Yıldıray OĞUR
Adı, Kavallı Mehmet Paşa’nın Kahire’deki konağında yetişmiş Halil Şerif Paşa’dan geliyordu. Yıllar sonra merkez-çevre ilişkilerini yazarken anlatacağı Osmanlı’nın yasal özerklik verip, gevşek bağlarla kendine bağladığı ama sonra bu gevşek bağların isyanlara sebep olduğu güçlü ailelerinden biriydi Kavalılar.
Halil Şerif Paşa, daha sonra çevreden merkeze gelip Osmanlı’ya sefir olmuş, Paris’teki sefaret günlerindeki debdebeli hayatı ve erotik kadın tablolarından oluşan koleksiyonuyla, yine Mardin’e göre Tanzimat’ın çevrenin en çok tepkisini çeken merkezdeki “Bihruz bey” lerinden birine dönmüştü.
Abdülhamit’in cülus töreninde güneş çarpması sonucu ölümünün ardından aile içinde başlayan miras kavgasını çözmek için İstanbul’a gelen kızı Leyla Şerife, burada tanıştığı hukukçu Muhammed Arif Bey’le evlenmişti.
***
Mardin soyadı da Kasımiyye medreselerinde 600 yıl boyunca müderrislik yapan bu Mardinli ulema ailesinden mirastı. Baba tarafından dedesi Mardinizade Arif Bey 1892 yılında “Artık medresede okumak yetmez” diyerek ailesini alıp yine Şerif Mardin’in merkez-çevre makalesinde anlatacağı, sadece medreselerin olduğu, yönetici sınıfa ulaşılamayan çevreden; bürokratik elitlerin yetiştiği okulların olduğu merkeze, İstanbul’a gelmiş, çocuklarını yeni açılan laik mekteplere yazdırmıştı.
Babasının amcası Ebü’ula Mardin, Akif ve Eşref Edip’le birlikte İslamcı Sırat-i Müstakim’de yazmış, Ahmet Cevdet Paşa ve mecelle üzerine kitapları olan, fıkıh uzmanı büyük bir hukukçuydu. Dini bütün fıkıhçı Ebü’ula Bey yıllarca üniversitede İsviçre’den gelen Medeni Kanunu anlatmıştı.
Annesinin dedesi Ahmet Cevdet (Oran) Bey, 1894’te rotatif baskı tekniklerini ilk kez kullandığı gazetesi İkdam’ı, o günler için epey radikal bir iddiayla “Siyasi Türk Gazetesi” diye çıkarmış öncü bir milliyetçi gazeteciydi.
Önceleri desteklediği İttihatçılarla yolları ayrılmış, 31 Mart’tan sonra İsviçre’ye kaçmış ve ancak 14 yıl sonra 1923’te Cumhuriyet ilan edildikten sonra İstanbul’a dönmüştü. Ömrünün yarısı babasıyla İsviçre’de geçen kızı Reya, Mardinizade Arif bey’in oğlu Şemsettin Mardin’le evlenmiş ve 1927’de Şerif dünyaya gelmişti.
Yani Şerif Mardin, yıllar sonra üzerine yazacağı çevre-merkez, din-modernleşme ilişkilerinin iç içe geçtiği bir hikayenin içinde yetişmişti.
Dedesi Ahmet Cevdet Bey bu durumdan biraz rahatsızdı:
“Kendi memleketini bilmeyen insanlardan oluşan bir aile mi olacağız” diyerek, beni aldı elimden İstanbul’da İstiklal Caddesi’nin ortasındaki Ağa Camii’ne götürdü. Kendisi dışarıda kaldı, “Git” dedi, “bu insanlar ne yapıyorlarsa sen de onu yap. Önce abdest, sonra namaz, onlar ne yapıyorlarsa ben de onu yaptım. Ağa Camii’nden sonra beni Balık Pazarı’na götürdü. Balık Pazarı’nda mumbar yedirdi.” (Şerif Mardin’le söyleşi- Neşe Düzel/Taraf/2011)
Babasının görev yaptığı Yugoslavya’daki diplomat çocuklarının gittiği bir okulda başladığı eğitimi kısa sürdü, ailesi onu alıp Galatasaray Lisesi’ne yerleştirdi. Daha sonra bunu “Beni Galatasaray’a gönderme bir millileştirme operasyonuydu” diye anlattı.
