önemlisi, Diyarbakır’daki gibi bir eylem yapıldığında hepimiz nasıl, bilinmezlikler deryasında fail kim sorusunun peşinde kulaç atıyoruz da, daha baştan, eylemin şekline, hedefine vs. bakıp, “Bunu şu yapmış olamaz, mutlaka bu yapmıştır” diyemiyoruz?
Bu sorunun hayatî olduğuna inanıyorum. Sadece olayları öğrenip aktarmak, yorumlamak, analiz etmek durumunda olan bizler için değil. Her anlamda herkes için. Zira eylemler bu kadar birbirine benzemeye başlamışsa, bu örgütlerin nihaî amaçları belki değil, ama kısa vadedeki hedefleri ve yöntemleri, eylemleriyle verdikleri mesajlar hakkında şimdiye kadar veri alınan her şeyin gözden geçirilmesi gerekecektir.
İki ihtimale bağlı sorunlar
Şimdi de, iki ayrı ihtimale bağlı, yine hayatî olduğuna inandığım soruları ortaya koymak istiyorum.
Eylemi TAK yapmışsa:
Bu eylemin hedefi nedir? “Ben halkın özgürlüğü için savaşıyorum” iddiası taşımak TAK’a o halkı öldürme serbestliği mi veriyor? Eylem Emniyet binasında HDP’lilerin bulunduğu bilinmeden mi yapıldı yoksa eylemciler bunu bilmelerine rağmen mi harekete geçtiler? Bîhaber idiyseler, böylesine bir gafleti nasıl izah edecekler? Haberleri var idiyse bunu nasıl izah edecekler? Burada örgütün altından kolay kalkamayacağı ağır ihtimaller var.
Eylemi DAİŞ yapmışsa:
Valilik ve devlet Amak Ajansı’nın açık üstlenme duyurusunu neden dikkate almıyor, yok sayıyor? Emniyet binasında gözaltındaki HDP’lilerin bulunduğunu DAİŞ’e haber veren mi oldu? Çok daha büyük, sansasyonel eylemlerini üstlenmeyen örgüt, neden bunu üstlendi?
Devletin, yetkililerin güvenilirliği, işte tam da böyle hallerde elzem. Biz böyle bir gerçekle hiç bir arada yaşamadık. Mevcut ortamda, devlet ne derse desin inanmayacak olanlar DAİŞ’in, devlet ne derse desin inanacak olanlar TAK’ın bu eylemi yaptığını tekrarlayacaklardır. Kimin hangisine aklı yatacak, asla bilemeyeceğiz. Çünkü herkes aklının yattığını değil, kendi tribününün benimsediğini tekrarlayacak.
Bitirirken, olaylara baştan verilmiş hükümlerle yaklaştığımı, maksadımın propaganda olduğunu, yani aslında tıpkı kendileri gibi üçkağıtçı olduğumu imâ eden muhterem zevatın sabahını, öğlenini, akşamını tebrik ederim.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024