Markar ESAYAN

Exodus...
3.03.2013
3052

 Geçen hafta içinde bizim gazetede de yer alan haber beni adeta can evimden vurdu. Almanya’da yapılan bir araştırmaya göre, karamsarlar daha uzun yaşıyordu. Bilim insanları yaptıkları araştırma sonucunda büyük iyimserliklerin yüksek oranda hastalık ve ölüm riskine yol açtığını tesbit etmişti. Özellikle gelecekle ilgili beklentilerini yüksek tutan yaşlı hastalarda ölüm riski yüzde on artmıştı. Diğer bir sonuca göre, kötümserlik yaşla birlikte artıyordu. Gençler oldukça iyimser, orta yaşlılar gerçekçi, yaşlılar ise kötümserliğe daha yatkındılar. Kişi geleceği konusunda ne kadar kötümserse, sağlığı ve geliri o kadar istikrarlı oluyordu.

İlk şaşkınlığım geçince üzerinde düşündüm bu konunun. Karamsarlık, gerçekçilik ve onunla sık karışan kötümserliğin nedenlerini bir kez daha gözden geçirdim. Sonucun böyle çıkması, eylemin doğru olduğu anlamına gelir mi diye sordum kendime? İhtiyatlı olmak ile karamsarlık arasındaki farkları da koydum önüme. Araştırma doğru veya yanlış olabilir ama denek sayısı kadar bir gerçeği ifade ediyordu. Yani bizlerde de bir karşılığı vardı.

Karamsarlığın temkinli olmak durumu ile, yani daha az karar verme, varolan durumu koruma ile karıştırılabileceğini düşündüm. Gençken bir şeyler yapmak durumundayız, hamleye ihtiyacımız var. Tam da bu yüzden bir şeylere sahip olabiliyor ve kendimizi geliştiriyoruz. Yaşlandıkça bunları koruma ve yaşlılığımızı iyi yaşama endişesinin öne çıkması çok normal.

Ama hayatın amacı nedir? Daha uzun yaşamak mı, yoksa yaşadığın hayattan ve kendinden memnun olmak mı? Ya da istikrar mı? Memnuniyetsizliğin istikrarlı hâle gelmesi mi? Diyelim ki bir oyuğunuz var, o oyukta güvende hissediyorsunuz kendinizi. Ama o oyukta olmaktan mutlu değilsiniz. Depresif ve kaygılı hâlleriniz var. Zaman zaman oradan fırlayıp çıkmak istiyorsunuz, ama riskleri hesaplayarak hep geri duruyorsunuz. Bu geri durma durumu sizi daha da depresif hâle getiriyor. Geri durdukça enerjiniz azalıyor, kendine güveniniz törpüleniyor. Gittikçe bir kontrol delisi hâline geliyorsunuz.

Araştırmanın ortaya koyduğu “dışarı çıkma” riski yüzde on. Bana göre düşük bir oran. Yüzde doksanlık bir memnuniyetsizliği yüzde onluk bir riske tercih etmek çok da çılgınca değil. Üstelik iyi bir planlama ve yönetimle, aceleci ve panikle hareket etmeden değişimin şansını arttırma kabiliyetine de sahibiz. Diyelim ki işinizi değiştireceksiniz. Çok mutsuzsunuz. Ama cesaret edemiyorsunuz. Ya aç açıkta kalır ve rezil olursanız? Bir hayat boyu kazandığınız saygınlık ve birikiminiz çar-çur olursa?

Bunlar haklı kaygılar. Öyle maceraya atılır gibi, saman alevi gibi parlayıp sönen arzularla radikal kararlar almak olmaz. Hem gerçekten oyuğunuzda mutsuz musunuz, gelip geçici sıkıntıları mı büyütüyorsunuz? Yani gerçekçi bir durum tesbitine ihtiyacınız var.

Aklıma İsrailoğulları’nın Mısır’dan çıkış hikâyesi geliyor. Mısır’da firavununun idaresi altındaydılar. Hz. Yusuf’un güzel günleri geride kalmıştı. Köle olarak, aşağılanma ve ağır şartlar altında yaşıyorlardı ama, bunun karşılığında bir evleri ve az da olsa yiyecekleri vardı. Musa’nın önderliğinde çöle çıktıklarında, hemen sızlanmalar başladı. Çünkü artık özgürdüler. Özgürlüğün bedeli ise günübirlik yaşamak, belirsizlikleri göğüslemek ve yeni bir düzen kurmanın talep ettiği zorlu çabaydı. Sık sık Musa’ya başkaldırdılar. “Mısır’da hiç olmazsa doyuyorduk” dediler. Eski tanrılarına dönerek altın buzağıya tapanlar oldu.

Ne kadar benzer bir insan durumu değil mi? Oyuk ve esaret, değişim ve özgürlük...

Belki biraz da hislere güvenmek gerekir. Bazen hissedersiniz; değişim zamanı gelmiştir. İşaretler çoğalır. “Hayat, hadi hadi” der. Bazen de ortaya çıkan riskler karşısında ölümüne direnip o pozisyonunuzu koruma içgüdüsüyle dolarsınız.

Her hâlükârda, yaşlılığımızda, bize lazım olan şey, aile, mal mülk olduğu kadar, o hayatın içimize ne kadar sinip sinmediği olacak. (Exodus: Çıkış.)


[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar