Sinan ÇİFTYÜREK
Yaşanan başarısız darbe girişiminin ardından yanıtı aranan birden fazla soru var. Darbeyi kim organize etti, arkasında hangi dinamikler var? Siyasal sonuçları ne/neler olur? Olay daha yeni, süreç içinde hem daha iyi anlayacağız hem yol açacağı sonuçlara daha net bakabileceğiz. Şimdilik birkaç açıdan irdeleyebiliriz.
I – “Zaferin bin babası var yenilgi öksüzdür”
Öncelikle yaşanan darbe girişimi bir “oyun” olduğu kanaatinde değiliz. İşin içerisinde Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay başkanı yaverine varana kadar yer almışlarsa oyun görülemez. Olay maceracı birkaç askerin işi olmadığı gibi, her olayın sorumlusu olarak sunulan “FETO örgütü yaptı” da denilemez. Darbe girişiminde TSK’nin farklı kademelerinde yer alan subaylar ve bunların içerisinde Gülenci de var ancak bundan kalkarak “Gülenciler girişti” söylemi fotoğrafı açıklamaktan uzak.
Darbe girişimi ilk baştan başarılı seyretseydi yapanların listesi hızla genişleyecekti, “ben daha çok içerisindeydim” yarışı olacaktı. Başarısız olunca yapanların listesi tersine hızla erimeye ve planlayanlar bile “haberim yoktu” veya “tatbikat için oraya çağrıldığımızı biliyorduk” filan demeye başladılar. Kısacası başarısız olunca darbe öksüz kaldı!
Aynı yaklaşım darbenin arkasında kim var sorusunu da izah eder. Genel kural olan “zaferin bin babası var yenilgi öksüzdür” deyimi sorunun yanıtını en özlü ifade eder. Başarılı olsaydı arkasında olanların listesi uzayacak, özellikle “kanla kurmuştuk bu Cumhuriyeti, kanla savunduk bu demokrasiyi” diye yazan Ertuğrul Özkök başta olmak üzere “demokrasi kazandı” nutuklarını atanların çoğu bu kez tersini yazarak AKP’nin memleketi uçuruma sürüklediğini, darbeden başka çare kalmadığını anlatacaklardı.
Darbe başarısız oldu, olmaya da mahkûmdu. Darbenin başarısız olmasının birinci nedeni, ABD, AB ve büyük sermayenin desteğini almamış olması ve dolaysıyla Genelkurmay’ın yani emir komuta zincirinin dışında gerçekleştirilme arayışıdır. ABD ve NATO’nun az çok desteğini almamış TSK’nin başarılı bir darbe gerçekleştirmesi zaten mümkün değildi.
Başarısız olmasının diğer nedeni ise birinci nedenin de etkisiyle halkın, iktidar ve polisin Cami desteğinde yaptığı çağrıya uyarak sokağa çıkmasıdır. Ancak, yüzde 50 oy almış ve İslami militan gelenekten gelen AKP iktidarına, Meclisteki dört partinin de “darbeye karşıyız” ortak açıklamalarına ve de toplumun sokağa çağrılmasında camilerin propaganda aracı olarak kullanılmasına hatta MİT ile emniyet teşkilatının silahlı korumasına rağmen beklenen milyonlar sokağa inmedi. Örneğin Taksim Gezi direnişinin kitlesel katılım ve militanlığı ile kıyaslandığında darbe karşıtı kitle cami, hükümet ve polisi arkalamasına rağmen zayıf kaldı.
Başarısız darbe sürecinde şu tablo da ortaya çıktı; darbecilerden çok darbe beklentisi içerisinde olan Erdoğan, Hükümet ve denetimlerinde ki emniyet teşkilatı hazır kıta beklemiş. Çünkü darbe saatlerinde otomatiğe basılmış gibi bu üçlü Camiyi de arkalayarak harekete geçti. Ordu, Yargı, polis ve sivil bürokraside kitlesel gözaltı ve tutuklamalar anında başladı halen de devam ediyor. Demek ki listeler önceden ellerindeymiş! Yoksa hemen aynı saatlerde başlayıp devam eden on binlerce asker, yargıç, öğretim görevlisi, devlet memurun görevden alınma listelerini bile bu kadar kısa sürede yapamazlardı.
