Yıldıray OĞUR
Almanya’nın Magdeburg kentinde sevimli bir Noel pazarı. Cuma akşamı tıklım tıklım dolu.
Bir BMW marka araba pazara son hızla daldı, 400 metre boyunca insanları biçti.
En az 5 ölü, 15’i ağır 200 yaralı var.
Her yaştan insanlar var ölülerin ve yaralıların arasında.
Bu korkunç vahşette ilk akla gelen daha önce Berlin’de bir Noel pazarına tırla giren IŞİD, El Kaide benzeri bir örgütün saldırısı olduğuydu.
Canlı yakalanan saldırganın profiliyle ilgili ilk bilgiler de bu şüpheyi doğrulamıştı.
BMW’yi süren saldırgan Suudi Arabistanlıydı ve adı Taleb Abdulmohsen’di.
AfD, Elon Musk, her ülkeden aşırı sağcı, Türkiye’den Suriye’deki laik diktatör devrildiği için depresyona girenler beklenen tepkileri vermeye başladılar.
Musk, buna “öldüren merhamet” dedi ve “aptal işe yaramaz” dediği Başbakan Scholz’u istifaya çağırdı. Aşırı sağcı, göçmen karşıtı AfD’nin bir sözcüsünün açıklamasını “tek yol AfD” diyerek paylaştı.
Konu hızlıca potansiyel tehlike göçmenlere, Suriye’de İslamcılara verilen desteğe, İsrail’in ne kadar haklı olduğuna bağlanıyordu ki katilin sürpriz profili ortaya çıkmaya başladı.
Aktif bir Twitter kullanıcısıydı. 121.378 tweet atmıştı.
Ama adını Google’layanlar daha da sürpriz içeriklerle karşılaştılar.
Çünkü saldırgan birkaç yıl önce BBC, SkyNews, FAZ gibi prestijli medyalara röportajlar vermiş bir isimdi.
50’li yaşlardaydı.
Suudi Arabistanlı bir Şii aileden geliyordu.
2006 yılında dini baskı ya da işlediği bir suçtan dolayı, tıp eğitimine devam ederken Almanya’ya gelmişti.
Psikiyatr olmuştu ve 18 yıldır son olarak da hapishanelerde psikiyatr olarak çalışıyordu.
Ama kimliğinin en baskın özelliği bunlar değildi: Çok sert bir İslam karşıtıydı.
Suudi Arabistan’da Şii olmanın getirdiği bir travmayla bilinmez, kendi kimliğine, İslam’a karşı nefret doluydu.
2019 yılında FAZ gazetesine verdiği röportajda kendisini “Tarihin en saldırgan İslam eleştirmeni” olarak tarif etmişti.
2016'da Twitter’a da sadece “İslam’a karşı yazmak için girmişti.
8 yılda paylaştığı 121.378 gönderinin özeti radikal bir İslam karşıtlığıydı.
Buna sıkı bir İsrail taraftarlığı hatta Siyonizm destekçiliği eşlik ediyordu. Hamas, Gazze üzerine ırkçı, nefret dolu tweetler atmıştı. Büyük İsrail haritalarını destek mesajları eşliğinde paylaşmıştı.
Bu aktif anti-İslam profilini aktivizme de çevirmişti.
“wearesaudis.net” isimli bir internet sitesi kurarak, dini baskı yüzünden Suudi Arabistan’dan kaçmak ve Batı’ya iltica etmek isteyenlere, özellikle de kadınlara yardım etmeye başladı.
Bu Batı medyasının üzerine atlayacağı bir profildi.
FAZ, BBC, Skynews onun bu çalışmalarını öven haberler yaptılar, onunla 2019’den 2022’ye kadar röportajlar yaptılar.
BBC, onur “Suudi bir sürgün tarafından kurulan bir web sitesi, diğer eski Müslümanların Körfez ülkelerindeki zulümden kaçmalarına yardımcı oluyor” diye tanıtmıştı.
