Her konuda Esed'in tarafını tutmaya alışan CHP'nin sınır ihlali yapan helikopterin vurulması üzerine kendi ülkesini suçlu göstermesi şaşırtıcı olmazdı. Çünkü CHP'nin Suriye konusunda bugüne kadar ki tavrı ne hakkaniyet ve adaleti gözetiyor ne de kendi ülkesinin menfaatlerini öne çıkaran bir milli hassasiyeti yansıtıyor.

Uçak düşürüldüğünde Esed'e değil kendi Başbakanına kızan bir zihniyetin bu olayda da benzer bir tavır sergilemesi beklenebilir.

Allahtan CHP'ye kalmadan bu rolü üstlenenler var. Hürriyet yazarı Yalçın Doğan, dünyada bir çok ülke arasında sınır ihlali olduğunu, ama hiçbirinin fiili müdahaleye dönüşmediğini söyleyerek hükümeti suçlayan ve 'savaş meraklısı' ilan eden bir yazı yazmış. Yunanistan'la sürekli sınır ihlali olduğu halde sadece uyarı ve protestolar oluyormuş ama Suriye konu olunca helikopter vuruluvermiş:

'Dünyada sayısız ihlal var. Her sefer düşürmeye kalksan, komşular arasında savaş bitmez. Her olay bizi Suriye ile savaşın eşiğine getiriyor. Oysa kimse savaş istemiyor.

Amerika ile Rusya, Suriye'ye müdahaleden vazgeçince, bizimkilerin hevesi kursağında kalıyor. Madem onlar vazgeçti, fırsat bu fırsat, düşürün şu helikopteri.'

İnsanların savaşa karşı olması, çatışma ihtimallerinden rahatsızlık duyması anlaşılabilir bir durumdur. Köşeyazarları da bu duyarlılığı dile getirebilir. Ancak helikopter hadisesine bu yüzeysellikte yaklaşmak duayen bir gazeteciye yakışıyor mu?

Yunanistan'la yaşanan sınır ihlalleriyle Suriye'yle yaşanan bir mi? Birinde pratik sonucu olmayan sembolik bir güç gösterisi var, diğerinde kanlı saldırıların yaşandığı hasmane bir tutum var. Adamlar sizin uçağınızı düşürüyor, şehirlerinizde bomba patlatıyor, top mermileriyle insanlarınızı öldürüyor, siz komşular arası sınır ihlalinden bahsediyorsunuz... Yalçın Doğan, değişen angajman kurallarını duymadı herhalde... Sivil insanlar üzerine bomba yağdıran o helikopterin Türkiye topraklarını ihlal etmesi değil, Türkiye sınırına doğru hasmane bir şekilde yaklaşması bile vurulma sebebidir. Suriye bu konuda uyarılmıştır ve buna rağmen hasmane tutum devam etmiştir.

Ayrıca Yunanistan'ın Türk uçağını düşürmesiyle Türkiye'nin Suriye helikopterini düşürmesi arasında herhangi bir benzerlik var mı? Yunanistan'la yaşanan olaydan sonra da Türkiye benzer bir konumlanma içine girmiş, hasmane tavır halinde askeri açıdan gereken karşılığı vereceğini belirtmiştir.

Suriye, savaş uçağımızı düşürdüğünde Türkiye'nin hiçbir caydırıcılık özelliği kalmadı diye hükümeti suçlayanlar şimdi de 'Türkiye niçin fiili müdahalede bulunuyor' diye feveran ediyorlar.

Savaş ve çatışma istememek ayrı bir durumdur, yaşanan hadiselerde hep kendi tarafını suçlamak ayrı bir durumdur.

İdeolojik karşıtlık gözleri kör etmemeli...