Erdoğan’da "Eninde sonunda şu anda bu hareket, Allah’ın bize büyük bir lütfüdür. Çünkü bu silahlı kuvvetlerimizin temizlenmesine sebep olacak. Yüksek Askeri Şura (YAŞ) öncesinde böyle bir adımın atılması manidardır” diyerek ön hazırlıklı olduklarını ilan edecekti.
II – Askeri darbeye karşı tutumda net olmalıyız.
Öncelikle askerin, sivil siyasete tank ve toplarla müdahalesinin karşısındaki tavrımız nettir, askeri darbeye karşıyız. İlki, askerin siyasete silahlı müdahalesine ilkesel karşı oluşumuzdan; ikincisi, her askeri darbenin ardından halkımızın ulusal özgürlük mücadelesi ile işçi, emekçilerin kurtuluş mücadelesinin ağır darbe aldığı gerçeğinin bilincinde olmamızdan. Yapılan askeri darbelerin ilk beyanlarından hemen sonra saldırının hedefine Kürt halkı ve sınıf mücadelesini koymuş olduklarını çokça yaşadık. Darbe başarılı olsaydı ilk yumruğu Erdoğan ve AKP yiyecekti bu doğru. Ancak hemen devamında kalıcı esas saldırı, Kürt ulusal hareketine ve Türkiye sosyalist hareketine yapılacaktı.
Darbenin başarısız olması üzerine yurtsever, ilerici, demokrat güçler rahat bir nefes almışken aynı süreçte başarısız darbe sonrası AKP hükümetinin yaptıkları da toplumu nefes alamayacak hale getirerek yeni darbelere zemini kendi eliyle hazırlayabilir!
Darbenin daha bastırılması sürecinde yaşanan iki gelişme düşündürücüdür. Biri Hükümetin askeri darbeye karşı camiyi arkalayarak polisi aktif güç olarak öne çıkarması. Diğeri milli eğitimde 15 bin 200 personel; YÖK’te, 1176’sı devlet, 401’i vakıf üniversitelerinde görev yapan 1577 dekan; Diyanet İşleri Başkanlığı’nda 492, MİT’te 100; Maliye bakanlığında bin 500 görevli; içişleri bakanlığında 8 bin 777 personel olmak üzere toplamda 49 bin kamu görevlisinin görevinden uzaklaştırılması; MGK’da idamların ve olağanüstü hal uygulamasının yeniden getirilmesinin tartışılması; sokaklarda estirilen terör ….. halklara nefes aldırmayacak faşizan uygulamalardır.
Tüm bunlar AKP iktidarının din motifli polis devletini güçlendirme yöneliminin ciddi işaretleridir. Beş günden beri sokak yürüyüşlerinde bayraklı, cübbeli, sarıklı, sancaklı ve ırkçı sloganlarla yürüyen sınırlı kitlenin polis gözetiminde terör estirmesi bu açıdan endişe verici. Kısaca özetlediklerimden hareketle “milletin demokrasi destanı yazdığı bir sabaha uyandık” demek koca bir aldatmaca olur. Darbe girişimi öncesi zaten burjuva demokrasisi büyük ölçüde rafa kaldırılmıştı, başarısız girişim sonrası var olan demokrasi kırıntılarını da hükümet kaldırmada kararlı görünüyor.
“Demokrasiye bağlılık yeminlerine” gelince, darbe başarısızlığı kesinleşince generallerden, gazetecilerden, sivil birey, kurumlardan gelen "demokrasiye bağlılık" yemini gerçeği yansıtmıyor çünkü demokrasiye değil iktidara, Reise bağlılık dile getirildi.
III- Asker merkezli devletten polis merkezli devlet hedefine geçişe dikkat!
