Bir saattir iç açıcı bir haber arıyorum, güne güler yüzle başlayabilmek için... Ne mümkün... Elimde, sadece iki tane seçim bildirgesi var...

"... Buyurun Arkadaşlar Davetim Var Benim / Herkes Kesesinden Yesin içsin / Saltanatım Var Benim / Aslı Yok Yaylasında / Bin Beş Yüz Koyunum Var Benim ..." misali bol keseden gençlere, emeklilere, kadınlara, işçilere, köylülere ... velhasıl tüm vatandaşlara dağıtılacak olan "ulufe" vaatleri dışında dişe dokunan bir-iki nokta buldum... AK Parti ve HDP seçim vaatleri arasında...

Bence en önemli seçim sözü, "Yeni anayasa, milletimizin kültürel ve toplumsal çeşitliliğini tanıyan, herhangi bir etnik veya dini kimliğe referans yapmayan bir vatandaşlık tanımını esas alacaktır" ifadesinin değişik kelimelerle de olsa, her iki partinin seçim vaatlerinin içinde yer almasıdır...

Bir de CHP kendi gölgesinin üzerinden atlayıp buna yaklaşabilse, ülkemizin birliğini ve eşit haklı topluluk olma özelliğini garanti altına alacak önemli bir çoğunluk oluşabilecek... Seçimlere daha zaman var... Aklın yolu birdir diyelim ve bekleyelim...

Bu noktanın dışında bir diğer ortak tavır ise Alevilerle ilgili seçim vaadi... Cemevleri'nin, yine değişik kelimelerle de olsa resmi ibadet yeri olarak tanınacağı sözü, sanırım CHP'yi de içine alacak büyük bir çoğunluğun isteğini yerine getirebilecektir...

Ben doğru demokrat tavrın, uzlaşmacı tavrın siyasette ayrılıkların değil ortak noktaların yükseltilmesi olduğuna inanıyorum... Seçim süreci boyunca vıdı-vıdılarla, düşmanlıklarla ayrılıkları yükseltmektense, ortak olan, ortağa yakın olan noktalar dillendirilmeli ve siyasal rakipler böylece yüreklendirilmelidir... Tabi "geçinmeye niyet varsa"... Yoksa, "geçinmeye niyetim yok ki, adını öğreneyim" tavrıyla devam edilirse, ki korkarım böyle olur yine, ben de "ne yersen ye" derim...

Umarım Kasım'a kadar geçecek birkaç hafta rüzgarın yönünü değiştirir ve ben yanılırım... Ben hala hayal kurmaya devam ediyorum...