Kurtuluş TAYİZ
Ankara’daki politikacıları bazen göğsünü yumruklayarak güç gösterisi yapan gorillere benzetiyorum. Kof demeçlerle bir yandan kamuoyunu uyutmaya, diğer yandan da sınır ötesini korkutmaya çalışıyorlar. İşin kötü tarafı bu politikacıların bir de kendilerini etkileyici bulmaları.
Başbakan Erdoğan’ın Suriye’nin Kürt bölgesindeki gelişmelerle ilgili olarak ikide bir “Buna müsaade etmeyiz”, “kimseye eyvallah demeyiz” diyen çıkışları ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Erbil ziyareti sonrası “Barzani mesajımızı aldı” açıklaması, bana anlattığım türden akıldan yoksun, ilkel ve hamasi demeçler gibi geliyor. Bu kabadayı hâlleri, şişinip durmalar sanırım hükümetin de kendisini kurtaramadığı ve bir türlü vazgeçemediği Türklere özgü geleneksel bir iç politika ağzı.
Oysa Suriye’deki gelişmelerle ilgili kâbus görmeye gerek yok. Arap Baharı’nın başladığı ilk günlerde, dünyayla birlikte Ankara’nın da paylaştığı o ilk devrim heyecanına geri dönmek yeter. Tunus, Libya, Mısır, Ürdün, Bahreyn, Cezayir ve Yemen’deki gelişmeleri sevinçle karşılayan Ankara’nın, bu duygularını Suriye halkından da sakınmaması lazım. Nihayetinde orada olup biten de bir devrim; orada bir yandan Esed rejimi yıkılıyor, diğer yandan da yeni Suriye’nin temelleri atılıyor. “Varlık” bile sayılmayan Kürtlerin, birden bire kendilerini keşfetmeleri, kendilerini yönetmeye aday olmaları, Suriye’deki değişimin bir sonucu.
Geçen yüzyıl Kürtlere acımasız davrandı; cetvelle çizilen haritalar neredeyse aileleri bile tel örgü ve mayınlarla birbirinden ayırdı, farklı ülkelerin sınırlarına hapsetti. Bu yüz yıl ise sanki kendisini Kürtlere bağışlatmak niyetinde, onlara yeni fırsatlar sunuyor.
Ankara’nın Kürt politikası aslında pek o kadar katı değil; AKP içeride milliyetçi ama dışarıda rasyonel bir politika izliyor. Eski Ankara’nın aksine şimdiki iktidar Irak’taki Kürtlerle dostane bir ilişki kurdu. Bugünkü iktidarın Barzani’nin bağımsız devlet ilanına pek karşı olduklarını da sanmıyorum. Ama Irak’tan sonra Suriye’deki Kürtlerin kendi bölgelerinde yönetimi fiili olarak üstlenmelerinin Ankara’yı endişelendirdiği de bir gerçek. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, Barzani’yi “uyarmak” için Erbil’e gitmesi, Suriye’de özerk bir Kürt yönetiminin ortaya çıkmasından duyulan korkuyla ilgili. PKK’ya yakın PYD’nin (Demokratik Birlik Partisi) sınırımıza yerleştiği ve terör tehdidinin arttığı yönündeki bir dizi dış politika iddiası ise bence sadece bu gerçeği gizlemeye dönük bir argüman. Asıl mesele Ankara’nın Kürt varlığından duyduğu korku. Bölge ve dünya değişiyor, hemen bizi çevreleyen yanı başımızdaki ülkeler de öyle. Peki ya Ankara bu değişimin farkında mı? Bence iktidarın sorunu bu değişime hazırlıklı olmaması.
Kürt sorununu çözemeyen siyasal iktidar içeride daralmış durumda. Bu sorun karşısında daha sinirli ve daha agresif tutumlar geliştiriyor. Daha fazla milliyetçi-devletçi oluyor. Otoriterleşen Ankara’nın bu durumu dış politikayı da sınırlıyor. İktidar bu açmazdan kurtulamazsa Türkiye’deki Kürtler kadar Irak, Suriye ve İran’daki Kürtlerin de tepkisini üzerine çekecektir. Ankara işe Kürtlere karşı düşmanca bir politika izlediği yönünde oluşan algıyı ortadan kaldırmaya çalışarak başlamalı. Bunun için de Suriye’deki muhaliflerle kurulan ilişki kadar olmasa bile Kürt gruplarla da diyalog kurmalı.
Ankara’nın Suriye’deki Kürtlerle arasına koyduğu mesafeden Irak’taki Kürtler de rahatsız. Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Erbil ziyaretini değerlendiren Barzani’ye yakın çevreler, “Barzani mesajı aldı” açıklamalarına tepkili. Aslında her iki tarafın da gerekli mesajı aldığı söyleniyor. Bunu anlamak için de Davutoğlu-Barzani görüşmesinin ardından yayınlanan ortak bildiriyi işaret ediyorlar.
Bildiriye gözatıyorum: “Suriye’nin geleceği yalnızca Suriye halkının özgür iradesiyle belirlenebilir. Suriye’deki tüm vatandaşların eşit haklar ve özgürlüklerden faydalanacağı, demokratik, özgür ve çoğulcu Suriye için ve Suriye halkının meşru taleplerinin yerine getirilmesine destek vermek için işbirliği yapmaya ve çabaları eşgüdüm halinde yürütme noktasında görüş birliğine varıldı.”
Barzani tarafınca bu ortak bildiri şöyle yorumlanıyor: “Ankara, Suriye’nin bir parçası olan Kürtlerin kendilerini nasıl yöneteceğine karşı çıkmayacağını deklare etti. Suriye için özerk ve veya federal sistemi kabul etti.”
İlk başta biraz abartılı görünüyor. Ama bölgenin gerçekleri sonunda Ankara’yı bu noktaya getirecektir. Ki doğru olan da bence bu; Suriye’deki Kürtlerin kendilerini nasıl yöneteceğine birlikte yaşadıkları diğer gruplarla nasıl bir bağ kuracaklarına önce kendileri karar vermeli, Ankara değil.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019