Emirleri yerine getiren erlerin kemerle kırbaçlanıp hırpalaması hatta linç edilmeleri, polisin subay ve generallere yaptıklarının döne döne basında teşhir edilmesi; darbeye karışan askerlere medyanın “hain, alçak” kavramıyla saldırmaları, Diyanet Başkanlığının “cenaze namazlarını kılmayız” açıklamasına “kendi meclisini bombalayan Türk askeri” imajı eklendi. Bunlarla Ordu bilinçli olarak itibarsızlaştırıldı bu devam ediyor. Aynı süreçte polis teşkilatına ise tam tersine “vatan kurtaran kahraman” muamelesi yapılmakta. Ordunun yıpranması iyi ama polisin “demokrasi ve memleket kurtaran kahraman” olarak sunulması kötünün kötüsü!
“Fethullahçıları temizliyoruz” adı altında AKP ve Reisçe muhalif, “uygun olmayan” herkesin Ordu, yargı, üniversite ve bürokrasiden temizlenirken oluşan boşluğu AKP’nin kendi kadrosu ile dolduracak olması, engellenen askeri darbenin yerine sivil darbeyi yerleştirme, polis devletine gidişin önemli adımları görülmeli.
Şunu da not edelim; Erdoğan ve AKP zaten bir süreden beri Ergenekon ve balyozcularla uzlaşmıştı. Ordudaki büyük temizlik ve belirttiğim güçsüzleşme Erdoğan ve AKP’nin Ergenekoncularla birliğini derinleştirir mi? Ergenekon davasına bakan savcı ve hakimlerin şimdi tutuklanmaları bu açıdan mesajlarla yüklüdür! Köprüyü geçinceye kadar ayıya dayı deme misali Ergenekoncular şimdi Erdoğan ile hesaplaşmayı sonraya bırakarak “Ordunun toparlanması” için uzlaşır mı? Ve bunlar sonraki hesap olarak TSK’nın “darbe öyle yapılmaz böyle yapılır” hedefine zemin sunar mı? İzleyip göreceğiz.
Hükümet çok yönlü saldırılarını sürdürürse, AKP’ye olan halk desteğinin zayıflamasının yanı sıra gelecekte polis asker çatışmasını da derinleştirebilir. Toplum, laik-Kemalist Ordu ile polis-cami destekleyicisi temelinde ayrışabilir. Ayrışma ise devletin kırılganlığını derinleştirir ve ulusal özgürlük mücadelesine yeni imkanlar sunar, tabi değerlendirebilirsek.
Dün Ordunun etkin olduğu devlet yapılanmasında demokrasi kadüktü, bugün ise Diyanet ve Polisin ön planda olduğu iktidar dokusu ile mevcut sınırlı demokrasi ve laik rejim kuşatılıyor. Dün asker ağırlıklı devlette, Türk ordusunun geçmiş dokusu itibarıyla “yukarıdan dayatma ile giydirilen laik elbise” kaygıları ön palandayken; operasyonel gücünü polisin oluşturduğu Diyanetin kitleleri harekete geçirmede etkin rol üstlendiği, bunların etkin bir şef ile de ahenk içerisinde hareket ettiği, bununda ötesinde şefin her sözünün talimat kabul gördüğü şimdiki siyasal iklimde sadece laisizm tehlikede değil, burjuva demokrasinin kırıntıları bile kuşatılmış olacak.
Mesele şudur: yarı yolda kalan darbe (iyi ki de kaldı) üzerinden iktidar ve Erdoğan “fırsat bu fırsat” diyerek polis devleti yönelimini güçlendirmek istiyor. Darbeye yönelenler demokrasi cephesinde olmadığı gibi, iktidar kanadı ile Reis de demokrasi cephesini temsil etmiyor. Reis, bastırılmış darbe girişiminin muzaffer komutanı edasıyla kayıtsız şartsız herkesten teslimiyet, sadakat bekliyor. Darbe girişimin bastırılmasıyla sivil faşist ve bilumum militan İslami grupların sokakları terörize etmeleri ve hergün “Cumhurbaşkanımızın ikinci emri gelmeden toplanmaya devam” şeklinde cep telefonlarına kadar gelen mesajlar olmasaydı darbenin geriletilmesi AKP’nin demokrasi hanesine yazılabilirdi fakat, faşist rejimlerde ancak görülebilecek temizlik hareketi ile sokaklarda yaşanan terör dalgası AKP’nin burjuva demokrasisini bile temsil etmediğinin göstergesi oldu.
