Yasin AKTAY
Sistem kavramı modern sosyal düşüncenin önemli buluşlarından biridir. Dünyanın, toplumun veya siyasal düzenin bir sistem içerisinde yapılanmış olduğunu varsayar. Varsaydığı bu sistemi çözmeye, bu sistemin çalışma şekillerini keşfetmeye ve iç ilişkilerini takip etmeye çalışır. Gerçekliğin içinde bu sistemi ararken, gördüğünü/bulduğunu söylediği sistemik özellikler mükemmele yaklaştıkça sosyal bilimcinin zihinsel bir üretimi ve yakıştırması olma ihtimali artar. Oysa görece kaotik bir nitelik arzeden gerçekliğe bir sistem metaforunu kendisinin yakıştırdığını çoğu kez fark etmez.
Toplumsal çeşitliliği organik bir bütünlük içinde tasavvur eden Emile Durkheim'e karşılık Talcot Parsons bu yaklaşımın toplumu durağan organlara indirgediğini, oysa toplumsal birimlerin aynı zamanda birbiriyle dinamik ilişkiler içinde de olan sistemlerin ilişkisini barındırdığını savundu. Ona göre toplumlar, organik farklılıkların durağanlığından öte, yine insan vücudu içinde işleyen ve organları da birbiriyle irtibatlandıran bir sistem metaforu içinde daha iyi anlaşılabilirdi. Oysa her iki yaklaşım toplumun birbiriyle tam bir dayanışma, koordinasyon ve özveri içinde çalıştığını varsayarken, toplumda görünen çatışmalar bile mükemmel biçimde çalışan bu yapının hayatiyetiyetini sürdüren işlevsel süreçler olarak geçiştirilir.
İster organik ister sistemik bir yapı olarak düşünülsün, toplumsal bütünlüğe atfedilen bu düzenliliğin bugün bir akıl oyunu olduğuna dair işaretler ve deliller daha fazla. En azından yapılar sürekli gelişiyor ve doğaları da değişiyor. İkincisi, yapıda organ olarak varsayılan hiç kimse ve hatta hiç bir birim, yapının bütünlüğünü dert etmiyor. Her birim kendi hayatiyetine, kendi çıkarına yer yer diğer organik birimlerin aleyhine olacak şekilde yaklaşıyor. Toplumun farklı çıkarların alışverişi sayesinde birbirine kenetlendiği ve alışverişin doğası geereği çıkara dayandığı, bu çıkarların çatışması halinde kaotik bir durumun kaçınılmaz olduğu tezi, doğrusu, yaşananları açıklamaya daha uygun bir tez. Birincisinden ancak totaliter, arche-politik bir siyaset felsefesi türetilebiliyor, oysa diğeri gerçekçi bir siyaset felsefesi üretebilmek için daha gerçekçi veriler sunuyor.
Her neyse, bu konu bir sosyal teori konusu. Bunları her ihtimale karşılık bir yerlere not edip tartışmamıza kaldığımız yerden devam edelim isterseniz...
Biz İslami sistem dediğimizde de biraz zihnimizde işleyip tamamladığımız mükemmel bir yapıdan bahsetmiş oluyoruz. En iyi ihtimalle bugünden okuyarak Peygamber efendimizin yaşadıklarına, ortaya koyduğu hayat modeline sistemik bir bütünlük atfediyoruz. Bu bütünlüğün zamanla, hayatla ve insanla ilişkisi nedir, bunu yeterince takdir ettiğimizi sanmıyorum. Peygamberin ortaya koyduğu modelin sistem özellikleri ne zaman ortaya çıktı mesela? Medine'nin son zamanlarında, yani son ayet de inip Kur'an ve din tamamlandığında mı? O zamana kadar Peygamberin yaşadığı İslam eksik bir İslam mıydı?
