M.Latif YILDIZ
Bayramlar, özellikle dinî bayramlar İslam dinine inanan, Kuran’a iman eden Müslümanlar için kutsal olaylar sonucu sevinç ve eğlence olarak kutlanan günlerdir. Ne yazık ki “nefret” ve “ırkçılık” yüzünden yaşanan şiddet, savaş ortamında ölen gençlerin, sivillerin bir yıldır yoğun olarak gelen tabutları yüzünden sevinç kalmadı, eğlenmek hayal oldu. İçimize “nefret” ve “ırkçılık” tohumları ekiliyor, ayrıştırılıyoruz.
Bu sebeple bu bayram yazımda bu iki konuyu inanç açısından ele almak istedim. Yazacaklarım ülkeyi yönetenlere bir yol gösterir, bir hatırlatma yapar mı bilemem. Kürdleri sürekli döven, ABD, Rusya, İsrail ve ABD karşısında hep nakavt olanlar; arka bahçeleri siyasi partiler ve de medyanın kulağına küpe olur inşallah. Kimse boynundan büyük laf etmemeli, özellikle “nefret” ve “ırkçılığın” iyi bir şey olmadığını görmelidir.
Bakınız dinimiz bunları nasıl izah ediyor.
NEFRET
“Nefret”in kelime anlamı bir başka kimsenin kötülüğünü, mutsuzluğunu istemeye yönelik duygudur, tiksinmektir. İslam dininde olmayan bir duygudur. Bir insanın başka bir insana karşı nefret hissetmesini ve ona kötülük yapmasını dinimiz kesinlikle yasaklar.
Kutsal kitabımız Kur’an’ı Kerim’de rahman ve rahim olan yüce Allah nefret yerine iyiliği, hoşgörüyü, güzelliği emreden din ve o dinin kitabıdır. Söz ve eylemleri ile insanlığa en güzel örnekleri sunan, yaşamı boyunca “Muhammed’ül emin” olarak gösterilen İslam dini rehberi ve elçisi Hz. Muhammed “nefret” yerine affetmeyi, iyiliği, güzelliği yaşamı boyunca fiil söylemleri ile başta biz Müslümanlara ve bütün insanlığa göstermiş, dikte etmiştir.
Nefret yani kin duymak yani kötülüğü istemek ancak fitneyi artırır. İslam âlimleri düşmanları için bile olsa kötülük isteyen kötülüğün ateşine odun taşır derler. Biz bugün ne yapıyoruz “din kardeşi” dediğimiz insanların şehirlerini yakıyoruz, yıkıyoruz, öldürüyoruz. Ve de bunları kin ve nefretle yapıyoruz. Diğer tarafta inanç, düşünce bakımından aynı görüşte olmadığımız ülkeler ile (en son İsrail ve Rusya) barışıyoruz. Ama aynı topraklarda 900 yıldır birlikte yaşadığımız Kürdlere bu hoşgörüyü göstermiyoruz. Dinimizin yasakladığı aşağılık “nefret” duygusundan sıyrılmadıkça biz asla huzur, mutluluk ve barışı bulamayız.
IRKÇILIK
“Irkçılık” tek cümleyle “farklılıkların güzelliğini yok eden en büyük tehlikedir”. Kur’anda ve bütün semavi dinlerin kitaplarında ilahi mesaj insanlığın ortak değeri “kardeşlik”, “barış” üzerinedir. Ne yazık ki coğrafyamızda kendisinden farklı olanlara karşı kendisini üstün gören ve bu üstün görmede aşırıya giden, kendinden olmayanı “insan” yerine koymayan sayısız örnekler vardır. Mesela aynı inançta olmalarına rağmen Türkiye, İran, Irak, Suriye’de Kürdlere yapılanlar.