AKP demokrasi gücü değil, aksine demokrasi mücadelesinin hedefidir. AKP ile demokrasi üzerinde uzlaşma sağlanamaz çünkü çoktandır demokrasinin katleden AKP’nin kendisi. Çoktandır AKP’nin çekirdek kitlesi gitgide otoriterleşmenin ötesinde yeşil faşizme evirilen Reis ile iktidarının gönüllü sokak milisleri karakterini ediniyor. Çoktandır "demokrasi savunan" kitlelerden kendileri gibi olmayanlara karşı öfkeli kalabalıklara dönüşüyorlar.
IV – Sokak gösterileri yine esas Kürtleri, ilericileri, Alevi halkını hedef aldı
Beklenen düzeyde olmasa da halkın sokaklara çıkması önemlidir, bir kere sokağa kitlesel çıksın gerisi gelir. Hele birde “peygamber ocağı” askere karşı sokağa çıkıyorsa yarın polis devletine karşı haydı haydı sokağa çıkar.
Halkın sembolikte olsa tankların üstüne çıkması önemlidir çünkü, Türk Sünni halkı Ortaasya’dan göç ettiğinden beri önce kendi askeri şeflerine sonra devlet ordusuna karşı asla baş kaldırmamıştır. Zira yaban elde kendi askeri şeflerine ya da ordusuna başkaldırsa “sonum ne olur” kaygısıyla, dövülse de sövülse de “kol kırılır yen içerisinde kalır” yaklaşımıyla davranmıştır. Bu kültürün yıkılması iyidir lakin yerini polis devletinin doldurması kötünün kötüsü.
Darbenin başarısız olmasıyla nefes alan halklar, ilerici, demokratik güçler bu kez bir yandan hükümetin büyük temizlik harekâtı diğer yandan sokağın kör bıçak tehdidi gibi çifte saldırı ile yüzleşti ki bu geçici, anlık bir tehdit de değil. Köprüde asker boğazı kesen o kitle Kürtleri, Alevi’yi, sosyalisti ise tereddütsüz kör bıçakla keser.
Darbeye karşı sokağa çıkmış ya da çağrılmış kalabalıkların tamamını faşist, ırkçı, cihatçı kitle olarak tanımlamak yanlıştır. Fakat darbenin başarısızlığının kesinleşmesi ile ana kitle sokaktan çekilince, AKP, MHP’nin vurucu militan çekirdeği ile iç içe IŞİD’çi, El Nusracı, Hizbullahçı kadroların başçekiciliğinde sokaktaki kör bıçağın oluşturacağı tehdit somutlaştı.
Erdoğan’ın çağrısı üzerine sokaklara dökülen kitlede, ilk saatlerde darbe karşıtlığı tutum belirleyiciyken, kısa sürede darbenin başarısızlığının anlaşılması üzerine sokaktaki kitlenin ırkçı, cihatçı kitleye doğru daralıp zayıflamasıyla paralel hedefe her zamanki gibi Kürtler ve Aleviler, sosyalistler konuldu. Cumartesi sabahından itibaren polisin de göz yumup müdahale etmemesi (ki edemez çünkü iktidar ve cumhurbaşkanı halkı sokağa çağırmış) sonucu faşist, İslami faşist, bilumum gerici-yobaz ve milliyetçi kitle her zamanki gibi Kürtleri, Alevileri ve komünistleri hedef aldı. Halen de aynı kitle sokaklarda saldıracak hedef arıyor.
