Elif ÇAKIR
Bir vatandaşın mahkemelere işi düştüğünde adil bir şekilde yargılanacağından şüphe duymayacağı bir yargı.
Bırakın halkın mahkemelere güven duymasını, Türkiye öyle bir süreçten geçti ki üç yıl öncesinde, topluma adalet dağıtması gereken yargıçlarının güven duymadığı bir yargı kurumu vardı. Yargıçlarını mağdur eden, yargıçlarını “adalet istiyoruz” diye yollara düşüren bir kuruma dönüşmüştü.
FETÖ’nün devletten tasfiyesi sürecinin başlamasıyla birlikte büyük ölçüde bu sapkın yapının ele geçirmiş olduğu yargı kurumunun yeniden adalet dağıtan bir kuruma dönüşmesi ümidi ortaya çıktı. Ne var ki bunun tamamen gerçekleşmiş olduğunu söyleyebilecek durumda değiliz maalesef.
Her ne kadar hükümet yetkilileri “Türk yargısının Avrupa ve Amerika yargılarından daha fazla hukuka bağlı ve adil” olduğunu söylese de “hukuk devleti”, “adalet” gibi kavramlara zarar veren hadiselerin hâlâ yaşanmaya devam ettiği ortada. (Bekir Bozdağ, 5 Eylül 2017)
Çünkü, gerçekler hükümet yetkilisi ne diyorsa öyle olmuyor. Mesela, ByLock mağduriyetleri ortada. Mesela, FETÖ davasını yürüten savcılar, hakimler ByLock gibi FETÖ’nün en bariz, en güçlü delili hakkında neden bir araştırma, bir soruşturma yaptırmadılar. “Tek delildir” dedikleri ByLock’tan binlerce mağduriyetin oluşmasına nasıl imkan tanıdılar?
Mesela, kamuoyu tarafından bilinen, güvenilen isimler bu yapıyla uzaktan yakından alakası olmadığı halde “FETÖ” iddiasıyla tutuklanabiliyorlar.
Nasıl bu durumda Türk yargısı Avrupa’dan, ABD’den daha iyi durumda olabiliyor? Cumhuriyet Davası iddianamesindeki çelişkiler, tutarsızlıklar gün yüzü gibi ortada. Büyükada Davası malum. Yer yerinden oynatıldı, Türkiye’yi kaosa sürükleyecekler, darbe yapacaklardı diye tutuklanan isimler beraat etti. Dava fos çıktı.
Öyle görünüyor ki, yargı içinde yine aynı FETÖ’nün yargı yapılanmasına benzeyen birileri kendilerine “alan açma” operasyonları ile ilerliyor.
FETÖ davalarında öyle şeyler oluyor ki, ancak FETÖ’cü hakimler bu davalara baksalar bu kadarını yapabilirlerdi dedirtiyor insana.
Mesela... Birol Erdem’in önceki gün duruşması vardı. Hani Odatv’nin ısrarla çarpıtarak “Davutoğlu’nun adamı” dediği Adalet Bakanlığı müsteşarı. Hatırladınız mı?
3 Haziran 2017 tarihinde FETÖ davası kapsamında eşi ile birlikte gözaltına alındı.
15 günün sonunda Birol Erdem tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi, eşi Gülümser Hanım hala tutuklu.
***
Birol Erdem, 78 sayfadan oluşan savunmasıyla birlikte mahkeme karşısına çıktı. Mahkeme karşısına çıktı ancak mahkeme karşısına çıkana kadarki yürüyen hiçbir süreç hukuki olarak ilerlemedi.
Mahkemede Erdem’in savunmasını yarıda kestirerek “görevsizlik” gerekçesi ile dosyasını Yargıtay 9. Daire’ye gönderdi.
Mahkemenin öyle medyada yazdığı gibi “sıradışı bir karar” falan verdiği yok. Hukuk neyi gerektiriyorsa onu yaptı mahkeme.
Zira Ankara Adliyesi’nin Birol Erdem’i yargılama yetkisi yoktu.
Birol Erdem, Adalet Bakanı Müsteşarı olması hasebiyle aynı zamanda kanuni olarak HSYK üyesiydi.
Ağır cezayı gerektirmeyen, suç üstü olmayan durumlarda HSYK üyeleri Anayasa gereğince, önce HSYK tarafından soruşturulur ve yargılamayı gerektirecek deliller varsa yargılama iznini verir.
Sonra... Sonra şu olur: Eğer, “görevle” ilgili suç ise dosyasını Yüce Divan’a değil, kişisel suç ise Yargıtay 9. Daire’ye gönderir.
Ankara Adliyesi başından itibaren hiçbir şekilde Birol Erdem’in dosyasını kabul etmemesi ve hakkında iddianame hazırlamaması gerekiyordu. Yetkisi yoktu.
Nitekim önceki gün bir kez daha Birol Erdem ve avukatının yaptığı itiraz üzerine, mahkeme ‘görevsizlik’ kararı aldı.
Şimdi süreç sil baştan başlayacak. Yani Ankara Adliyesi’nin hazırladığı ve kabul ettiği iddianame bu durumda büyük ihtimalle çöp olacak.
Birol Erdem’in savunmasında söylediği şu sözleri AK Parti hükümeti ciddiye almalı: “Altın çağını yaşadığı söylenen savcıların farklı hedefleri olduğu ortada. Şimdilik güçleri bana yetiyor. Ancak hedeflenen ben değilim. FETÖ’yü erken dönemde farkeden, FETÖ yapılanmasına karşı kanunlarla, yasalarla önlem almaya çalışan benim bugün FETÖ’cü olarak yargı önüne çıkmam manidardır.”
Yargının altın çağını yaşadığını kim söylüyordu sahi?
BİROL ERDEM DAVUTOĞLU'NUN ADAMI MI
Bu arada Birol Erdem’i Odatv’nin ısrarla çarpıtarak “Davutoğlu’nun adamı” olarak sunma meselesine bir parantez açalım.
Ve soralım Odatv’ye: Birol Erdem nasıl Davutoğlu’nun adamı oluyormuş?
Birol Erdem, Bekir Bozdağ’ın Adalet Bakanı olması üzerine, müsteşarlık görevini 1 Ocak 2014’te Kenan İpek’e devretti. Ve teamül gereği de kadrosu Başbakanlık Müşavirliğine alındı. Peki bu tarihlerde Ahmet Davutoğlu hangi görevde? Dışişleri Bakanı.
Dışişleri Bakanlarının, adalet bakanlığı müsteşarlarını başbakanlık kadrosuna geçişini sağlayan imza yetkisi mi var?
Kim o dönemde başbakan?
Davutoğlu’nun o tarihlerde başbakan olup olmayacağı belli bile değil.
2014 yerel seçimleri yapılmamış, Türkiye bir kaosun ortasından geçiyor.
Soralım bakalım, Erdem nasıl Davutoğlu’nun atadığı müşavir oluyor, adamı oluyor?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024