Fehmi KORU
Şöyle bir seçim sonrası senaryosu üzerinde kafa yoralım: İktidar cephesi sandıktan en çok milletvekilini çıkarsın, ancak parlamentoda hükümeti kuracak çoğunluğa sahip olamasın. Hükümetin kurulması ve iktidar cephesinin yine iktidarda kalması lazım. Böyle bir durumda seçim öncesinden başlayıp kampanyanın bütününde dışlanmış bir veya birden fazla partiyle koalisyon pazarlığı yapılır mı?
Bu varsayımsal akıl yürütmeyi Türkiye’de yapılacak ilk seçimle ilgili sandıysanız yanıldınız.
İsrail’de önceki gün yapılan iki yıl içindeki dördüncü seçimden yine hükümet kuracak bir çoğunluk çıkmadı. Ülkenin en uzun süreli başbakanı olma rekorunun sahibi Benjamin Netanyahu’nun partisi Likud en çok milletvekili çıkarmayı yine başardı, ama milletvekili sayısı yeterli değil.
120 üyeli ve tek başına iktidar olabilmek için 61 sandalye gereken İsrail parlamentosu Knesset’te yalnızca 30 milletvekili ile temsil edilecek Likud. Eksiğini geleneksel iktidar ortakları olan ülkenin ‘dinci’ partileriyle kapatmaya çalışacak. O tanıma uyan üç parti bu seçimde toplam 22 milletvekili çıkardı. Niyeti tam bilinmeyen ‘sağcı’ Yamina Partisi de çıkardığı anlaşılan yedi milletvekiliyle destek verse bile sayı (59) yine de yetmiyor.
Koalisyon pazarlıklarında destekçi partilerin fire vermesi de söz konusu olabiliyor. 3-5 milletvekilli bir partinin daha desteğine ihtiyacı olacak iktidar cephesinin…
İşte varsayımsal akıl yürütürken sürekli dışlanan bir partinin desteği senaryosuna yer vermem bu tablo yüzünden…
Netanyahu’nun vaadi: İsteyeni Mekke’ye götürecek
Kampanyası sırasında katıldığı bir TV programında Netanyahu’nun “Sizlere Tel Aviv’den Mekke’ye doğrudan uçuşlar başlatmayı vaat ediyorum” sözü verdiğini Jerusalem Post gazetesinde okuyunca çok şaşırmıştım.
[Vaatte ‘Mekke’ deniliyor, fakat herhalde kast edilen Mekke’ye en yakın havalanının bulunduğu Cidde kenti olmalı.]
Netanyahu ABD’yi devreye sokarak etrafındaki bazı Arap ülkeleriyle ‘İbrahim Akdi’ adını verdiği bir yakınlaşma hamlesi başlatmıştı. Mısır ve Ürdün’den sonra dört Arap ülkesiyle daha diplomatik ilişki kurabildi. Beşinci ülkenin Suudi Arabistan olması bekleniyor.
Önceleri “Tel Aviv’den Mekke’ye uçak seferi müjdesi” Suudi Arabistan ile yakınlaşma beklentisine bağlandı. Şimdi ise daha farklı değerlendiriliyor. Netanyahu sandıktan iktidar olmasına yetecek sayıda milletvekili çıkaramazsa sarılacağı formül olarak yeni kurulan ve Birleşik Arap Cephesi adıyla katıldığı ilk seçimde yüzde 3.25 olan barajı aşmayı başaran partiye gözünü dikmişe benziyor.
“Mekke’ye uçak seferi” vaadi İsrail vatandaşı Araplara ve dört milletvekili çıkarması beklenen o partiye atılan bir buket sanki.
Evet, İsrail’in Arap vatandaşları ve Knesset’te milletvekilleriyle temsil edilen Arap partileri var. İsrail’in sınırları içerisine kattığı ve vatandaşlık verdiği Arap topraklarında yaşayan Araplar siyaseten aktif ve her seçimde Knesset’te temsil hakkı kazanıyorlar.
[İsrail zaten bu yüzden işgal ettiği daha geniş toprakları sınırları içerisine katmıyor; o adımı atsa Arapların nüfus artış hızıyla fazla uzak olmayan gelecekte nüfusunun yarıdan fazlasını teşkil etme ihtimali var. İşgali ilhaka çevirmek yerine Yahudi yerleşim merkezleriyle Arap nüfusu sıkıştırmayı yeğliyor.]