***
Galatasaray Lisesi’nde başladığı lise hayatını da ABD’de tamamladı. Stanford Üniversitesi’nde siyaset bilimi okudu, John Hopkins’de uluslararası ilişkiler bölümünde master yaptı. Bu pırıltılı eğitim üzerine Türkiye’ye dönüp Ankara Siyasal’a asistan olarak girdi.
Demokrat Parti yıllarıydı. Genç Asistan Şerif Mardin, hocalarıyla birlikte DP’nin otoriterleştiğini düşünen liberal-Kemalist Forum dergisinde yazıyordu.
Forum dergisi çevresindeki aydınlarla birlikte, basına yönelik baskılar, İspat Hakkı yasası tartışmaları ve 6-7 Eylül olaylarından sonra 1955 yılında DP’den ayrılan 19 milletvekilinin kurduğu Hürriyet Partisi’ne üye oldu.
1956’ının sonunda hocası Turhan Feyzioğlu, dergideki muhalif yazıları yüzünden dekanlıktan alınınca, bunu protesto etmek için “Bu vaziyette demokrasinin en feyizli topraklarından biri sayılan bir memlekette benimsediğim ve demokrasinin özü sayılan kıstaslar muvacehesinde fakültemizdeki vazifeme devam etmeme imkan kalmamıştır” diye bir istifa mektubu yazarak asistanlık görevinden istifa etti.
Siyasete atıldı. Hürriyet Partisi’nin genel sekreterlik görevini yürüttü. 1957 seçimlerinde Eskişehir’den milletvekili adayı oldu, neyse ki kazanamadı. Neyse ki, çünkü seçim hezimetinden sonra Hürriyet Partisi, CHP’ye katılmış, 1960 darbesinde de Forum Dergisi’ndeki aydınlar önemli roller oynamışlardı.
Şerif Mardin ise elini ve zihnini kirletmeden 1958’de yeniden doktorası için ABD’ye gitmişti. Yeni Osmanlılar üzerine daha sonra genişletilmiş versiyonu bir klasik haline gelecek doktora tezini tamamladı. 1961’de tekrar Türkiye’ye dönüp, tekrar istifa ettiği Siyasal’a asistan olarak girdi ama artık toplumu anlamak değil değiştirmek isteyen, bilimsel yayından önce devrim peşinde koşan ya da cuntalarla iç içe girmiş siyasetçi akademisyen kuşağından ruhen kopmuş bir Şerif Mardin vardı.
Kuşağındaki akademisyenler ile aydınlar üstyapıyı belirleyen altyapı ve sınıf analizleriyle boğuşurken, o hem hayat hikayesi hem de Amerikan eğitimi ile üstyapıyı, Weber’i, kültürün belirleyiciliğini keşfe çıkmıştı. Toplumu değiştirmeyi değil anlamayı seçmişti.
***
Fakültedeki hocalarının bu tercihine karşı tavrını “Tuhaf şeyler yaptığımı düşünüyorlardı ama iğne batırmadılar bana “ diye anlattı.
Ama herkes bu kadar anlayışlı değildi. 1969’da Siyaset Bilimi giriş dersi sınavında sorduğu “Schumpeter’e göre Marx’ın kehanetini eleştiriniz” sorusu devrimci öğrencileri çok kızdırmıştı. Hem liberal bir düşünürün Marx’ı eleştirmesine, hem de Marx’ın diyalektiğine kehanet denmesine tahammül edemeyen öğrenciler sınavı boykot edip sınıftan çıktılar. (Oral Çalışlar/ Posta/8 eYLÜL 2017)
Mardin için Ankara’dan İstanbul’a Boğaziçi’ne gelme vaktiydi artık.
Ama, henüz esas meseleye gelememişti. Yıllar sonra üzerine yazacağı kitap yüzünden gerici ilan edileceği Said Nursi’yle de risalelerini yasaklatacak bir bilirkişi raporuyla tanıştı:
“1960'lı yıllarda Ankara'da, o zamanlar İlahiyat Fakültesi'nde öğretim üyesi olan değerli bir profesörden haber geldi. Dedi ki, "Birtakım evrak toplatılmış, adliyede duruyor. Bunlar gericilerin el yazısıyla çoğalttıkları risalelerdir. Bunlar hakkında bir zabıt tutulacak. Daha sonra mahkeme karar verecek." Beraberce adliyeye gittik ve çuval içindeki risalelere baktık. Ben o zamanlar eski yazıyı bilmiyordum. Profesör bana, "Bunlar Türkiye'nin en tehlikeli gerici unsurlarının Atatürk devrimlerine karşı bir cephe oluşturmak için yaptıkları propagandadır. Ben risalelerde ileri sürülen fikirleri biliyorum. Okudum, cumhuriyetin temellerine karşı olduklarını biliyorum. Ona göre bir zabıt hazırladım. Sen de imzalar mısın" dedi. Her ne kadar risaleleri okumamış idiysem de, o kişiye olan itimadım nedeniyle zabtı imzaladım. Mahkemeye intikal ettiği zaman, tahmin ederim ki verilen karar bu risalelerin dağıtılması aleyhineydi. Gel zaman git zaman, bu halktan çıkan birtakım neşriyatın nasıl bir şey olduğunu merak ettim ve biraz da vicdani bir borç olarak Nurculuğu araştırmaya başladım.”