FAZâ verdiği röportajda anti-İslam fikirlerini anlattı:
“Aynı zamanda İslam'ı eleştirmekten de hiç vazgeçmediniz; Twitter'da her hafta din karşıtı argümanlar içeren onlarca tweet atıyorsunuz.
Ben tarihteki en saldırgan İslam eleştirmeniyim. Bana inanmıyorsanız Araplara sorun.
Eleştirinin amacı nedir?
İnsanların kendi başlarına düşünmeyi öğrenmelerini istiyorum. Twitter'da benim yüzümden İslam'dan çıkmak isteyen çok sayıda Müslüman var. Ben bu insanlara hep şunu yazıyorum: “Hayır, benim yüzümden İslam’dan ayrılırsanız bunu kabul etmem. Bu sizin kendi inancınız olmalı.
Tüm tecrübelerinize rağmen kadınların eşit haklara sahip olduğu bir İslam'ın olabileceğine inanıyor musunuz?
Hayır, öyle düşünmüyorum. İyi İslam diye bir şey yoktur.”
Bu radikalizm ve aktivizm bir süre sonra Müslüman ülkelerden gelenlere kapılarını açan Alman devletine ve ırkdaşı ve eski dindaşı göçmenlere nefrete dönüştü.
Merkel’in Almanya’nın kapılarını Suriyelilere açtığı için öldürülmesi gerektiğini söyleyecek kadar nefret doluydu:
“Almanya’da ölüm cezası olmadığı için Merkel, Avrupa’yı İslamlaştırmaya dönük gizli projesi nedeniyle hayatının geri kalanını hapiste geçirmelidir ama eğer ölüm cezası geri getirilirse öldürülmeyi hak ediyor.”
Bu nefretle AfD taraftarı oldu. AfD’lilerin ve Amerikan sağcılarının platformlarda konuştu.
Tabii Elon Musk’ın, İngiltere’den İtalya’ya her türlü diğer aşırı sağcının hayranı, Radio Genova gibi hesapların sıkı takipçisiydi.
X hesabındaki kapak fotoğrafına bir tüfek koymuştu.
Profilinde Almanya’ya öfke kusuyordu:
“Almanya’yı ülke içinde ve dışında Suudi sığınmacıları avlıyor” , “Avrupa’yı İslamlaştırmak istiyor ”, “Sokrates’in öldürülmesinden Alman ulusu sorumlu”
Aralık 2023’te X’te Alman devletini, Suudi Arabistanlı mültecilere zulmetmekle suçlamıştı:
“Sizi temin ederim ki intikam yüzde 100 gelecektir. Hayatıma mal olsa bile.Bunun bedelini Almanya ödemek zorunda kalacak. Çok büyük bir bedel.”
Arapça bir mesajında da tehditler savurmuştu:
“Sizi temin ederim ki Almanya savaş istiyorsa bunu yapacağız. Almanya bizi öldürmek isterse onları katlederiz, ölürüz ya da gururla hapse gireriz. Bütün barışçıl yolları tükettiğimiz için polisten, emniyetten, savcılıktan, yargıdan, İçişleri Bakanlığından yeni suçlarla karşılaştık. Barışın onlara hiçbir faydası yok.”
2023 yılında onunla teması olan Suudi bir kadın adını vererek “Almanlara yönelik bir saldırı yapacağını” ihbar eden bir mail atmıştı. Ama maili yanlışlıkla ABD’de bir karakola göndermişti.
2013 yılında bir hakaret davasından aldığı cezadan başka sabıkası yoktu.
Suudi Arabistan, birkaç kez Almanya’da iadesini istemişti.
Ama Almanya, iadesini reddedip, siyasi sığınma hakkı vermişti.
Ama bu kendi toplumundan başlayan nefret, Almanlardan nefrete vardı.
Ve dediğini yaptı.
Kiraladığı bir BMW ile Noel pazarında katliam yaptı.
Taleb Abdulmohsen, terör uzmanlarını bile şok eden bir terörist profili.
Kimse Almanya’ya fazlasıyla entegre olmuş, ateist, Batılılar gibi olmuş bir psikiyatrın katliam yapabileceğini herhalde düşünmezdi.
