Abdurrahman Dilipak
ABD, “Doğu Akdeniz’deki gerilimi düşürün” diyor.
Yani tercümesi şu: Ben varım, siz ötekiler geri çekilin. Sen Rusya, sen İngiltere, sen Fransa, sen Türkiye, ortalıkta dolaşıp durma!
Ya da sureti haktan gözükerek, ben barış istiyorum görüntüsü ile bir sonra atacağı adım için bahane mi arıyor! “Madem gerilimi düşürmüyorsunuz, o zaman ben de bölgedeki varlığımı tahkim ediyorum” diyebilir.
Dikkat ederseniz, yine Irak ve Afganistan’dan asker çekeceğini açıkladı. “Ortadoğu”yu bir bataklık olarak tanımlıyor. Sanki bu bataklığı kendi oluşturup, sulamadı. DAEŞ de demiyor artık fazla, PYD’ye desteklerini de azaltacaklarını söylüyorlar.
Bunun anlamı da şu olabilir, “bırakalım yesinler birbirlerini”. Bölgede çatışma daha fazla artsın ki, ABD ve İsrail bu bulanık suda daha fazla balık avlasınlar. Filistin’de bir “darbe” yapabilsinler, “Yüzyılın projesi” olarak Kudüs ve Mescid-i Aksa’daki Müslümanları o bölgeden çıkarabilsinler. Zaten bu arada NEOM’da Humanoid askerler göreve hazır hale gelecekler.
Dahlan, Suudi Arabistan ve Abu Dabi’deki hareketlilik bunu gösteriyor. Kushner onun için bölgede.
ABD, seçim öncesi bu işi bitirmek istiyor, onun için de kendi kontrolü dışında, İngiltere, Rusya ve Fransa’nın kendi başlarına hareket etmesinden rahatsız oluyor.
Bu süreçte Çin denizinde, Hind okyanusunda ve Doğu Akdeniz’de bir hareketlilik var.
Tam da 11 Eylül’ün sene-i devriyesinde, ABD’de tekrar darbe söylentileri dolaşıyor.
İlginç: Bu arada mesela Kuveyt’te bir hareketlilik sözkonusu. Ürdün’de bir askeri mühimmad deposunda patlama oluyor. Tayvan ABD üretimi hava savunma sistemleri ile sınır ihlali yapan Çin’e ait Rus yapımı Su-35 savaş uçağını düşürüyor.
Basında “Havada tehlikeli temas” diye yer alan bir olay vardı geçen hafta. Ruslar resmen açıklamışlardı. ‘Savaş uçaklarımızı iki ülkeye karşı havalandırdık’ demişlerdi. İşin aslı varmış: Rusya Barents Denizi’nde ABD ve İngilizlere ait savaş uçaklarını önlemişler. Zaten Karadenizde de sıcak takip devam ediyor.
Biliyorsunuz Türkiye ile Yunanistan arasında Doğu Akdeniz›de yaşanan gerilim devam ederken, Fransa Cumhurbaşkanı Macron, birçok savaş jeti ve denizaltıyla birlikte Charles de Gaulle isimli amiral gemisini bölgeye göndermişti.
Türkiye’den Yunanistan’a bir mesaj verildi bu arada. “Masayı tercih edersen masadayız, sahayı tercih edersen sahadayız”. Ankara Yunanistan üstünde Fransa ve Yunanistan’a “Restini gördüm” mesajı vermişti.
Uzun zamandır bölgede bu hareketlilik devam ediyor. Eğer birileri gözüne kestirebilseydi, ne yapacaksa yapardı. Daha önce yazdım, dehşet dengesi oluştu. Kimse kalkıştığı işin sonunu göremediği için ileri adım atmıyor. Ve geri çekilmenin faturası da ağır olacağı için geri adım atamıyor. Ama öte yandan ABD ve İsrail’in acelesi var. Bu işin tetikçiliğine soyunan Riyad ve Abu Dabi uzun bir süre bu şekilde kontrolü ellerinde tutamayabilirler.
Eylül ayının ortasına geldik. ABD’de 3 Kasım’da seçim var. Yani 1.5 ay gibi bir süre kaldı. Ne olacaksa bu arada olacak. Tabii ondan sonra ne olacak onu tam olarak bilemiyoruz. Daha doğrusu bu işin B Planı, C Planı devreye girecek.
Seçim olur mu - olmaz mı, ertelenebilir mi? Seçim sonuçları açıklanabilir mi? Seçilen göreve başlayabilir mi? Seçim sonrası iç savaş çıkabilir mi, ülke bölünebilir mi?
Aralık’ta “Dolar” ile ilgili FED’in tüm para piyasalarını allak-bullak edecek bir açıklaması olabilir. Ocak 2021, yeni bir başlangıç olacak: Global Great Reset! Ve 5 yıl sürecek “Yeni Normal Düzen İçin Dönüşüm” süreci başlayacak (mı)!?
Gelecek günler, bugünden daha kolay olmayacak, onu söyleyebilirim.
Şunu görüyorum, boşa geçirdiğimiz her dakika bu global tehdidin kan, can, ekonomik faturasını daha da artıracak. Bunun siyasal ve içtimai, ahlaki ve teolojik, psikolojik faturaları da olacak.
Eğer bu süreç aleyhimize sonuçlanacaksa (ki bu anlamda ülkede yeteri bir farkındalık ve refleks görmüyorum.) o zaman kıyamet savaşına hazır olun.
Konu, Meis ya da “Ege adaları, Libya, denizlerde doğal gaz” ile tartışmalardan çok daha derin ve can alıcı. “Türk-Yunan gerilimini” gözünüze çok yaklaştırırsanız arkasındaki yangını göremezsiniz. Kuşkusuz böyle zamanlarda herkesin masaya getireceği konular olacaktır. Ama herkesin masaya getirdiği konular kendi lehlerine sonuçlanacak da değildir. Alanda ve masada kazananlar da kaybedenler de olacaktır. Karşımızdakilerin kendi aralarında ihtilafları olsa da bize karşı birlikte hareket edebileceklerini de unutmamak gerekir.
Selâm ve dua ile.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.08.2025
26.08.2024
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022