(Ruşen Çakır’la söyleşi/ Cumhuriyet/1992)
Müderris bir aileden geliyordu, Yeni Osmanlılar üzerine doktora tezi yazmıştı, siyasetin kültürel kodlarını merak ediyordu ama eski yazıyı öğrenememişti. O yıllarda onunla birlikte çalışan ünlü bir sosyoloji profesörü, Şerif Mardin’in en büyük farkının o yıllardaki mahalle baskılarına, ne der’lere aldırış etmeden eski yazıyı öğrenmeye cesaret etmesi olduğunu söyleyecekti.
Said Nursi üzerine çalıştığını duyan İsmet İnönü, bir davette "Dikkat et, bu adam çok tehlikeli bir adamdır. insanların akıllarını çelmekte fevkalade etkili çalışmaları vardır" diyerek onu uyarmıştı.
Fakat Şerif Mardin herkesin girme dediği o kapıyı zorladı. 1973 yılında Amerika’nın saygın akademik dergisi Deadalus’a o makalesini yazdı: “Merkez-Çevre İlişkileri: Türk siyasetini açıklayacak bir anahtar mı?”
Osmanlılar, imparatorluk genişledikçe, başa çıkamadıkları, etnik, dinsel, bölgesel olarak farklı gruplara muhtariyetler vererek onların gevşek bağlarla merkeze bağlamış ama bu gevşek bağlar çatışmaları da beraberinde getirmişti. Modernleşmeyle birlikte merkez ve çevre arasındaki kopuş sürmüş, bu gevşek bağları modern ve merkezi bir devlet için sıkılaştırılmaya çalışan adımlar kopuşu artırmış, seçkin bürokratik sınıflla, bu sınıfa sokulmayan çevre arasındaki gerilimler sürmüş, üstüne laikleşme adımlarına tepki olarak da çevrede resmilik karşıtı bir kültür ortaya çıkmıştı. Bu kültürün merkezinde de İslam vardı.
***
Merkezden çevreye verilen siyaset yapma imtiyazları ise 31 Mart Vakası’ndan, Birinci Meclis’teki muhalafete, Terakkiperver Fırka’nın kapatılmasından, Kemalist devrimlere tepkilere, DP’nin ortaya çıkışından 27 Mayıs 1960 darbesine kadar bütün ana siyasi kırılmaların fay hattını oluşturmuştu.
Mardin, ardından gelen çalışmalarında kapıyı daha da zorladı.
Literatürde sadece aşağılanmak için bahsi geçmiş Nakşilikteki proto-demokrat nüveleri, Osmanlı’daki Nakşilik merkezli isyan kültürünü, her şey padişahın iki dudağı arasında denip geçilmişken Osmanlı Zımni Sözleşmesi’nin oluşturduğu dengeyi, Yeni Osmanlıların entelektüel çabalarının kıymetini, gerici denip içinden çıkılmış İslami figürlerin ve anlayışın Türkiye’de modernleşmeye katkılarını yazmaya cesaret etti.
Cemil Meriç’in de teşvikiyle Said Nursi üzerine yazdığı kitap ise gericilikle suçlanmasına, üç kez TÜBA üyeliğinin tıpçı üyelerin itirazıyla reddedilmesine sebep oldu.
TÜBA Başkanı reddi şöyle savunmuştu: “Said-i Nursi üzerine çalıştı diye değil de, Said-i Nursi’yi fazla parlattı diye eleştirildi.”
Anlamaya tek başına kıymet verilmeyen, her anlama çabasının ancak meşrulaştırmak, yüceltmek, propaganda için olduğunun düşünüldüğü bir ülkede tehlikeli işlere girişmişti.
