Markar ESAYAN
Geçen hafta içinde bizim gazetede de yer alan haber beni adeta can evimden vurdu. Almanya’da yapılan bir araştırmaya göre, karamsarlar daha uzun yaşıyordu. Bilim insanları yaptıkları araştırma sonucunda büyük iyimserliklerin yüksek oranda hastalık ve ölüm riskine yol açtığını tesbit etmişti. Özellikle gelecekle ilgili beklentilerini yüksek tutan yaşlı hastalarda ölüm riski yüzde on artmıştı. Diğer bir sonuca göre, kötümserlik yaşla birlikte artıyordu. Gençler oldukça iyimser, orta yaşlılar gerçekçi, yaşlılar ise kötümserliğe daha yatkındılar. Kişi geleceği konusunda ne kadar kötümserse, sağlığı ve geliri o kadar istikrarlı oluyordu.
İlk şaşkınlığım geçince üzerinde düşündüm bu konunun. Karamsarlık, gerçekçilik ve onunla sık karışan kötümserliğin nedenlerini bir kez daha gözden geçirdim. Sonucun böyle çıkması, eylemin doğru olduğu anlamına gelir mi diye sordum kendime? İhtiyatlı olmak ile karamsarlık arasındaki farkları da koydum önüme. Araştırma doğru veya yanlış olabilir ama denek sayısı kadar bir gerçeği ifade ediyordu. Yani bizlerde de bir karşılığı vardı.
Karamsarlığın temkinli olmak durumu ile, yani daha az karar verme, varolan durumu koruma ile karıştırılabileceğini düşündüm. Gençken bir şeyler yapmak durumundayız, hamleye ihtiyacımız var. Tam da bu yüzden bir şeylere sahip olabiliyor ve kendimizi geliştiriyoruz. Yaşlandıkça bunları koruma ve yaşlılığımızı iyi yaşama endişesinin öne çıkması çok normal.
Ama hayatın amacı nedir? Daha uzun yaşamak mı, yoksa yaşadığın hayattan ve kendinden memnun olmak mı? Ya da istikrar mı? Memnuniyetsizliğin istikrarlı hâle gelmesi mi? Diyelim ki bir oyuğunuz var, o oyukta güvende hissediyorsunuz kendinizi. Ama o oyukta olmaktan mutlu değilsiniz. Depresif ve kaygılı hâlleriniz var. Zaman zaman oradan fırlayıp çıkmak istiyorsunuz, ama riskleri hesaplayarak hep geri duruyorsunuz. Bu geri durma durumu sizi daha da depresif hâle getiriyor. Geri durdukça enerjiniz azalıyor, kendine güveniniz törpüleniyor. Gittikçe bir kontrol delisi hâline geliyorsunuz.
Araştırmanın ortaya koyduğu “dışarı çıkma” riski yüzde on. Bana göre düşük bir oran. Yüzde doksanlık bir memnuniyetsizliği yüzde onluk bir riske tercih etmek çok da çılgınca değil. Üstelik iyi bir planlama ve yönetimle, aceleci ve panikle hareket etmeden değişimin şansını arttırma kabiliyetine de sahibiz. Diyelim ki işinizi değiştireceksiniz. Çok mutsuzsunuz. Ama cesaret edemiyorsunuz. Ya aç açıkta kalır ve rezil olursanız? Bir hayat boyu kazandığınız saygınlık ve birikiminiz çar-çur olursa?
Bunlar haklı kaygılar. Öyle maceraya atılır gibi, saman alevi gibi parlayıp sönen arzularla radikal kararlar almak olmaz. Hem gerçekten oyuğunuzda mutsuz musunuz, gelip geçici sıkıntıları mı büyütüyorsunuz? Yani gerçekçi bir durum tesbitine ihtiyacınız var.
Aklıma İsrailoğulları’nın Mısır’dan çıkış hikâyesi geliyor. Mısır’da firavununun idaresi altındaydılar. Hz. Yusuf’un güzel günleri geride kalmıştı. Köle olarak, aşağılanma ve ağır şartlar altında yaşıyorlardı ama, bunun karşılığında bir evleri ve az da olsa yiyecekleri vardı. Musa’nın önderliğinde çöle çıktıklarında, hemen sızlanmalar başladı. Çünkü artık özgürdüler. Özgürlüğün bedeli ise günübirlik yaşamak, belirsizlikleri göğüslemek ve yeni bir düzen kurmanın talep ettiği zorlu çabaydı. Sık sık Musa’ya başkaldırdılar. “Mısır’da hiç olmazsa doyuyorduk” dediler. Eski tanrılarına dönerek altın buzağıya tapanlar oldu.
Ne kadar benzer bir insan durumu değil mi? Oyuk ve esaret, değişim ve özgürlük...
Belki biraz da hislere güvenmek gerekir. Bazen hissedersiniz; değişim zamanı gelmiştir. İşaretler çoğalır. “Hayat, hadi hadi” der. Bazen de ortaya çıkan riskler karşısında ölümüne direnip o pozisyonunuzu koruma içgüdüsüyle dolarsınız.
Her hâlükârda, yaşlılığımızda, bize lazım olan şey, aile, mal mülk olduğu kadar, o hayatın içimize ne kadar sinip sinmediği olacak. (Exodus: Çıkış.)
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019