Meczup da denip bir kenera atılacak bir profil değil. O yüzden hala aslında takiyye yapan bir cihatçı olduğunu iddia edenler var.
Halbuki nefretin tek bir biçimi yok. Her türlü derin nefret şiddeti doğurur
Kendisinden, kendi kimliğinden nefret de tehlikeli ve yıkıcı bir duygu.
Taleb Abdulmohsen profili de az görünen, sıradaşı bir porfil sayılmaz.
Bu self-nefret münferit değil.
Avrupa siyasetinde bile pek çok örneği var artık.
Aşırı sağcı, İslam karşıtı Somali asıllı Hollandalı Ayan Hırsi, solcu ailesiyle 1980’de Türkiye’den bir botla kaçırılmış, şimdi göçmen karşıtlığı yapan Dilan Yeşilgöz, Cem Özdemir, İngiliz Muhafazakar Parti’deki göçmen karşıtı eski göçmen siyasetçiler ilk akla gelenler…
Ama kendi kimliğinden, toplumundan, kültüründen nefret bize de çok tanıdık bir profil. Türkiye’nin radikal modernleşme ve Batılılaşma deneyimi bu profilden çok fazla insan yetiştirdi.
Türk modernleşmesinde dindarlık köyde, taşrada bırakılması gereken bir geri yaşam tarzı oldu. Neredeyse bütün modernleşme, şehirlileşme bu geri yaşam tarzından kurtulmanın karşıt kimliği olarak ortaya çıktı.
Ama bu dinden çıkma aşamasına da pek varmadı.
Son zamanlarda İslam’dan arkasını yakarak çıkanların, ani aydınlanmayla gözleri kararıp eski hukuk tanımayanların ise kamusal tartışmaya, kutuplaşmaya odun atmak dışında bir katkısı pek olmuyor.
Dinle olan şahsi travmasını topluma nefrete dönüştürmenin bir aydınlanma olduğu da meçhul.
En azından kendinden başka kimseyi aydınlatmayan bir aydınlanma bu.
Ama tabii ki bir anda hidayete erenler gibi, ani seküler aydınlanma yaşayanların da bağra basıldığı ortamlar, ülkeler var.
Bu profilleri bekledikleri sosyal değişimin öncüsü olarak görüp heyecanlananlar, onlara olduklarından daha fazla anlam yükleyenler, onların dönüşümünü, saf değiştirmesini, itirafçılığını kendi fikirlerinin doğrulanması için fırsat olarak kullananlar hep oldu.
Taleb Abdulmohsen de benzer bir muamele görmüş. Ortadoğu’da dini baskı altındaki kadınları kurtaran bir kurtarıcı olarak bağra basılmış, hiçbir temsil gücü olmayan bu profile umutlar bağlanmış, radikalliği, İslam karşıtlığı adı altında büyük kitlelere düşmanlığı görmezden gelinmiş.
Sonuç nefretin seküleri, dincisi, aydınlanmışı, aydınlanmamışı olmadığı gerçeğiyle yüzleşmek oldu.
Müzakereye kapalı olan fikirler kendi içinde çürür, kurucu ötekisi başkaları olan kimlikler insanların ahlakını bozar, kendi toplumuyla ilişki kuramayan, iknadan tümden vazgeçen, onu şeytanlaştıran hiçbir aydınlanma, özgürleşme de o toplumu özgürleştiremez, aydınlatamaz.
Başkasına benzemeye çalışan saygın da olmaz.
Bazen bu radikallikten terörist bile çıkabilir.
Talib A, aşırı sağcı bir hesabın Merkel’in kalan ömrünü hapiste tamamlaması yönündeki çağrısını paylaşarak “Kesinlikle katılıyorum. Almanya’da ölüm cezası olmadığı için Merkel, Avrupa’yı İslamlaştırmaya dönük gizli projesi nedeniyle hayatının geri kalanını hapiste geçirmelidir ama eğer ölüm cezası geri getirilirse öldürülmeyi hak ediyor.” yorumunda bulundu.
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
28.07.2025
26.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025