Bu aşırılık beraberinde önce “nefreti”, sonra da “zulmü” getirmektedir. Oysa kutsal kitap Kur’an ve diğer semavi dinler açıkça buna dikkat çekerek karşı çıkmışlar. Örneğin Rum Suresi 22. Ayet’te der ki: “Göklerin ve yerin yaratılması ile dillerinizin ve renklerinizin ayrı olması, O’nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda, bilenler için gerçekten deliller vardır.” Görüldüğü gibi farklılıklar Allah’ın bilinçli bir şekilde özellikle var ettiği bir güzelliktir.
Yani insan hangi milletten, hangi soydan gelirse gelsin mensubu olduğu millet ya da soyun Allah katında değeri Allah’ın emirlerine bağlılıkla sorumludur. Kur’an’da “Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) O’na karşı sorumluluk bilinci en güçlü olanınızdır (takva). Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır” denmiştir.
Görüldüğü gibi hiçbir ırkın bir diğerine üstünlüğü yoktur. Kıyamet ve hesap günü geldiğinde, insanın hangi milletten, soydan geldiğinin değil, dünya hayatındayken hazırlayıp önden göndermiş olduğu hayra, barışa yönelik erdemli eylemlerin değeri olacaktır.
Nitekim Mü’minun Suresi 101-102 Ayetler’de der ki: “Ve sonra, (kıyamet) suru üflendiği zaman, o gün artık ne aralarındaki kan bağları (soy bağları) işe yarayacaktır ne de birbirlerine (olup biten hakkında) soru sorabileceklerdir. Ve (o gün, iyi eylem ve davranışları) tartıda ağır gelen kimseler; işte kurtuluşa erenler onlar olacaktır.”
Bu ilahi emre uymadığımız için çok acıdır yabancı ülkeler bize karşı olduğu kadar; kendi içimizde “Müslüman’ın Müslüman’a yaptığı” zulüm yüzünden “İslamofobi” baş gösterdi. Avrupa’ya giden Suriyeliler arasında kitleler hâlinde din değiştirmeye başladılar ki bu çok ama çok tehlikeli bir gelişmedir.
GELDİĞİMİZ NOKTA MI?
Sevgili Ahmet Altan’ın bir yazısında bir paragrafından alıntı yaparak buraya alıyor ve “bize bunları yaşatmaya hakkınız var mıydı” diyerek son noktayı koyuyorum:
“İçeride devlet çöktü, yargı diye bir şey kalmadı, yolsuzluk, tarihimizde görülmemiş ölçüde arttı, kendi şehirlerimizi bombalıyoruz, terör her yanda kol geziyor, derin devlet daha da derinleşerek hortladı, ekonomi her gün biraz daha geriye gidiyor, turizm durdu, ihracat ve sanayi geriledi, ülke kin ve öfkeyle gerildi, Ortadoğu’dan sille tokat kovulduk, Suriye’de en küçük bir söz hakkımız kalmadı, Avrupa Birliği hayalleri söndü, dünyanın gözünde IŞİD terörünün destekçisi olduk, medya battı, fikrini söyleyeni hapse atıyorlar, bizim burada yargılayamadığımız hırsızlar Amerika’da yargılanıyor, Türkiye’nin yöneticilerinin Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasından söz ediliyor, ülkenin cumhurbaşkanıyla ilgili dünya medyasında her gün alay eden yazılar çıkıyor, Türkiye’nin dünyanın hiçbir yerinde itibarı yok.”
HER ŞEYE RAĞMEN; çıkmaz canda umut var diyerek, İsrail ve Rusya ile barışan yöneticiler; Suriye ile gizli buluşarak kapı aralamaya çalışıyorlar. Dilerim “barış” girişimleri içe dönük de başlar: komşu Kürdler ile çember genişleyerek gerçekleşir ve huzuru yakalarız.
Hepinizin Bayramı kutlu olsun. Cejne gel Piroz dikim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.06.2021
7.09.2020
14.07.2019
13.07.2019
9.02.2019
26.11.2018
9.02.2018
10.04.2017
4.02.2016
6.02.2016