Atilla Aytemur
Geçtiğimiz günlerde önemli bir gelişme oldu. Çeşitli mesleklerden, kurumlardan ve gruplardan sayıları bini aşan aydın, 31 Mayıs 2017 tarihinde İstanbul Taksim Point Otel’de yaptıkları basın toplantısında, bireysel imzalarıyla bir çağrı yayınladılar. Olay çok sınırlı da olsa bazı medya organlarında yer buldu.
Malum, referandumun hemen ardından başta AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere hemen bütün büyük siyasî güçler kendilerini 2019’un zorlu mücadelesine hazırlamaya girişti. Buna, ana muhalefet partisi CHP, iktidarın gayri resmi ortağı MHP ve diğer partiler de dahil.
Bu bakımdan, içinde farklı eğilimleri barındıran “Hayır” cephesine mensup aydınların da şimdiden çalışmaya başlamış olmaları anlaşılır bir durum.
Bu çağrının dikkat çeken bazı noktalarını paylaşmak ve hedeflenen çalışmanın bazı güçlüklerine dikkat çekmek istiyorum.
Endişeler…
“Bu ülkenin ortak sahipleriyiz” diyen imzacılar, 16 Nisan 2017 sonrası oluşan siyasal yönetim modeline itiraz ediyor; 2019’da yapılacak seçimlere kadar bu duruşlarını siyasal ve toplumsal yelpaze içinde daha da genişletmek istiyorlar.
Bu amaçla da, çağrılarına destek veren imza sayısının on bini aşmasını ve takiben, muhtelif il ve ilçelerde konuyu yurttaşlarla görüşmek üzere toplantılar düzenlemeyi hedefliyorlar.
Söz konusu çağrıyla “Ortak vatanda ortak yaşam kurmak, korumak, geliştirmek için… ayrım gözetmeksizin 80 milyon yurttaşa” seslendiklerini söylüyorlar.
Kimlikler ve karşıtlıklar etrafında ayrışmak yerine dayanışmak istediklerini; gelişmelerin seyrinden, hakların ihlali ve özgürlüklerin kısıtlanmasından, toplumsal vicdan yitiminden, mal ve can güvenliği yoksunluğundan, toplumdaki ahlaki aşınma ve duyarsızlıktan endişe duyduklarını vurguluyorlar.
Demokratik talepler
Yeni yönetim sistemini “Tek adam rejimi ve parti devleti” olarak niteleyen imzacılar, Meclisin etkisizleştirildiğini belirtiyor; muhalefete tehdit ve baskı yapıldığına, kamu çalışanlarına, akademisyenlere, medya, yargı ve güvenlik mensuplarına yönelik keyfi uygulamalar olduğuna dikkat çekiyorlar.
Bunlardan hareketle “OHAL’in kaldırılmasını... hukuk ve adalet güvenliğinin tesisini... Meclisin yasama ve denetleme yetkisinin güçlenmiş olarak yeniden getirilmesini... şeffaf ve hesap veren devlet için adım atılmasını... oy ve sandık güvenliğinin sağlanmasını” talep ediyorlar.
Yurttaşları, partileri, sivil girişimleri ve kanaat önderlerini hukuk devleti, katılımcı idari yapı, özerk ve eleştirel düşünceye dayalı eğitim sistemi, halklar ve ülkelerle eşit haklar temelinde işbirliğine dayalı barışçı bir siyaset gibi ilke ve değerler etrafında güçlerini ortaklaştırmaya çağırıyorlar.
Bir halk hareketi neden olmasın
Söz konusu gruptan Prof. Dr. Gençay Gürsoy’un yaptığı açıklamaya göre, gelişmeler umdukları doğrultuda giderse, ifade edilen çerçevede ve fikri zeminde yükselen geniş yelpazeli ve yoğun katılımlı bir halk hareketinin doğma potansiyeli ve bunun siyasete tahvil edilmesi ihtimali de söz konusu. Bunu da ileride ele alıp tartışmayı da düşünüyorlar.
Prof. Gürsoy bu çalışmaya destek veren çevrelerin ve genel olarak “Hayır” cephesinin homojen olmadığı gerçeğinden hareket ederek, kimseyi kırmızı çizgilerinin üzerine yürüyüp birbirinden uzaklaştırmak niyetinde olmadıklarını, herkesin ortak rıza gösterdiği hedefe birlikte yürümeyi amaçladıklarını da ilave ediyor.
Hiç şüphesiz asgari müşterekte buluşmayı hedeflediklerini, ancak Kürt halkının taleplerini dikkate alan ve barışçıl çözüm yoluna itiraz etmeyecek siyasetlerle yanyana olmaya bilhassa özen göstereceklerini vurguluyor.