Netanyahu Arapları koalisyona alabilir (mi?)

Yeni Arap partisi UAL (İsrail’de ‘Ra’am’ adıyla da biliniyor) Netanyahu ve partisi Likud tarafından sürekli dışlanmaktaydı. Yerleşim yerlerinde yaşayan radikallerin oylarını alabilmek için Ra’am karşıtı propagandalar yürüttü Netanyahu.
Ra’am ise, lideri Mansour Abbas’ın diliyle, Netanyahu konusunda nötr olduğunu, ilkelerini uygulama fırsatı verecek her koalisyon formülünde yer alabileceğini açıklamıştı.
Eksiğini Ra’am ile tamamlamayı düşünebilir Netanyahu.
Tabii, geleneksel olarak iktidar cephesinde yer alan radikal üyelere sahip ‘dinci’ partileri ikna edebilirse.
Düşüncesini hayata geçirmeye kalkar, itiraz edebilecekleri iknayı başarır ve Ra’am ile hükümet oluşturursa ortaya gerçekten garip bir koalisyon çıkabilir İsrail’de.
[Bu yazıda büyük çapta Amerikan Washington Post gazetesinde seçim sonrasında Henry Olsen imzasıyla çıkan yazıdan yararlandım.]
Yalancıdır hep aynalar
Jerusalem Post ile birlikte her gün göz attığım İsrail’de çıkan ve iktidarla ilgili politik tavrını bizdeki Karar’a benzettiğim seviyeli Haaretz gazetesi seçimin ertesi günü ilginç bir mülakata yer verdi. Amerikan Duke Üniversitesi hocalarından ekonomist Prof. Dan Ariely ile seçmen davranışları üzerine konuşmuş gazete. Tam sayfa mülakatın başlığı ilgimi çekti: “Yalancı bir lidere oy vermenin de cazibesi var.”
Orada doğduğu için İsrail’i iyi tanıyan Prof. Ariely seçmenlerin mantıklı davrandıklarını söyleyemiyor. Standart ekonomik teoriye göre mantıklı seçmen yok; mantık, oy kullanmak yerine, evde oturmayı gerektirir çünkü. Ekonomistlere göre tek oyla değişiklik sağlamak mümkün değil; bir daha uğramayacağın lokantalarda garsona bahşiş bırakmaktan farksız bir davranış oy kullanmak.
Politikacıların sloganlarla toplumu çılgınca kamplara ayırarak sonuç almaya çalıştıklarını söylüyor Prof. Ariely.
ABD’de seçmenlerin Donald Trump’a yaklaşımını araştırmışlar. Haaretz’in “Netanyahu yolsuzluktan yargılanıyor, üstelik söylediklerinin gerçek olmadığı hemen ortaya çıkan biri; seçmen böyle birine nasıl oy veriyor?” sorusuna o araştırmayı hatırlatarak cevap veriyor:
“Halk ona (Trump’a) baktığında olumsuz yönlerini görüyor, ama iş becerme özelliğini de fark ediyor. ‘Bu adam beklentilerimizi karşılayabilir. Politika zaten iğrenç bir şey. Çılgınca şeyler yapmaya hazır bir gerilla savaşçısı lazım bize’ diye düşünüyor insanlar. Politikada yalancı bir lidere oy vermenin bir cazibesi var. Sorun, uzun vadede ödenen bedeldir. Gerçeğin önemini yitirdiği bir politik ortamda kimseye inanılamaz. (..) Eğer herkes aynı yönteme (yalana) başvurursa vatandaş ne yapsın? Kime inansın? (..) ABD’de Demokratlar Trump için ‘Yalancı o’ dediler, Cumhuriyetçiler ise ‘Ama iş yapıyor, becerikli’ diye düşündüler.”
Ariely mülakatını okuyunca Netanyahu’nun seçim kampanyası boyunca dışlayıp durduğu Arap partisi Ra’am ile pekala koalisyon ortaklığı kurabileceğini, Ra’am’ın da davet gelirse olumlu cevap verebileceğini düşünmeye başladım.
Prof. Dan Ariely’nin mülakatta sözünü ettiği birkaç araştırmasının peşine düşeceğim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025