Akın ÖZÇER
Bir önceki yazımda Suriye’de elli yıl kadar önce darbeyle iktidara gelen Baas Partisi’nin 73 Anayasası’yla pekiştirdiği tek parti diktatörlüğünün reform sayılamayacak bazı iyileştirmeler dışında aynen devam ettiğini; demokratik ilkelerin ve temel insan hak ve özgürlüklerinin sürekli ihlal edildiğini özetlemiştim. Bu rejimin insan hakları ihlallerini sürdürmesini ve sivil muhalefetin Arap Baharı’ndan esinlenerek 15 Mart 2011’de başlattığı toplu protesto gösterilerine karşı güç kullanmasını, hangi gerekçeyle olursa olsun, Suriye’nin “içişleri” çerçevesinde değerlendirmenin, demokrasi ve insan haklarına dolaylı olarak karşı çıkmak anlamına geldiğini vurgulamıştım. Aslında içişlerine karışmama ilkesine bazı siyasetçiler zaman, zaman atıfta bulunuyor ama Suriye’deki olaylar uluslararası kuruluşlarda genelde insan hakları bağlamında ele alınıyor. Suriye’deki olaylarla ilgili olarak BM çerçevesinde alınan 29 Nisan 2011 tarihli ilk kararın üye ülkelerde insan haklarının durumunu izleyen Genel Kurul’un İnsan Hakları Konseyi’nden çıkması basit bir rastlantı değil elbette.
BM Genel Kurulu, bir yıl kadar sonra, 16 Şubat 2012’de, 12’ye karşı 137 oyla benimsediği “Suriye’deki Durum” raporuyla “Suriye yetkililerinin keyfî tutuklamalarla ve sivillere karşı kuvvet kullanmak suretiyle insan hakları ve temel özgürlükleri ağır ve sistematik biçimde ihlal etmesini kuvvetle kınıyor. Şam hükümetini kendi halkını saldırılara ve hak ihlallerine karşı korumaya ve uluslararası hukuktan doğan yükümlülükleri yerine getirmeye ve Arap Ligi Planı’ndaki kararlara uygun önlemleri almaya çağırıyor”. Bilindiği gibi, sözkonusu plan Suriye’de çoğulcu, demokratik bir siyasi sistem oluşturmaya yönelik geçiş süreci için atılması gerekli adımları sıralıyor.
Buna karşılık, Beşlerin veto yetkisine sahip olduğu Güvenlik Konseyi’nden benzeri karar tasarılarını geçirmek mümkün olmuyor. Önce 4 Kasım 2011, sonra 4 Şubat ve 19 Temmuz 2012 tarihlerinde Rusya ve Çin tasarılara karşı “veto” kullanarak, muhalif harekete karşı gerekli gördüğü şiddeti uygulayabilmesi için Baas rejimine imkân ve zaman tanıyan bir tür “carte blanche” gösteriyor. Rusya Büyükelçisi Suriye’ye olası askerî müdahaleyi önlemeyi veto gerekçeleri olarak ortaya koyuyor. Çin Daimi Temsilcisi Li Baodong ise, Suriye’de insan hakları ihlal edilmiyor da sadece iki taraf savaşıyormuş gibi, ABD ve AB ülkelerince sunulan tasarıyı “sadece taraflardan biri üzerinde baskı uygulamayı öngördüğü” için veto ettiklerini açıklıyor. Rusya ve Çin, yaklaşık bir yıldır ardı ardına kullandıkları bu vetolarla aslında Suriye’nin içişlerine karışmama ilkesini işletmiş ve Baas rejimine muhalefeti silah gücüyle alt etmesi için gereken oksijeni sağlamış oluyor.
Baas rejimi, varlığını sürdürebilmek için uluslararası hukukta giderek zemin kaybettiğini vurguladığım içişlerine karışmama ilkesini savunuyor. Başbakan Yardımcısı Kadri Jamel, Rio Novosti ajansına “Batılı ülkeler Suriye’nin içişlerine karışmak için bahane arıyorlar. Biri uygun olmazsa diğerini bulacaklar” açıklamasını yapıyor doğal olarak. Sovyet Bloku çöktükten sonra, uluslararası arenayı hâlâ iki kutuplu dünyada yaşıyormuşuz gibi görmek ya da göstermek, demokrasi sorunu olan ülkeler kadar eski kalelerini elinde tutmak isteyen büyük devletlerin işine geliyor anlaşılan. Rusya Suriye’deki “stratejik çıkarları” nedeniyle Baas’ı destekleyebilir elbette ama Rusya’nın stratejik çıkarları üçüncü tarafların ağır insan haklarına yol açan bu rejime destek olmaları için gerekçe oluşturmuyor. Çünkü Suriye’nin kimin güdümünde olması değil, demokratik hukuk devletine dönüşmesi önemli olan. Başta Suriye, sonra Türkiye ve bölge halkları için...
Ne var ki içişlerine karışmama ilkesine Türkiye’de de olduğundan fazla önem veriliyor. Suriye sorununun “bağımsız ve egemen bir devletin içişlerine karışıp karışmama meselesi” olduğunu iddia edecek kadar geçmişte kalmış “solcu” yazarlarımız var. Ana muhalefet partisinin “Suriye’nin içişlerine karışmak cahilliktir” diyen İl başkanları, Suriye’deki çatışmaları “laikliği korumaya çalışan Suriye halkı ile Suriye’ye şeriatı getirmek isteyenler arasında bir savaş” olarak niteleyen milletvekilleri var. Abartının dozunu kaçırıp Esed’i “emperyalizme karşı dik duran bir aslana” benzetenleri ve demokrasiyi yarım yüzyıldır ayaklar altına alan Baas’ı göklere çıkaranları ise bir tarafa bırakıyorum.
Türkiye’nin Suriye’de demokrasiye, temel insan hak ve özgürlüklerine saygı gösterilmesini savunan değişimden yana politikası, Rusya ve Çin vetolarıyla mevcut rejimine oksijen sağladığı, İran da tüm ağırlığıyla bölgedeki müttefikine aktif destek verdiği için güvenlik riski taşıyor. Bu ülkelerin PKK ile kirli ilişkilerine ilişkin iddialar gözönüne alındığında bu riski gözardı etmek mümkün değil elbette. Ama Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun söylediği gibi Suriye’ye yönelik olarak izlenmesi mümkün olan üç politikadan diğer ikisi “Baas’a açık destek vermek” ya da “Suriye’nin içişlerine karışmamak” demokrasi ve insan hak ve özgürlüklerini ikinci plana atan, bu nedenle de Türkiye ve bölge için geleceği olmayan politikalar.
Türkiye’nin asıl sorunu, dış politikada yanlış bir kutup seçmiş olmaktan değil; iç politikada Kürt sorununu çözecek demokratikleşme adımlarını bir türlü atamamaktan kaynaklanıyor. Sorun belli, çözüm yolu da öyle ama siyasi iradeyi harekete geçirmek için daha ne yapmak gerekir, onu bilemiyoruz işte.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.09.2025
8.09.2025
3.09.2025
29.08.2025
18.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
26.06.2025
6.05.2023