“Hayır” demek yetmez…
Sadece “Hayır” üzerine odaklanan bir anlayışlarının olmadığını; parlamenter sistem ve başkanlık konusunda referandum döneminde dile getirdikleri pozisyonu sürdüreceklerini belirtiyor; olan bitenden huzursuz ve rahatsız olan AK Parti seçmeniyle diyalog gelişmeye çaba göstereceklerine işaret ediyor.
Öncelikli taleplerini ise OHAL’in kaldırılması olarak belirlediklerini anlatıyor.
* * *
Bildiriyi ve grup adına yapılan açıklamayı mümkün olduğunca aktarmaya çalıştım.
2019 seçimleri hiç kimse için kolay olmayacak
İktidar partisinde gözle görülür bir metal yorgunluğu yaşandığını bizzat AK Parti genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan söylüyor. Başta büyük şehirler olmak üzere yerel yönetimler iktidarın yumuşak karnı. FETÖ davalarındaki ağı geniş atma ve önüne geleni kanıtlı kanıtsız tutuklama halleri mağduriyetlere tavan yaptırıyor. Darbe gerekçesi hayli gerilerde kalan OHAL artık fazlaca can sıkıyor. Tutuklu gazeteciler sorunu sürüyor. Ekonomiyi toparlamak bir iki ayda olacak iş değil. İşsizlik can yakıyor.
Dış politikada sorunun biri bitmeden diğeri başlıyor. İçeride çatışmalar ve şehitler, sınırda ise yangın var. Türkiye hep diken üzerinde. Geleneksel dost ve müttefiklerinin neredeyse hiçbiriyle ilişkisi, klasik güven ve karşılıklı çıkar havasında bile yürüyemiyor.
Referandum kıl payı kurtarıldı ama toplumun yarısının gözünde hukuksal ve siyasal meşruiyeti tartışmalı.
Dolayısıyla AK Parti ve Erdoğan açısından 2019 seçimleri, 2017’yi aratacak kadar zor geçecek. Bazı önemli sorunları çözüp geride bırakması, bazı toplum kesimlerinin talepleri karşılaması icap edecek. Bunların da sanıldığı kadar kolay olmadığını, 15 yıldır denenen bir iktidarın yeniden toplumsal rıza sağlamasının (hele de başkanlık sisteminde) Türkiye’de bile kolay olmadığını görmemiz gerekiyor.
Güçlükler…
Asıl konumuz olan bildiriye gelince, orada da hayli problem var. Ama imkanların da olduğu muhakkak. Öncelikle, iktidar açısından yukarıda sıralanan güçlüklerin, uygun yaklaşımlarla ele alındığı takdirde muhalefet açısından imkana dönüşeceği malum. Bu nedenle onları bir yana bırakıp güçlüklerle ilgili boyuta kısaca değinmek istiyorum.
“Hayır” cephesinin yüzde 48.6’lık oyunun homojen bir sosyolojiyi ifade etmediğini biliyoruz. Bazı politik motivasyonlar bu rakamın bir biçimde, dağılmadan 2019’a taşınması ihtimalini güçlendirse de, madalyonun diğer yüzünde bazı temel sorunlardaki pozisyonlar bunun sanıldığı kadar kolay olmadığını, ciddi politik esneklik gerektirdiğini gösteriyor.
Örneğin “hayır” diyen milliyetçi eğilimli grup ve seçmenlerin Kürt sorununa yaklaşımı bilindiği gibi çok farklı. Hatta bu farklılık karşıtlık boyutuna kolaylıkla sıçrayabiliyor. Bildiride bu konuda bazı hassasiyetler açıkca ifade edilmiş. Bu durumda “Hayır” cephesini büyütmek bir yana, dağıtmadan olduğu gibi 2019’a taşımak için yeni bir dil ve davranış gerekiyor. Suriye’de ve sınırlarımız içinde yaşananlar bu konuyu daha zorlaştırsa da, başka seçenek görünmüyor.
7 Haziran 2015 sonrasında yaşanan “yeni devrimci halk savaşı,” “özyönetim” ilanları ve hendek-barikat muharebeleri, özellikle batılı seçmende bazı kanaatlerin yerleşmesine yol açtı. 2019’a doğru bunların olumlu yönde değişmesi için hiç şüphesiz HDP’nin ve onu destekleyen çevrelerin yeni bir dil, söylem ve davranış modeline ihtiyaçları olacak. Bu konuda en çok canı yanan taraflardan biri de onlar. En etkili ve dönüştürücü tavrı geliştirmesi gerekenler arasında ilk akla gelenler de onlar. Bu yöndeki her adım “Hayır” blokunun dağılmadan, hattâ daha da güçlenerek gelecek seçimlere taşınmasını kolaylaştıracak.