Herhalde o yüzden 1973’te yazdığı Merkez-Çevre makalesi ancak 1985 yılında Türkçe’de yayınlandı. Çevirinin yayınlandığı dergide genç sosyolog Ali Bayramoğlu’nun Türkiye’de ilk kez Şerif Mardin’le yapılmış röportajı da vardı.
Mardin’in Özallı yıllarda keşfedilmesi sürpriz olmasa gerek. Çevrenin merkezi zorladığı yıllardı, önyargılar yıkılıyor, katı laiklik anlayışı yumuşuyordu. Herhalde bu liberal dalganın Türkiye’yi demokratikleştirebileceği umuduyla Şerif Mardin 1994’te ikinci kez siyasete girdi ve Yeni Demokrasi Hareketi’nin kurucusu oldu.
Çevreden merkezi zorlayan dindarlar da bu yıllarda Mardin’i keşfettiler. Çünkü anlattığı onların hikayesiydi.
Belki kitapları çok satılmadı, herkes oturup makalelerini okumadı ama onun kendileri hakkında “iyi konuşan” biri olduğunu düşündüler. İslam’a ve Müslümanlara Türkiye tarihindeki hakkı olan yerini veren ve bunun üzerine düşünmeye ve yazmaya cesaret eden merkezdeki bir beyaz adam olarak çevredekilerin takdirini kazandı.
Tabii bu hikayeyi böyle dinlemek istemeyen merkezdekilerin de tepkisini.
Yıllar sonra çevreden merkeze doğru yürüyüşünde ortaya AK Parti çıktı.
Kemalistlerin hayal ettiği gibi “Mahallenin ethosunu okulun temsil ettiği logosa” dönüştürememiş, mahalle kendi okullarını kurup ethos-logos sentezi bir kimlik yaratmıştı.
Eşraf zenginleşmiş, girişimci, ihracatçı olmuştu. Muhafazakarların medyası ve entelektüelleri ortaya çıktı.
Çevrenin merkeze yürüyüşünde 28 Şubat, 27 Nisan, başörtüsü yasakları, kapatma davaları gibi engeller çıkmış ama sonuç itibarıyla çevredekiler merkeze gelmişti.
İşte bu noktada Mardin, bir tehlike olarak Mahalle Baskısı’ndan bahsetti.
“Türkiye’de “mahalle baskısı” diye bir şey var. Jön Türklerin en çok korktuğu şeylerden biri de oydu. “Mahalle baskısı” bilinmeyen ve sosyal bilimce ifade edilmesi çok zor olan bir havadır. Bu havanın AKP’den bağımsız olarak Türkiye’de yaşadığına inanıyorum. Dolayısıyla AKP değil de, bu havanın gelişmesine müsait şartlar oluşursa o zaman AKP de bu havaya boyun eğmek zorunda kalacaktır.” (Ruşen Çakır’la söyleşi/ Vatan/ 2007)
Fakat, üzerinden 10 yıl geçen bu teori gerçekleşmedi. Yani baskı mahalleden çıkmadı. Baskı adına söylenenlerin çoğu yine “merkez” kaynaklı oldu.
Çevredekiler, merkeze doğru yürürken kurdukları koalisyonlarından bir süre sonra vazgeçtiler, devletin yeni sahibi olarak yeni bir merkez yaratmaya çalıştılar ama henüz buradan bir sonuç çıkmadı.
Bu yüzden de çevredekiler merkeze gelmesine rağmen siyasi fay hattını hala çevre-merkez gerilimi oluşturuyor. Eski kavga sürüyor. Merkezdekilerin çevreye geri dönme korkusu ve bunun beslediği eski yaşananlara dönük bir sınıfsal hınç ve merkezi kaybetmişlerin rövanş isteği, gerçeği reddetmesi ve kaybetme endişesi. Hala anlamaya çalışmak da işbirlikçilik, kendi cemaatine ihanet. Mahalle baskısı işte bu anlamda yaşıyor.
Şerif Mardin, Türkiye siyasi tarihi dizisinin ilk sezonunu yazmıştı. Dizinin son sahnesinde çevredekiler merkeze otururken görüldü.
Ama artık ikinci sezonunu bize yazacak bir Şerif Mardin yok.
Bakalım, önyargılarından, mahalle baskılarından kurtulup aynı vukufetle ve derinlikte ikinci sezonu kimler yazmaya cesaret edebilecek?
Yazarlar
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.09.2025
22.09.2025
20.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
8.09.2025
6.09.2025
3.09.2025
2.09.2025
30.08.2025