Sezin ÖNEY
Avrupa Birliği üyeliği fikrinden kopmak gerçekten Türkiye için ne anlama geliyor?
Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi öğretim üyelerinden Hakan Yılmaz ve çalışma arkadaşları, Türkiye’de Avrupa Birliği algısının 2003’ten bu yana geçen 10 yılda nasıl şekillendiğini araştırmış.
Araştırmanın birçok ilginç bulgusu var; ancak, benim dikkatimi en çok çeken, iki tanesi.
Biri, Türkiye’nin coğrafi olarak Avrupa’nın parçası olduğunu düşünen Türkler’in oranının yüzde 70’ten 46’ya düşmesi. Yani, bu sonucu topluma genelleyecek olursak, halkın yarısından fazlasının artık Avrupa bir parçası olduğumuz algısına sahip olmaması.
Diğeri de, AB üyeliğinin dinî değerleri zedeleyeceğini ve “gençlerin ahlakını bozacağını” düşünenlerin oranın 10 puan artarak yüzde 64’e ulaşması. Yani, toplumun yarısından fazlası, Avrupa’nın “ahlakı bozan”, “dinimize aykırı” değerlere sahip bir coğrafya olduğunu düşünüyor.
10 yıllık bir sürecin izini süren bu araştırma, kuşkusuz ki, Türkiye’nin AKP ile beraber değişen Avrupa algısını ortaya koyuyor.
Suçu, Avrupa Birliği’ne atmak da ne kadar doğru, bu tablo karşısında bilemiyorum. Sarkozy gibi politikacıların, Türkiye’yi AB fikrinden soğuttuğunu varsaysak bile, “dinî değerler” ve “ahlak” konularında bir algı oluşturduklarını öne sürebilir miyiz?
Başbakan Erdoğan’ın, Köln’de 2008’de yaptığı bir konuşmada, AB’li yetkililerin tepkisini çeken önceki bir açıklamasına atfen; “Biz Batı’nın, garbın ilmini, sanatını değil, maalesef ahlaksızlıklarını aldık’ dedim. ‘Bununla ne demek istedi, bunu söylesin’ diyorlar. Batı’nın ahlaksızlık diye telakki ettiği yanlışlıklar yok mu? Var. Batı’nın kendisinin bunu ahlaksızlık olarak telakki ettiği yanlışlıklar var. Ama biz o yanlışlara direkt ilaç diye sarıldık ve onları ülkemize transfer ettik. ‘Başbakan bunları açıklasın’ diyorlar. Her şeyi açıklamanın bir bedeli var. Onları da sen araştır” demişti.
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın, “Biz Avrupa Birliği’nin zeki, çevik ve ahlaklı olanını severiz” gibi açıklamalarının zaten hangi birine atıfta bulunmak lazım bilemiyorum.
Napolyon döneminin Fransız kaptanı Robert Surcouf ile İngiliz bir komutan arasında geçtiği iddia edilen bir diyalogu geçtiğimiz haftalarda çok sevdiğim bir hocam aktarmıştı.
Esir düşen İngiliz komutan Surcouf’a, “Siz Fransızlar, para için savaşırsınız. Biz Britanyalılar ise, şerefimiz için” der. Surcouf da, ona şöyle yanıt verir; “Herkes, kendisinde olmayan şey için savaşır!”.
Herkes de, kendinde olmayanı diline pelesenk eder.
Türkiye’de de, “ahlak” söylemini dillerine dolayan siyasetçiler için ne demeli, bilemiyorum.
Tam da, son yıllarda, Erdoğan’ın gücüyle paralel biçimde katlanarak artan bu tarz söylemler, kamuoyu algısında karşılığını buluyorken, Fransa’dan Türkiye’nin AB üyeliğine yönelik, önemli bir tavır değişikliği geldi.
AB Dışişleri Bakanları toplantısında, 13-14 aralıkta Brüksel’de düzenlenecek liderler zirvesinde onay verilecek taslak sonuç bildirisinde, Sarkozy’nin yıllarca “tam üyeliği” çağrıştırması nedeniyle Türkiye’yle ilgili belgelere girmesine izin vermediği “katılım” ifadesi kullanıldı. “Katılım” sözcüğü, tek kelimeyle, Fransa’nın Sarkozy dönemindeki politikasının tarih olması anlamına geliyor.
Türkiye’de ise giderek, 2002’de Fransız siyasetçi Valerie Giscard D’Estaing, Le Monde gazetesine yaptığı açıklamalarda, “Türkiye, coğrafi olarak Avrupa’ya yakın bir ülke, ama bir Avrupa ülkesi değil” düşüncesi hâkim oluyor.
Bunun somut sonuçları nedir?
Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü (DİSA) ve Heinrich Böll Stiftung Derneği’ni, 7-8 aralıkta Ankara’da düzenlenen “Kürt Meselesinin Çözümüne İlişkin Algılar, Aktörler ve Süreç” toplantısında, en çok dikkatimi çekenlerden biri de, Kuzey İrlanda ve IRA konusunda konuşan Angela Mickley’in aktardığı izlenimlerin, bende, Kürt Sorunu’nun bugününe ilişkin en ufak bir çağrışım yapmamasıydı.
Mickley, barış sürecinde, IRA’nın liderlik kademesinin altındaki, daha ikinci, üçüncü seviyelerdeki “alt düzey” üyelerinin hemen hepsinin, “çatışma çözümü” konusunda eğitim aldığını aktardı mesela.
Bu durum sizce, Kürt Sorunu’na uygulanabilir mi?
Her şeyin bir bedeli var.
Avrupa’dan kopuş ve tarihin akışını tersine çevirmenin de, Türkiye için çok ağır bedelleri olacak.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPahalılık turisti de vurdu... 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKKM kalktı, müjde! 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDiyanet iğneyi çuvaldızı kendisine batırırsa… 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBir hâkim Caprio'muz niye yok? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİddia: Ziraat’te ‘Gizem B. skandalı’! “Günooo kızlar… Paralar sizin için yükleniyor” 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUAklını başına, vicdanı kalbine toplasan ya! 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024