Haklı ve meşru muhalefet nasıl olacak?
Diğer önemli bir nokta, başkanlık sisteminin fiilen yürürlüğe girmesi, işlemesi ve hükmünü yürütmeye başlaması hadisesidir. Bir süre sonra çok sayıda uyum yasası da değişip yürütmeye hazır hale gelecek.
Hal böyleyken, sistemi bu çerçevede işletecek ve halk, kendilerine tayin edilmiş yeni rolleri yerine getirecek başkanı, meclisi ve yerel yönetimleri seçmeye hazırlanırken, onu tamamen ters yönde değiştirmeyi, (üstelik parlamenter sistemi iyiden iyiye güçlendirerek) eski haline getirmeyi öngören bir siyasal program, topluma nasıl anlatılacak? “Hayır” blokunda yer alan siyasi parti, grup, çevre ve bireylerin üzerinde anlaşıp topluma deklare etikleri ortak bir siyasal metin olmadığı takdirde, seçmen bu söylemin ciddiyeti ve dönüştürücü gücüne nasıl inanacak? Hem mevcut çerçevenin içinden konuşmak, hem de o çerçeveyi tamamen değiştirmeye seçmeni ikna etmek, bunun dilini bulmak kolay olmasa gerek.
Çünkü talep edilen, 2017 itibariyle ve daha sonrasında yürürlüğe girmiş olan yeni sistemi ve tamamlayıcı unsurlarını tamamen terk edip, güçlendirilmiş eskiye dönme teklifi olacak. Bu durumun seçmenleri ikna etmek bakımından çok ciddi bir efor gerektireceği çok açık. Daha önemlisi, “Hayır” cephesindekilerin kendi aralarında böyle bir asgari mutabakatı sağlayacak esnekliği gösterip gösteremeyecekleri belli değil. Katılımcı, farklılıkları sorun etmeyen, öncelikler konusunda uzlaşma becerisi gösterebilen olgun bir siyasal kültürün sergilenmesi, asıl bu noktada olacak.
Diğer bir nokta da, 2019 seçimlerine kadar “Hayır” cephesinin AK Parti iktidarının uygulamalarına karşı ne tür bir mücadele hattı izleyeceği.
Referandumun tartışmalı sonuçları ve OHAL uygulamaları nedeniyle iktidara karşı mücadeleyi salt sokağa indirgeyen, haklı olmayı ve meşruiyet hassasiyetini umursamayan, iktidardan kaynaklanan her olaydan yeni “Gezi Direnişleri” çıkarma arayışında olan bir zihniyet, hiç şüphesiz “Hayır” cephesinin her kesimden seçmenler arasında büyümesini zora sokacaktır. Bu bakımdan 2019’a giderken, geride bıraktığımız dönemin deneylerinden hareketle muhalefetin haklılık ve meşruiyet zemininde mücadelesini büyütmeye, güç toplamaya ve seçmen desteği kazanmaya özen göstermesini bekleyebiliriz. En azından CHP, HDP, SP, Akşener ve arkadaşları referandum döneminde bunun yeterince farkındaydılar.
Özetle, bu aydın girişimi önümüzdeki iki yılın dikkatle takip edilmesi gereken sivil siyasal aktörleri arasında yer alacak gibi görünüyor.
* * *
Bir kitap: Ufuk Uras, Velhasıl
Değerli arkadaşım, 23. Dönem İstanbul milletvekili, ÖDP kurucu genel başkanı Ufuk Uras’ın, hayatını, akademik çalışmalarını ve siyasal faaliyetlerini ele aldığı otobiyografisi geçtiğimiz günlerde Doğan Kitap yayınları arasında çıktı.
Solda anı yazımı kısmen mevcut olmakla beraber, otobiyografi yazımı daha sınırlı. Ufuk Uras’ın otobiyografisi özellikle 12 Eylül darbesi sonrasının düşünsel, siyasal ve sendikal hayatının sol ve sosyalistler açısından ele alınmasında birinci elden bir kaynak özelliği taşıyor ve tarihe önemli notlar düşüyor.
Özellikle Sosyalist Sol’un hem zihinsel evrenini anlamamıza, hem de örgütsel dünyasını ve tarihten gelen açmazlarını görmemize ciddi katkısı olacağına inanıyorum. Bu nedenle de siyasetle ve yakın tarihle ilgilenen okur ve dostlarıma tavsiye ederim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.11.2023
19.08.2023
6.05.2023
28.04.2023
17.04.2023
29.03.2023
22.03.2023
9.03.2023
15.11.2022
9.09.2022