Sezin ÖNEY
Devlet Başkanı Putin’in Rusya için, önceki gün ortaya koyduğu vizyon çok yabancı gelmeyecek; “Güçlü, bağımsız bir devlet; 1000 yıllık tarihi, muazzam gelenekleri, toplumsal ve ulusal olarak ortak değerleri ve hedefleri olan büyük ülke”.
Putin’in, Rusya için zaten vurgulayageldiği “büyük devlet, güçlü ülke” idealinin bir kez daha altını çizdiği yıllık ulusa sesleniş konuşması; yani “başkanlık” hitabı, ülkedeki en önemli siyasi olaylardan biri sayılıyor. Şimdiye dek 11 ulusa sesleniş konuşması yapan Putin’in, her bir konuşması yaklaşık bir saat sürüyor. Putin yönetimi eliti, yani Rusya’nın siyasetine yön veren yaklaşık bin kişinin katıldığı bu konuşmalar satır aralarında, Kremlin’in zihin dünyasında geçen yıldan kalan hesapları ve bunların gelecek yıla yansıtılacak yönlerini ortaya koyuyor. Konuşmanın geri kalan tarafları, iç politikaya yönelik idealler ve icraatlarla dolduruluyor. İşin dış politika kısmında, kartlarını (tabii açmak istediği kadarını) bu konuşmalarla ortaya koyuyor Kremlin. İç politika kısmındaysa, dış politika için üretilecek toplumsal rızaya dair iştah kabartıcı süslemeler yer alıyor.
Açılan kartlarda ne var peki? Her şeyden çok ve önce Suriye ve bağlantılı olarak da Türkiye…
Putin, Türkiye’den bahsederken, önceki günkü konuşmasında (ve diğer açıklamalarında da) kişisel bir kızgınlık ve husumet tonlaması ile konuşuyor. Ancak, ilk açıklamalarında “Türkiye” diyerek bir bütünden bahsederken, şimdi “Türk halkı” ve “Türk seçkinleri” arasında bir ayrım yapıyor. Bu yaklaşımın da çeşitli sebepleri var elbette. Bir kere, şimdiye kadar yapılan Rusya misillemelerinin başlıca mağduru sıradan Türkiye vatandaşları. Rusya yerleşmiş, Rusya ile ticaret yapan, orada eğitim görenler… Israrla, “çalışkan, yardımsever ve yetenekli Türk halkını”, “Türk seçkinlerinden” ayrı tutarak da, misillemelerin şimdiye kadar vurduğu kesime aslında düşmanlığı olmadığını iddia ediyor Putin…
“Türk seçkinleri”, sadece Erdoğan ve çevresi değil Kremlin’e göre. Bu “yönetici elit” kavramını ben şöyle yorumluyorum: bu vurgu aynı zamanda, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne de gidiyor. Tabii, TSK’nın NATO bağları ve onunla da beraber Pentagon nezdindeki ağırlığı var Kremlin’in zihninde.
Bugün, ABD yönetimine de baktığımızda, Rusya ile hiçbir şekilde işbirliği yapılamayacağını ve Putin’in “bir numaralı düşman” olduğunu öngören başlıca tarafların biri, Pentagon. Buna karşılık, Washington’da “demokrasi çizgisinden kayan Türkiye, görünüşte müttefik veya diyalog ortağı olup da ABD çıkarlarına aykırı hareket eden Ortadoğu ülkeleri” yerine, pekâlâ Rusya ile ortaklık veya en azından “çıkarlar doğrultusunda akıllıca işbirliği” yapılabileceğini öne sürenler de var.
Kremlin, “IŞİD petrolleri” açıklamalarıyla, kendi elinde olmayan bir kartı ele geçirmeye oldukça yaklaşıyor –Batı İttifakı ülkelerinin yakınlığı, belki de ileride de Suriye konusunda desteği…
Türkiye’nin, AKP yönetimi ve özellikle de Erdoğan’ın, Batı kamuoylarında epey aşınmış imajına, bir darbe daha indiriyor Kremlin yönetimi. Böylece, Batı ülkelerinin, Türkiye ile “çıkarlara dayalı işbirliği” yaklaşımı da, uluslararası kamuoyunda iyice antipatiyle karşılanma yoluna giriyor.
Öte yandan da, Rusya yönetimi, kendi iç desteğini sağlamlaştırmış oluyor. Putin’in hitabında özellikle ön plana çıkan kesim, “gençler ve çocuklar”; onların eşit fırsatlara sahip olması gerektiği vurgusu ile de Kremlin, geçmişe sık sık atıfta bulunan söylemini geleceğe bağlamış oluyor. Putin’in konuşmasında geçen ifadelere bakılırsa, organik tarımdan sağlıklı yaşama, Rusya nüfusunun uzayan yaşam beklentisi ve nüfus artışına, ülkeyi parlak bir gelecek bekliyor. Gelecek nesillerin refahı, sağlığı, bereketi ve afiyeti de bir tek şeye bağlı; bugünün savaşını kazanmaya…
Türkiye’de de benzer söylemleri hep duyuyoruz.
Putin’e dönersek; konuşmasının en başı da, Suriye’deki savaşın gereğini, “Eğer onları, şimdi Suriye’de durdurmazsak, savaşı buraya taşıyacaklar…” diye açıklıyordu. Konuşmanın sonu ise, 19. yüzyılın sonunda periyodik tabloyu oluşturan –yani kimyayı yerli yerine oturtan, düzene koyan Rus bilimadamıDmitry Mendeleyev’in bir sözüne atıfla bitiyordu; “Aramızdan dağınık duranlar yok olacak. Gücümüz birliğimizdir; iç zenginliğimiz ve barış sevgimizin doğal gelişimidir”.
Peki, bu konuşmada olmayan neydi?
Ukrayna…
Çünkü Rusya’nın bu savaşı (tıpkı Suriye Savaşı’nın Türkiye’ye verdiği zarar gibi), ülkeye çok zarar verdi, veriyor. Şimdi “Stalingrad ruhunu” canlandırma zamanı…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024