İhsan DAĞI
Gezi Parkı olaylarından bu yana Kürt siyasal hareketinin iktidara verdiği destek dikkat çekiyor. AKP ile PKK-BDP arasında ilginç bir ‘paralel söylem’ gelişmiş durumda.
En son BDP milletvekili Sırrı Sakık, ‘Bütün yolsuzlukların üzerine gidilsin ama çok da umurumuzda değil’ deyiverdi. Öcalan da Bayık da hükümetin dilini konuşuyorlar. KCK’dan Bese Hozat ‘Ermeni ve Rum lobileri de paralel devlet’ diyerek devlete destek telaşını absürdüte seviyesine çıkardı.
PKK ve BDP, son dönemde bazı kritik konularda AKP’ye neden destek veriyor?
Hükümetin Öcalan’la yürüttüğü müzakerelerin devam etmesini sağlama arzusu ilk akla gelen neden. BDP ‘barış süreci’nin kesilmesini istemiyor ve bunun şartının AKP’nin iktidarda kalması olduğunu düşünüyor. Gezi gösterilerini de yolsuzluk operasyonlarını da ‘aslında çözüm sürecine karşı’ girişimler olarak niteleyenler AKP’siz çözüm süreci olamayacağını, dolayısıyla AKP’yi zayıflatacak her girişimin çözüm sürecini de tehdit ettiğini varsayıyorlar.
Kürt sorununa duyarlı pek çok kişi, sorunun çözümünün ‘daha çok demokrasi, daha çok özgürlük ve çoğulculuk’tan geçtiğini söylüyorlar, ki haklılar. Peki, Gezi’den beri her krizde biraz daha otoriterleşen, kendi yaptığı demokratikleşme reformlarını bile geri çevirmekten kaçınmayan, eski model ulusalcı komplo teorilerine savrulan bir AKP, Kürt sorununu nasıl ‘daha çok demokrasi, daha çok özgürlük ve çoğulculuk’la çözebilecek? Mevcut eğilim devam ederse geriye bunlardan bir şey kalacak mı ki? Otoriterleşen bir Türkiye’de Kürtler özgür olabilecek mi?
Demokrasisiz, hukuksuz, zorba bir devlet Kürt sorununu çözecek, öyle mi? Ya Kürt siyasal hareketi saf ya da başka bir stratejik akıl işliyor.
Bu aşamadan sonra demokrasisi, hukuk devleti, insan hakları, dünyayla ilişkileri duvara çarpan, otoriter ve baskıcı bir Türkiye’de Kürtleri kimsenin tutamayacağı belli. PKK-BDP Türkiye’nin duvara çarpmasını mı bekliyor? Rojava’da yönetimini kuran, Türkiye’de siyasal ve silahlı örgütünü muhafaza eden PKK-BDP otoriterleşen bir Türkiye’ye karşı isyan bayrağını açtığında bu isyanın artık bütün dünya tarafından ‘meşru’ görüleceğini ve destek bulacağını mı düşünüyor? Derin bir kriz anında ‘çıkış hakkı’nı kullanabileceğini mi hesap ediyor?
Umarım bu ülkede Türklerin ve Kürtlerin aynı gemide olduğu unutulmuyordur. Yıllardır devlete yerleşen ‘Kürtler için iyi olan her şey Türkler için kötüdür’ mantığı nasıl yanlışsa, ‘Türkler için kötü olan her şey Kürtler için fırsattır’ anlayışı da o kadar rezildir. Otoriterleşen bir Türkiye’nin kurbanları sadece Türkler değil, Kürtler de olacak...
Geçen hafta T24’te yazan Nuray Mert, Kürt, demokratikleşme ve çözüm sürecinin iktidar partisi tarafından ‘rehin’ alındığını belirtip Kürt siyasal hareketine önemli sorular yöneltiyordu. İktidar partisinin, ‘Daha da güçlü olmalıyım ki, demokratikleşme sürecini yürütebileyim’ şantajı bugüne kadar ‘başarılı’ oldu... Bu oyuna daha fazla devam etmek, gerçek bir felakete yelken açmak olacak... Öcalan, iktidarı demokratikleşmeye zorlamak için siyasi krizi bir fırsata dönüştürmek gerektiğini düşünüyor ve ona göre tavır takınıyor... Ancak iktidarın demokrasi sicili bir yana, son olarak yargıyı doğrudan kendine bağlama gayreti içinde bir anlayış, nasıl ve ne zaman demokratikleşmeye zorlanacak belli değil... Büyük strateji ise şu: Güya eli daha da güçlenen iktidar, milliyetçi baskıları bertaraf edip, Kürtlerin özgürlüğünün yolunu açacak. Mesela, yargıyı doğrudan kendine bağlayıp, hapishaneleri boşaltacak. Söyleyin Allah aşkına, böylesi bir ‘çözüm’, çözüm olabilir mi?.. Bir ülkeyi otoriterleşme üzerinden derin bir krize sürükleyen bir siyasi aktör, bu saatten sonra barışın, çözümün aktörü olabilir mi?’
PKK’nın ‘düşmanları’nı yiyerek canavarlaşan devlet açlığa tahammül edemez, yiyecek yeni kurbanlar bulmakta da zorlanmaz...
Yazarlar
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.01.2025
10.05.2024
11.04.2024
8.04.2024
3.01.2024
25.12.2023
13.12.2023
16.10.2023
9.10.2023
17.06.2023