Cumhurbaşkanının “emriyle” günlerdir sokaklarda terör estiren kitle ve hükümetin icraatları düşünüldüğünde darbe karşısında çıkarılacak dersin demokrasi olacağının en ufak bir ipucu yoktur. Sokakta darbe karşıtı tepki yerini, halkımızın ulusal özgürlük dinamiklerine ve devrimci güçlere saldırıya bıraktı. Bırakır da çünkü asker ile AKP hükümeti (polis) arasındaki çatışma iktidar içi çatışma olup ikisinin de asıl hedefinde Kürt ulusal özgürlük mücadelesi ve devrimci sosyalist hareket bulunur.
Ne yapacağız?
Öncelikle, Ordu yıpranmasına, “vatanın bölünmez birliği tehlikeye giriyor” dedikleri Kürdistan merkezli tehdit” eklenirse, TSK emir komuta zinciri içerisinde “öyle darbe yapılmaz böyle yapılır” diyerek yeni darbeye hazırlanabilir çünkü Kürdistan meselesi dört parçasıyla daima darbelerin asıl besleyicisi olmuştur. Hükümete karşı bugün ulusal özgürlük ve demokrasi mücadelesi geliştirilirken buna da hazırlıklı olmak lazım.
İkincisi; darbenin başarısızlığında, darbeye direnen tüm halklar ve dinamiklerin rolü varken sonuçlarını tek başına ve üstelik polis devletini güçlendirme yönünde kullanması büyük bir tehlike. Askeri darbeyi engelleyelim derken, sivil darbenin derinleşmesini görmezlikten gelmeyelim. Askeri darbeye karşı duranlar aynı kararlılıkla Erdoğan ve AKP’nin şimdi “Allahın büyük lütfü” olarak gördüğü başarısız darbe girişiminden hareketle sivil darbenin derinleştirilmesi yönelimine de “hayır” demelidirler.
Ulusal demokratik güçler zaman geçirmeden geniş ulusal ittifaka bir de başarısız darbe girişiminin irdelenen sonuçları ışığında ele almalı. Türkiye devrimci hareketiyle geniş demokrasi cephesi hedeflenirken, sol milliyetçi yapılardan uzak durulmalı.
Üçüncüsü; ulusal özgürlük ve demokrasi cephesi örülmeli zira saldırılar, darbeye girişenler ile Hükümetin ortak düşman gördüğü Kürt ulusal mücadelesi, sosyalistlere ve demokratlara ağırlaşarak sürecektir. Dokunulmazlıkları kaldırılan HDP vekillerinin dün ifadelerini zorla almayı göze alamayan hükümet, şimdiki iklimde almaya başladılar bile. Sırada belediyelere kayyumun atanması var.
Ulusal özgürlük ve demokrasi cephesi geliştirilirken, parlamentodan çok sokağın, siyasetin belirlenmesinde rol oynayacağı bir sürece girdiğimizi, eğer sol ve Kürt ulusal güçleri değerlendirirse sokağın kendileri için de daha verimli hale geleceğini belirtelim. Şunu da bilelim, bundan böyle sadece solun değil sağ siyasetin de toplumsal değişim ve yürüyüşte sokağa aktif başvuracağı görülmelidir.
Dördüncüsü; asker ile polis çatışmasında devlet ciddi bir yara aldı. Bu halkımızın lehinedir. Batı şimdiden polis ve cami ağırlıklı rejimde “Türkiye NATO’dan çıkabilir” tartışmasını yapıyorsa demek ki ordu merkezli devletten polis merkezli devlete geçişin kaygılarını Batı da kendi çıkarları açısından taşıyor. Zayıflamış, toplum nezdinde darbe almış ordu merkezli devlet profilini, Kürdistan ulusal özgürlük ve Türkiye sosyalist güçleri fırsata çevirmelidirler.
Beşincisi; başarısız darbenin ardında onca basınç altına alınan Alevi halkı gelecekteki daha çaplı saldırılara hazır olmalıdır ki saldırıları göğüslemek sadece Alevi halkının değil tüm ilerici demokratik güçlerin ortak meselesidir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.06.2019
7.02.2019
18.03.2019
4.02.2019
28.01.2019
9.02.2019
7.01.2018
26.10.2018
28.09.2018