Daha canalıcı soruyu soralım: Peygamber efendimiz Mekke'de İslam'ı tebliğ ederken ortaya koyduğu hayat, mükemmel bir İslami hayat değil miydi? Peki o tarihi kesiti aldığımızda, oradan bir İslami sistem türetebilir miyiz? Galiba Peygamberin hayatından çıkan ideal örneğin kapalı bir sistemden ziyade "yol", "süreç", "hayat" gibi dinamik kavramlarla ifade edildiğine biraz daha fazla dikkat edebiliriz. İslam'la ilgili geleneksel modellerin din, ibadet, mezhep, tarik, meşrep, süluk gibi kavramlarla ifade edilmesi tesadüf olmasa gerek.
Doğrusu son ayetle birlikte "tamamlanmış bir din olarak İslam" mefhumu bizzat Kur'an'ın buyurduğu bir anlayış. O haliyle din, kuşkusuz müminlere bütün zamanlar için yol gösterecek bütün itikat, ibadet ve hayat pratiklerinin haritasını içeriyor. Ancak bütün bu haritadan İslami hayatın bir önkoşulu olarak bir sistem türetmek ne kadar mümkün? Dahası, böyle bir sistemi İslam'ın mükemmel bir yaşantısı için bütün mekanlar ve zamanlar için bir önkoşul olarak belirlemek ne kadar gerekli?
Nasıl bir sistem tasavvur edersek edelim, onun tarihteki ideal uygulama örneklerini ya bulmakta zorlanırız veya tam tersine o örnekleri retrospektif okumalarla yaratırız. Osmanlı toplum yapısına atfedilen sistemlere bir bakın isterseniz. O kadar çeşitli sistem okumalarının hangisi yek diğerine benziyor acaba? Ömer Lütfi Barkan'ınki mi, Halil İnalcık'ın mı, İlber Ortaylı'nınki mi, Kemal Tahir'inki mi?
Kur'an'a da sistemik bütünlükler isnad eden farklı okumalar olmuştur. Ortada tartışılmaz bir sistem varsa Seyyid Kutub'un önerdiği sistem Fazlur Rahman'ınkine veya Mevdudi'ninki Said Nursi'ninkine neden uymuyor? Her biri diğerinden daha sistematik düşünen bu alimlerin Kur'an'ın içeriği konusunda intaç ettikleri sistemler birbirinden farklı. Bu farklılık Kur'an'ın kendisinden kaynaklanıyor olamaz herhalde, ama belki sistematik düşünmenin güçlü bir akıl oyunu olmasından ileri geliyor. Bu akıl oyununa fazla dalıp hayatı bir sistemin veya bir yapının içine sığıştırmaya çalıştığımızda hayatın dışında kalma ihtimalimiz her zaman çok yüksek. Ne de olsa mutlak ilmin sahibinin Kelâm'ını anlamaya çalışan insan mutlak değil, beşerdir, fânidir, sınırlıdır ve bir tarihin içinden yaklaşıyordur.
İslami bir hayatın yükünü sistemler çekmez, her biri gerçek sorumluluğa sahip etiyle kemiğiyle gerçek insanlar çeker. En mükemmel İslami sistemi kursanız, Peygamberinkinden daha iyisini kuramazsınız, ama Peygamberin kurduğu sistemi Hz. Ali'den hemen sonra başa geçenlerin ne hale soktuklarını biliyoruz.
Bugün Arap ülkelerinin rejimleri veya siyasal sistemleri, başta Mısır olmak üzere her biri anayasasında İslam'ı bir kimlik, Kur'anı da temel yasama kaynağı olarak farz eden sistemler. Her birinin başında onyıllarca hükümfermâ olan diktatörler alabildiğine keyfî ve İslam'ın çıkarlarıyla hiç bir ilgisi olmayan faaliyetlerini sözde ve görünürde "İslami" olan bu sistem özellikleriyle meşrulaştırıyordu, bir kısmı hâlen böyle meşrulaştırmaya devam ediyor.
Demek ki sistemin "İslami" olması, ortaya konulan hayatın ve pratiğin İslami olmasını zorunlu olarak sağlamıyor. İslami olanı temin eden şey nedir o halde? Bu soruyla daha iyi yüzleşmek gerektiği açık.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları








































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019