Etyen MAHÇUPYAN
Haziran Genel Seçimi’ne giderken AKP’nin egemen stratejisi HDP’nin baraj altı kalacağı durumda yeniden tek başına iktidar olmaktı. Umarız PKK’nın ateşkesi bitirdiği şu ortamda AKP’liler geriye baktıklarında bunun epeyce kısa vadeli bir bakış olduğunu ve eğer başarılı olsaydı partiyi çok kötü bir duruma sürükleyeceğini idrak ediyorlardır. Çünkü HDP’nin baraj altında kaldığı bir ortam aynı zamanda AKP’nin yönetemeyeceği bir Türkiye anlamına gelecekti.
PKK ateşkesi bitirmemiş, Çözüm Süreci devam etmiş olsaydı bile bu politikanın bütün yük ve sorumluluğu iktidarın üzerine yıkılacak ve hükümet Meclis’te hiç destek bulamayacaktı. Ayrıca Kürt toplumunun talep çıtası yükselecek, reformlar yetmeyecek, AKP tabanındaki Kürtler nezdinde meşruiyet zaafı yaşayacak, bir temsil krizi ile karşılaşılacak, bölgedeki psikoloji ile başa çıkılamayacak, hükümetin iyi niyetle atacağı her adım geri tepecek ve Türkiye yönetilemezliğin eşiğine gelebilecekti.
Buna ilaveten HDP tümüyle Kandil’in uzantısına dönüşecek, Kandil veya Kandil’in ‘bir bölümü’ sokağı kışkırtacak ve parti de sokak eylemlerinin parçası olma zorunda bırakılacaktı. Bunun sonucunda HDP hızla ‘gayrı Türkiyelileşecek’, AKP’nin Kürt kesimiyle diyalogu ve toplumsal teması asgariye inecek, Kürt coğrafyası kimlik siyasetinin ve ayrılıkçılığın pençesine düşebilecekti.
Dış politikada ise Türkiye aşırı baskı altına alınma tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktı. IŞİD bir tarafta dururken, konuşulamayan, ancak ABD üzerinden ilişki kurulan ve hatta muhtemelen savaşmak zorunda kalınacak olan bir Kürt ulusal yayılması ile komşu olunacak ve Türkiye hem yalnızlaşacak, hem de onu yalnızlaştırma peşinde olanların ekmeğine yağ sürecekti.
Kısacası Çözüm Süreci hayatiyetini korurken HDP’nin barajı geçmemesi halinde AKP iktidarının kendisini bir kaygan zeminde bulması kaçınılmazdı. Bu durumda askerin yeniden ‘boşlukları doldurma’ stratejisini öne çıkarması, ‘doğal ihtiyaçlar’ sonucu OHAL dünyasına dönülmesi, valiler üzerindeki komutan baskısının tepe yapması şaşırtıcı olmazdı.
Bugün sonuçlar açısından neredeyse aynı noktada olduğumuzu öne sürebilirsiniz…
Yukarıdaki senaryo bire bir tekrarlanıyor. HDP barajı geçti ama Çözüm Süreci donduruldu ve biz yine bu vahim tablo ile karşı karşıyayız. Ne var ki iki durum arasında temel bir fark var. Soru Kürt meselesi bağlamında geldiğimiz dönemeçte meşruiyetin kaynağının ne olduğudur. Söz konusu ölçüt ateşkese bağlı kalmaktan ibaret… Çünkü artık silahsız ortamda siyasetle elde edilemeyecek bir hak yok. Eğer HDP Meclis dışı kalsaydı, AKP Çözüm Süreci’ne sahip çıktığını söylese bile ateşkesin ihlalinin sorumluluğunu taşımak zorunda kalacaktı. Oysa şimdi Çözüm Süreci’ni kenara koyduğunu deklare etse bile ateşkes ihlalinin sorumluluğu PKK’da. Çünkü Çözüm Süreci için ateşkes gerekli koşul ama tersi geçerli değil. Çözüm Süreci siyaset alanının konusuyken, ateşkes siyaset imkanını yaratan durum…
Kısacası ‘kader’ AKP’nin meşruiyet zeminini zedelemeden bir siyasi geri adım atmasına imkan tanımış oldu. PKK ise siyaset imkanını yakalamışken kendi meşruiyet zeminini ortadan kaldıran bir hamle yaptı…
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023